"Ya görmüşsünüz her şeyi. Neden anlatayım bir daha?" dedi Felix.
Salonda L koltuğun ortasına oturmuş ve başında da ayakta dikilen arkadaşları vardı. Hepsi Felix'in kapıyı çekip çıkmasından sonra balkona koşmuşlar ve her şeyi izlemişlerdi. Şimdi de sorgu zamanıydı.
"Olmaz, detay lazım." dedi Jisung.
"Ya ne detayı? İzlemişsiniz işte."
"Hayır, dedikleriniz çok duyulmadı." dedi Jeongin de.
"Önemli bir şey konuşmadık. Öylesine. Teşekkür etti falan. Sürprizine şaşırdığımı söyledim. Öyle şeyler yani."
"İnanan var mı?" dedi Seungmin.
"Peki sen iyi hissediyor musun?" dedi Taehyung sakince.
Felix hafif bir şaşkınlıkla ona baktı. Ne de olsa ona da her şeyi uzun uzun anlatmıştı. Taehyung her ne kadar öyle davranmasa da Hyunjin'den hoşlanmadığını anlayabiliyordu Felix. Hyunjin'in Felix'e yaptıklarını duyunca anında sinir olmaya başlamıştı.
"Evet. Eski endişelerim yok artık." dedi Felix de gergin bir şekilde.
"Felix, bir şey diyeceğim ama kızma." dedi Seungmin ve Felix'in yanına oturdu.
"Kızmam tabii ki."
"Bu biraz fazla değil mi? Kaçıncı kez affettin ve her seferinde iyi hissettiğini söylüyorsun. Cidden iyi hissediyor musun? Gerçekten iyi misin onunlayken?"
"Biliyorum. Ben de bazen anlayamıyorum yaptığımı ama içimden bir ses Hyunjin'in bunları bilerek yapmadığını söylüyor. Her seferinde konuşmama kararı aldığım doğru ama her seferinde o kadar içten özür dileyip öyle tahmin etmediğim şeyler yapıyor ki. Ben onun yanında cidden iyi hissediyorum. Belki kendimi kandırıyorumdur ve sonunda çok fazla üzüleceğim ama istesem de uzak durmak istemiyorum. Çünkü bu her şeyi daha da kötüleştirecek. Daha da kendimi mahvederim gibi hissediyorum. Bu yüzden ne istiyorsam yapmak istiyorum. Hatasıyla da doğrusuyla da istediğim gibi davranmak istiyorum."
"Haklısın. Kesinlikle haklısın. Sadece kalbin kırılırsa bize anlatıp bize ağlamaktan çekinme. Her kararında yanındayız. Sadece dikkat et kendine ve seni kötü etkileyen her şeyi çıkar. Hem hayatından hem kafandan. Biz ne de olsa her türlü burada olacağız." dedi Seungmin de.
"Biliyorum. Teşekkür ederim hepinize."
"Ya ama böyle konuşursanız ben ağlarım." dedi Jeongin ve Felix'in üstüne atlayarak sarıldı.
"Ben de kucak istiyorum." dedi Jisung ve o da Seungmin'e sarıldı.
"Çocuklarım birbirlerini çok seviyor. Çok duygusal bir babayım şuan." dedi Taehyung da.
Sonra Jeongin kalkıp ona sarıldı. Daha doğrusu üstüne atladı.
Ertesi gün beraber dışarıda kahvaltı yapmaya çıktılar. Çünkü evde hazırlamaya çok üşenmişlerdi. Kahvaltı yaptıkları yerden çıktıktan sonra Jeongin ve Jisung kaldırımın kenarında pamuk şeker satan bir adam görünce pamuk şeker almak için tutturdular. O yüzden hepsi pamuk şeker almak için kaldırımın köşesine geçtiler.
Jeongin ve Jisung pamuk şekerlerini aldıktan sonra Seungmin, Felix'e döndü.
"Sen almayacak mısın?"
"Sen sorunca alasım geldi." dedi ve bir tane de o aldı.
Yolda üçü pamuk şekerlerini yiyerek önde; Seungmin ve Taehyung da onların arkasında yavaşça yürüyorlardı. Seungmin, diğerlerinin duyamayacağı kadar aralarında mesafe bıraktıktan sonra kısık sesle Taehyung'a ithafen konuştu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Said "Blood" | Hyunlix'
FanfictionEv arkadaşları ile mutlu ve huzurlu bir hayatı olan Felix, okuduğu üniversiteye o sene gelen ve tesadüfen tanıştığı insan anatomisi okuyan Hyunjin yüzünden bu sakin ve sevimli hayatına veda eder ve kendini yabancı olduğu tüm kavramların ortasında bu...