Kısa bir yolculuktan sonra Felix, Hyunjin'in evindeydi. İlk defa görüyordu onun evini. Böyle muhteşem bir ev beklemiyordu.
Heyecandan her yeri kasılırken belli etmemeye çalıştı. İçeri girdiklerinde Felix, Hyunjin'in kapıyı kapatmasını bekledi. Hyunjin kapıyı kapattıktan sonra Felix'i salona doğru yönlendirmek için belini tuttu.
"Gel, salona geçelim." dedi.
Felix, belinde hissettiği eller ile şaşırmış ama yine de bir şey belli etmeden Hyunjin'in yönlendirdiği gibi salona geçti ve geniş koltuğun kenarına oturdu ve dirseğini de koltuğun kol koyma yerine yasladı. Hyunjin de yanına oturdu.
"Üstüne rahat bir şeyler verebilirim." dedi Hyunjin.
"Yok, hayır. İyiyim böyle, sağ ol."
"Peki, nasıl istersen. Aç mısın peki?"
"Hayır."
"Böyle her şeye hayır diyemezsin."
"Ama içim rahat etmez ki öyle."
Hyunjin yavaşça yerinden hareketlenip daha da yakınına oturdu Felix'in. Felix koltuğun köşesinde sıkışmıştı neredeyse ama bundan rahatsızlık duymadığını fark etti. Bu gerçeğe kendi bile inanamadı.
O sırada Hyunjin bir şey daha yaptı.
Elini uzattı ve Felix'in saçlarının bir kısmını eliyle okşayıp kulağının arkasına koydu.
"Çekinmeni istemiyorum. Sen sıradan biri, öylesine biri değilsin. Kendi evin gibi davran, tamam mı?"
"Peki, teşekkür ederim." dedi Felix afallamış bir sesle.
"Rica ederim." dedi Hyunjin de gülümseyerek.
Sonra beraber kalkıp mutfağa geçtiler. Hyunjin buzdolabını açıp bakmaya başladı.
"İstersen sana bir şeyler hazırlayabilirim ya da sipariş de edebiliriz."
"Hiç yorma kendini. Dışarıdan söyleriz."
"Emin misin? Eğlenirdik."
"Eminim, eminim."
"Pekala."
Tekrardan salona geçtiler ve hamburger sipariş ettiler. Yemekler gelene kadar da sohbet etmeye başladılar. Felix bir süre sonra koltukta bağdaş kurarak oturmak istedi ama kot pantolonu her ne kadar bol olsa da ona engel oldu. Bu yüzden bağdaş kurmaktan vazgeçti. Hyunjin ona baktı ve konuşmaya başladı:
"Gel sana rahat kıyafetler vereyim."
Felix de itiraz etmedi çünkü cidden kot pantolonla rahat edememeye başlamıştı. Beraber Hyunjin'in odasına çıktılar ve Hyunjin kendi kıyafetlerinden bir tane eşofman bir tane de sweat verdi. Hyunjin çalan kapı ile aşağı indi, Felix de üstünü değiştirip kıyafetlerini yatağın kenarına katlayıp koydu.
Aşağı indiğinde Hyunjin kuryeden yemek poşetlerini alıyordu. Kapıyı kapattı ve merdivenin sondan ikinci basamağında duran Felix'e baktı.
Kendi kıyafetleri ona büyük gelmişti. Ayrıca bu görüntü onun içinde ılık bir duygunun yayılmasını sağladı. Tatlı bulmuştu.
Beraber salona yerleşip yemeklerini yemeye başlamadan önce izlemek için bir film açtılar ve film izleyerek yemeye başladılar. Hyunjin, bazen kontrol amaçlı Felix'e bakıyordu. Koltuğa sırtını yaslamış ve bağdaş kurmuş şekilde iki eliyle hamburgerini tutarak tamamen odaklanmış şekilde filmi izliyordu. O sırada Felix izlediği bir sahne yüzünden hafifçe güldü ve sonra bir şeyler söylemeye başlayarak gülümsemesini bozmadan Hyunjin'e döndü. Hyunjin'in zaten ona baktığını görünce ciddileşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Said "Blood" | Hyunlix'
FanficEv arkadaşları ile mutlu ve huzurlu bir hayatı olan Felix, okuduğu üniversiteye o sene gelen ve tesadüfen tanıştığı insan anatomisi okuyan Hyunjin yüzünden bu sakin ve sevimli hayatına veda eder ve kendini yabancı olduğu tüm kavramların ortasında bu...