Ateş

1.4K 199 233
                                    

"Beğendi mi kolyeyi?" diye sordu Changbin.

"Evet. Baya hem de. Gözleri parladı resmen." diye cevapladı Hyunjin.

"İyi akıllanmışsın."

"Kes ya kes."

"Ama senin daha güçlü hamleler yapman lazım." dedi Minho.

"Mesela? Çıkıp bir anda yapışayım mı dudaklarına?"

"Oha aklımı nasıl okudun lan?"

"Saçmalamayın bir kere de."

"Ben hala elmalı kokteyl olayındayım. O kadar sakin kalamazdım ben Felix gibi." dedi Changbin.

"Harbi ya. Felix de hiç sorgulamadı nereden bildiğini. Oysaki beşi beraber bara gittiklerinde lavaboda sen de vardın. Hala komik. O kadar saç renkleri hakkında falan konuşmuşlardı." dedi Minho da.

"Cidden ya. Bir de masada beklerken gördüm. Onlar oturdu, arkalarından sen çıktın, sana baktı ama okulda görünce tanımadı."

"Tanıdı." dedi ciddi bir sesle Hyunjin.

"Nerden biliyorsun?" dedi Chan.

"Kendi hatırlamamış olabilir ama ilk beni kafeteryada gördüğünde bir şeyler hatırlar gibi oldu. Sonrasında akışına bıraktı. Hala da fark etmedi."

"Söylemeyi düşünüyor musun?"

"İlerleyen zamanlarda öğreneceği tek şey bu olmayacak zaten."

"Felix aşık olsa da hepimiz kurtulsak ya. Bir aşık olacak diye düştüğümüz hallere bak." dedi Minho.

"Sus ya. Jisung ile konuşurken hiç öyle demiyorsun ama." dedi Changbin de elini onun omzuna atıp.

"Seni bağlayan kısım neresi acaba tam olarak?"

"Çıkmaya mı başladınız?" diye sordu Hyunjin.

"Hayır be. Ne alaka?"

"Ne bileyim?"

"Geçen gün kurabiye yapmış, bana da getirdi." dedi Minho aradan birkaç saniye geçtikten sonra.

"Felix söylemişti ya. 'Jisung mutfağa girdi eğer yarım saat sonra mesajına bakmazsam bil ki zehirlenmişimdir.' dedi."

"Kurabiyeler gayet güzeldi ya." dedi Minho sessizce.

"Vay, haberin vardı yani." dedi Changbin imalı şekilde gülümserken.

"Flört sayılırız bence."

"Felix'in haberi var mı?" dedi Minho da.

"Olması lazım."

"Chan, iyi misin sen? Sesin çıkmıyor da." dedi Changbin, Chan'a bakarak.

"İyiyim, sadece yaptığınızın yanlış olduğunu düşünüyorum." dedi ve oturduğu koltuktan kalkıp yürümeye başladı salondan çıkmak için.

Hyunjin de onun arkasından ayağa kalktı ve konuştu:

"Ne oldu sana? Bu işin başında hiç de böyle demiyordun? Neden şimdi bunun yanlış olduğunu düşünüyorsun?"

Chan durdu ve arkasını döndü.

"Bir şey olduğu yok. Sebebini sen de ileride anlarsın."

"Ne oldu Chan? Aşık mı oldun Felix'e?" dalga geçer gibi bir sesle ve sırıtarak konuşmuştu Hyunjin.

Chan hızlı adımlarla üstüne yürüdü.

"Bak Hyunjin, yerini bil. Sözlerine de dikkat et. Ateşle oynuyorsun."

You Said "Blood" | Hyunlix'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin