Güven, Özlem

1K 134 306
                                    

Bon-Hwa ne yapacağını bilmiyordu aslında. Eğer Hyunjin gerçekleri öğrenirse planından anında vazgeçebilirdi ve o bunu istemiyordu. Evet, o masum çocuk Yongbok olabilirdi ama yine de intikam alınacak tek kişi oydu şuanda. Yongbok'un suçu yoktu. Sadece onun yüzünden bütün bir hayatını onu saklamaya harcamıştı. Herkese yalan söylemek zorunda kalmıştı. Yongbok'tan değil, onun kendisini soktuğu durumdan nefret ediyordu.

Hayır, Hyunjin bunu şimdi öğrenemezdi.

Planlarının "o" noktasında öğrenmeliydi. Bu yüzden işlerini ona göre ayarlayıp denk getirecekti. Herkesin aynı anda öğrenmesi daha heyecan verici olmaz mıydı? Hepsinin yüz ifadesini aynı anda görmenin hazzını başka ne verebilirdi?

-

Hyunjin telefonu kapattıktan sonra bir iç çekti. Ardından arabadan inip o da eve girdi. İçeri girdiğinde Felix çoktan pijamalarını giymiş ve salondaki geniş koltuklarda oturup telefonuyla ilgileniyordu.

Hyunjin son zamanlarda her Felix'e baktığında içinden özür dilemeye başlamıştı. İsteyerek olmuyordu, ona bakıyordu ve içindeki ses bağırıyordu:

"Özür dile! Hadi, özür dile! Özür dilesene!"

Susturmaya çalışıyordu onu, ailesi için yaptığını anlatmaya çalışıyordu o sese ama o arsız ses dinlemiyordu onu. O ses, bağırarak kendi sesini bastırıyordu ve Hyunjin kendi ile bir karmaşanın ortasında kalıyordu.

Yavaşça onun oturduğu koltuğa ilerleyip sırtını kol koyma yerine yaslamış ve ayaklarını kendine doğru çekmiş olan Felix'in ayaklarının dibine oturdu. Felix o gelmesine rağmen telefondan kaldırmamıştı başını. Hyunjin kaşlarını çattı.

"Sevgilim, bir sorun mu var?" dedi.

"Hayır." dedi Felix hala telefona bakarken.

Hyunjin onun çenesini tutup yüzüne bakmasını sağladı nazikçe.

"Bence biraz tripliyiz, hm?"

"Tripli değilim."

"Asla yalan söyleyemiyorsun."

"Sen söyleyebiliyor musun?"

"Sevgilime asla yalan söylemem."

"Öyle mi?"

"Şüphe mi duyuyorsun sevgilim?"

"Hayır."

"Ne olduğunu söyler misin bana?"

"Sadece bana güvenmediğini düşünüyorum."

"Böyle düşünmeni sağlayan nedir peki?"

"Telefonla konuşmak için arabada kaldın Hyunjin."

"Kimle konuştuğumu telefonumu açıp gösterebilirim."

"Bana hesap verip kimle konuştuğunu göstermeni istemiyorum. Sadece benden bir şey saklamanı istemiyorum."

Hyunjin hareketlenip tamamen ona döndü. Ellerini onun belinin iki yanına uzatıp sarıldı. Felix de mecburen bacaklarını Hyunjin'in iki yanından uzattı.

"Senden bir şey saklamıyorum bebeğim. Arayan amcamdı. Sadece ben beraber olduğumuz her anı seninle geçirmek istiyorum ve kimse bizi rahatsız etmesin istiyorum. Bu yüzden yanında başka bir şeyle ilgilenmek istemiyorum."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

"Evet. Dediğim gibi, sevgilime asla yalan söylemem."

"Doğru."

"Böyle küçük şeyler için moralimizi bozmayalım, olur mu? Sen de böyle düşünceleri at kafandan bebeğim. Tatilimizin tadını çıkaralım, hm?"

You Said "Blood" | Hyunlix'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin