41❅

4.5K 162 11
                                    


41,

Bağlama!

Telefonumdan konumu öğrenip, taksinin gelmesini bekledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonumdan konumu öğrenip, taksinin gelmesini bekledim. Kısa bir sürede gelen taksiye binip ezberlediğim konumu söyledim. Araba ilerlemeye başladığında telefonumdan gelen bildirim sesi oldu.

Bilinmeyen Numara: Bade, oraya gitme lütfen.

Bilinmeyen Numara: Senin için ne kadar tehlikeli bir yer olduğunu bilmiyorsun.

Bilinmeyen Numara: Yanında biri yok, farkında mısın?

Bilinmeyen Numara: Değilsin, bile.

Bilinmeyen Numara: Lütfen taksiciye başka bir yere gideceğini söyle.

Bilinmeyen Numara: Lütfen.

Bade: Sen Kimsin?

Bade: Emir, Aslı, Sefa?

Bade: Benim numaramı nereden buldun,

Bade: Hem sen taksiyi bindiğimi nasıl gördün?

Bade: Sapık, psikopat mısın?

Bade: Derhal beni izlemeyi bırak!

Bu Numaraya Artık Mesaj Atamazsınız.

Bu Numara Kullanılamıyor.

Gözlerim şaşkınca telefona bakarken içten bir nefes aldım. Artık böyle şeylere katlanmıyordum. Herkes fazlasıyla ergenleşmişti. Abiye yüz Türk Lirasını verip taksiden çıktım. 

Tenha bir yere gelmiştik. Açıkçası burayı söylediğimde taksici abinin yüzünde ki üzüntü hiç iyiye alamet değildi. Başka çarem yoktu, ama.

Çözmem gerekiyordu artık bu konuyu.

Yavaşça merdivenlerden çıkmaya başladım. Yaklaşık yirmi merdiven vardı ve ben daha yarısına gelmeden nefesim kesilmişti. Merdivenlerden çıktığımda büyük siyah kapı karşıladı beni. Açıkçası tırsmadım da değildi.

"Sen de kimsin?" Kulağından akan kan boynuna daha da yayılırken, yutkundum. Burada sadece dövüş yapılmıyordu. Bunu daha çok anlamıştım. 

"Ben, birisini arıyorum." dedim. Kelimeyi uzatmadan. "Melis, ismim." diyerek içten bir nefes aldım. Sahte ismi kullanmamıştım. Aklıma gelmeyen ikinci ismimdi, bu.

"Kimi arıyorsun?" Çantama atmayı umduğum buruşmuş kağıdı görmemle, aldığım nefes daha da derinden oldu. "Bu el yazısına sahip adamı."

Bana çarpan o da olabilirdi, aynı şekilde beni izleyen. Başka seçenek ve çaremde kalmamıştı. "Ben bu adamı tanıyorum ama sen nereden tanıyorsun Küçük Hanım." 

Titreyen ellerimi kenetleyip yutkundum. "İş yerindeyken kapının altından zarf geldi, sadece ben çalıştığım için araştırma gereği duydum." Evet mantıklı bir cevaptı bu. Adam başını sallayıp arkasında kan silen çocuğa döndü.

"Şu kızın elini bağla, Murat,"

BİLİNMEYEN NUMARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin