İnsan Anatomisi

2.3K 339 215
                                    

Oy verdiyseniz buyurun bölüme.

-

Geri döndüklerinde hepsi hala masadaydı. O kadar dans etmişlerdi ki cidden yorulmuşlardı. Seungmin, Jeongin ve Wooyoung gülerek konuşurlarken Jisung ve Felix de oturdular. Onlar da yerlerine oturduktan sonra masalarının önlerinden biri geçti. Felix, kıyafetinden dolayı masalarının önünden geçen kişiye baktı. Siyah deri pantolonu, zincirlerle süslenmişti ve üstünde de kırmızılı siyahlı değişik modeli olan ve dar bir üst vardı. Üstünde de deri ceketi vardı. Kırmızı saçları olan bu uzun beden, sadece Felix'in değil, o anda o alanda bulunan çoğu kişinin dikkatini çekmişti. Felix birkaç saniye baktıktan sonra kafasını çevirdi ve tekrar arkadaşlarına odaklandı.

Bir iki saat daha takılıp mekandan kalktılar. Saat 2'yi geçiyordu. Neyse ki sarhoş değillerdi. Wooyoung dışında. Seungmin ve Felix, Wooyoung'un koluna girmişlerdi ve arabaya ilerliyorlardı.

Neyse ki sağlam bir şekilde eve gelmişlerdi. Wooyoung'u da kendi evlerine getirmişlerdi. Wooyoung'u salona yatırdıktan sonra hepsi üstünü değişti ve hemen kendilerini yatağa attılar.

Bir gün sonra yani pazartesi günü istemeyerek de olsa okul için uyanmaları gerekiyordu. Wooyoung da dahil hepsi aynı üniversiteye gidiyorlardı.

Kahvaltı yapıp evden çıktılar ve olaysız bir şekilde ilk derslerine girdiler.

Zaten olay burada başlıyordu.

Hepsinin dersleri bittiğinde kafeteryada toplanmaya karar verdiler ve kahvelerini alıp boş bir masaya oturdular. Biraz sohbet ettikten sonra kafeteryaya biri geldi. Geldiğinde tüm dikkatleri üstüne çekecek biri.

Hepsi kapıya baktıklarında herkesin neden birden pür dikkat kesildiğini anladılar.

Bu öğrenci yeni gelmiş olmalıydı çünkü böyle bir öğrencinin varlığı bu zamana kadar görmezden gelinecek türden değildi.

Felix daha dikkatli baktığında bu sülietin bir yerden tanıdık geldiğini fark etti. Kendi kendine düşündü. Acaba barda denk geldiği birisi miydi? Ya da çocukluk arkadaşlarından biri? Hayır, o kadar eskiye dayanan bir tanıdıklık değildi. Son günlerde olmuş bir şeydi.

O düşünceleri ile dalıp gitmişken Wooyoung elini kaldırıp çocuğa seslendi.

"Hey, Hyunjin! Buradayız!"

Hepsi masada ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hyunjin onlara dönüp gülümsedi ve yanlarına ilerlemeye başladı. O gelen kadar da Wooyoung diğerlerine dönüp gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Bu sene yeni kayıt olmuş buraya. Ortak dersimizde tanıştım ben de. Yeni taşınmış. İnsan anatomisi okuyor."

İnsan anatomisi mi?

Felix şok içinde bir Wooyoung'a bir masaya yaklaşan Hyunjin'e bakarken Hyunjin gelip masanın başında durmaya başlamıştı. Hemen yanında duran boş bir sandalyeyi alıp Wooyoung ve Seungmin'in arasına oturdu.

"Bahsettiğim arkadaşlarım, Hyunjin. Seungmin, Jisung, Jeongin ve Felix." diye göstererek tanıttı hepsini Wooyoung.

Hyunjin her birine gülümseyip hafifçe başını eğerken en son Felix'e geldiğinde durdu. Felix zaten anlam veremediği tanıdıklık ile gerginken üstünde takılı kalan bakışlar hareket etmesine izin vermiyordu.

"Kusura bakma, çok dikkatli baktım sanırım. Sadece, gözlerin çok çekik değil. Yabancı mısın?" diye sordu Hyunjin.

Felix bunu duyunca rahatlamıştı. Sadece yabancı olduğunu düşündüğü için bakmıştı. Böylece Felix de onun tanıdık biri olmadığı kanısına varmıştı. Öylesine benzettiği biri olduğunu düşündü.

"Yarı Koreli yarı Avustralyalı'yım. O yüzden." dedi çekingen bir şekilde Felix. Her ne kadar istese de göz teması kuramıyordu.

Hyunjin, giydiği siyah, tek dizi yırtık olan kot pantolonun üstüne giydiği ve yakasının ilk üç düğmesini açık bıraktığı siyah gömleği ile fazlasıyla dikkat çekiyordu. Uzun boyu, fiziği ve uzun, kırmızı saçları da bu etkiyi artırıyordu.

Cevabından sonra Felix'e gülümsedi Hyunjin. Felix yine istemeden gözlerini kaçırdı. Bunu isteyerek yapmıyordu. Gözleri ondan habersiz kaçmak istiyordu sadece.

Hyunjin ve diğerleri hoş bir sohbete daldıklarında Felix'in yine ara sıra aklı bir şeylere takılıyor bazen de sohbete dahil oluyordu. Aslında Hyunjin her konuşan kişinin yüzüne bakıyordu ama Felix o bakışları kendi üstünde hissedince istemsiz kasılıyordu.

Masada dönen sohbetten Hyunjin'in tek yaşadığını, bu üniversitede üç arkadaşının daha olduğunu ve onlarla uzun zamandır arkadaş olduğunu öğrenmişlerdi. Arkadaşlarını Felix tanımıyordu. Hiçbiri ile ortak dersi yoktu. Sadece isim olarak biliyordu; Changbin, Chan ve Minho.

Onlar okulda bilinen tipik tiplerdendi. Havalı ve yakışıklı olanlardan. Her kızın şansını denediği ama onların hiç takmayıp ne isterlerse yaptığı o tiplerden. O yüzden Felix tanımaya çok da meraklı değildi zaten.

Felix yine düşüncelerine dalmışken masada, Wooyoung'un dediği rastgele bir cümleye takıldı.

"Hyunjin, sen de arkadaşlarını çağır. Bu akşam dokuzumuz takılırız. Senin de arkadaşlarınla tanışırız, kaynaşmış oluruz."

Felix bunun kendi hayal ürünü olmasını diledi. Wooyoung'un tezcanlılığı ilk kez en sevmediği özelliği olmuştu.

İstememesinin pek açık bir sebebi olmamasıyla beraber, Felix rahat hissedeceğini düşünmüyordu. Hatta belki bir bahane uydurur, onlarla gitmezdi bile.

Hatta Hyunjin'in kabul edeceği ne belliydi?

"Güzel fikir. Pekala, mekanı siz mi seçersiniz yoksa benim tarzıma mı güvenirsiniz?"

"Sana kalmış, seni tanımış oluruz." dedi Wooyoung ve göz kırptı.

Felix yanındaki Seungmin'e eğilip sordu sessizce:

"Bardan başka bir yere gitmeyiz herhalde. Tarzından ben onu anladım."

"İçmeyi sevmiyor mu?" dedi Hyunjin normal konuştuğu ses tonuyla Wooyoung'a sorarak.

Felix şok olmuş gözlerle ikisine baktı. Hyunjin'in duyacağını düşünmemişti. Rezil hissediyordu.

"Felix pek içmez. İçer ama bayılmaz o kadar." dedi Wooyoung da.

"Üzgünüm, sizi bildiğim çok iyi bir bara götüreceğim." dedi Hyunjin bu kez de.

"Sorun değil zaten. O yüzden demedim. Meraktan sadece." dedi Felix de.

"Güzel o zaman. Ben haber veriyim çocuklara sonra da ben size mekanı ve saati yazarım." dedi Hyunjin.

"Tamamdır, bekliyoruz." dedi Wooyoung.

Vedalaştıktan sonra Hyunjin masadan kalktı. Diğerleri kendi aralarında tekrar sohbete başlarken Felix hala derin düşünceler içerisindeydi.

-

Olay başlasın artık ya nerde kaos nerde vahşet

Oy sınırımız: 20

You Said "Blood" | Hyunlix'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin