BİLİNMEYEN NUMARA

3❅

3,

47.Sokak

☆

Bade: Benim gerçekten geleceğimi mi sandın Bay sinirli!

Mesajıma cevap vermemişti. Laptopu kapatarak odama geçtim. Bir kaç dakika sonra günün yorgunluğundan uyuya kaldım.

"Bade?" Gözlerimi aralayarak bana gelen Aslıya baktım. Elinde tutuğu çay bardağından küçük bir yudum alarak baş ucuma oturdu.

"Ne zaman kalkacaksın. Saat on bir oldu!" Arkamdaki saatte döndüm. Saat on biri beş geçiyordu. Bu kadar geç saate kalkmaya alışık değildi bedenim. Aslı ayağa kalkarak kapıya ilerlerdi.

"Kahvaltı hazır gel." Bir süre boş boş ona baktıktan sonra derin bir nefes aldım. Bu hayata yaşamaya hazır değildi bedenim.

Odamın içinde ki banyoya giderek yüzümü yıkadım. Telefonumdan gelen bildirim sesi ile mesajı açtım.

Bay Sinirli size bir mesaj gönderdi

Bay Sinirli: Gelmemen iyi oldu. Senden daha iyisini buldum.

Bade: Senin adına sevindim.

Yüzümü kurulayıp salona geçtim. Aslı elindeki sıcak ekmeğe üflerken Emir küçük olan sucuğu ağzına atmıştı. Sandalyeyi çekerek derin bir nefes aldım.

Üniversite kayıt işlemlerim başlamıştı. Grafik okuyordum, daha doğrusu okumaya başlamıştım. Kayıt olmam içinde Öğrenci işlerine gitmem gerekiyordu. Kendimi bildiğim bileli hiç sevmezdim orayı.

"Üniversite kayıt için okula gideceğim."

Sucukları boğazıma dizerken konuştum. Midemin bu kadar aç olduğunu bilseydim sabah yedide uyanır yemek yerdim.

"Bizimde işimiz var bugün. Kaybolmak istemiyorsan seni bırakabilirim ama." Emir çayından yudum alarak bana baktı. Yemeğimi yutarak arkama yaslandım.

"Ben sizi rahatsız etmeyim. Siz halledin." Aslı yeşil zeytini ağzında gevelerken kaşlarını çattı.

"Ne rahatsızı Bade. Senin için ölürüm ben ölür." Gülümseyerek makas attım burnuna. Aslıyla anlaşmayı seviyordum.

Kıyafetimi boy aynasından son defa baktım. Topuklu ayakkabı giymiştim. Fiziğim daha çok albenili olmuştu. Kısa salaş bir elbise ve siyah çantayla uyumlamıştım kıyafetimi.

Emir ve Aslı bir saat önce çıkmışlardı bende mutfağı toplayarak odaya geçmiş hazırlanmıştım.

Büyük masada duran anahtarı alarak evden çıktım. Kapıyı kilitleyip merdivenlerden indim. Küçük bir mahallede tutmuştuk evi. Emirin arkadaşı sayesinde uygun fiyata da getirmiştik. Tabi uygun kısmında evin giderleri yoktu.

Tek sorunu serseri tiplerle dolu olmasıydı. Sokak başlarında biriken içkiler ve uyuşturucu kapları da bunun belirtisiydi.

Haritalar kısmına girerek konum için harita kısmına tıkladım. Emire çıkmadan önce öğrendiğim yirmi No'lu otobüse binip şoför abiye gideceğim sokağı söyledim. Parayı uzatıp boş bir alana oturdum.

Yarım saatin ardından istediğim yere gelerek indim. Tenha bir sokak olmasına şaşırmıştım.

Böyle bir konum içerisinde üniversite yapmak fazlasıyla saçmalıktı. Telefonuma girerek konum bilgisine tıkladım. Bay Sinirlinin attığı ev konumuna gelmiştim!

Başımdan sanki kaynar sular aktı. Yukarıdan bildirim geldiği için onun konumu kalmıştı. Etrafa baktım. Tek yönlü gidiş vardı ve ben nasıl gideceğimi bile bilmediğim bir şehirde yanlış yere gelmiştim!

Binanın çevresinde ki korkuluk kısmına oturarak binaya baktım. Dünkü konuştuğum Bay Sinirle buradan nasıl gideceğimi sormam gerekiyordu. Sonuçta onun kaldığı bir sokaktı.

Bade: Senin attığın konumdayım. Buraya yanlışlıkla geldim. Nasıl geri dönebilirim?

Bay Sinirli: İnanamıyorum.. Sen benim evimin önündesin ve ben orada değilim.

Bade: Senin için gelmedim Aptal!

Sinirli mesaja baktım. Ondan yardım istemek asıl aptallıktı. Sinirlenip hala mesajına bakmam da ayrı bir aptallıktı. Telefon ekranında beliren mesaj kutusuyla çift tıkladım.

Bay Sinirli: Hem yardım istiyorsun hem de laf sokuyorsun. Sen nasıl bir kızsın.

Bay Sinirli: Kız olduğundan da şüpheleniyorum.

Görüldü

Bade: Erkek olsam ne değişecek. Yapacağını her türlü yaparsın sen!

Bay Sinirli: Ha ha küçük tatlı hanım! Beni deli etmeyin.

Bade: Kaçıncı kat demiştin? Senin evine girmek istiyorum da!

Bir kaç saniye önce aklıma gelmişti. Burada ki katlar balkondan girilebiliyordu. Eğer kilitlememiş ise eve girebilirdim. Böylesine bir adama ceza vermek zevk olurdu benim için.

Bay Sinirli: Yiyorsa yap Küçük Hanım. Cezasını gece geldiğimde ödersin!

*