"Sana son kez soracağım. Matthew nerede?"
"Bilmiyorum, yemin ederim ki bilmiyorum. Bana sadece paramı vereceğini söyledi. Ben de dediğini yapıp vurdum ama sonra ortadan kayboldu."
Hyunjin adama bir tekme daha attı.
"Seninle böyle anlaşmamıştık. Hani her şeyi bilen adam sendin? Öyle dediler bana."
"Yemin ederim ben de bilmiyorum."
"En son nerede konuştun onunla?"
"Moon Hotel'de."
"Atın tekrar odaya."
Bunu demesiyle arkasında duran adamlar, yerde duran adamı sertçe kaldırıp tekrar getirdikleri odaya götürdüler.
"Changbin, Moon Hotel."
"Telefonuna atıyorum." diye cevapladı Changbin önündeki geniş ekipmanlı bilgisayarların ekranından gözünü ayırmadan.
"Pekala."
Hyunjin. Hwang Hyunjin. Yakışıklı üniversite öğrencisi. Sadece bundan ibaret değil. Amcasının kalan görevlerini yerine getiriyor. Seri katil Hwang Hyunjin. Polisin bir türlü izini süremediği. Yapıyor bu işi çünkü. Titiz ve temiz. Arkadaşları var. Yardımları oluyor. Mesela Changbin, herhangi bir kod işinde direkt devreye giriyor.
Hyunjin en çok gece öldürmeyi severdi. Bir vampir gibi. Gece avlanan bir hayvan gibi. En çok o zaman zevk alırdı. Bıçağının altındaki tenlerin sahiplerinin gece olmasını umursamadan attığı faydasız çığlıklardan beslenirdi. Zevkten dört köşe olurdu. Kötü taraf ise pişman değildi bundan. Minho ve Changbin dosyaları kabarık olanları arar, Changbin yardım eder ve her bir şeylerini öğrenir, Hyunjin de cezasını verirdi. Chan da her şeyi kontrol ederdi. Tam bir takım işi.
Bu hayatı sadece dördüne aitti. Kimse bu dairenin içine giremezdi. Kendi sınırları ve karanlık alanları vardı ve kimse bu boşluğa düşmek istemezdi.
~
Felix istemeden hep Hyunjin'in değişimini düşünüyordu. Hyunjin'i değil, hareketlerini. Hala mantıksızdı. Hareketlerini düşününce hala normal gelmiyordu ama önemi yoktu artık. Hyunjin hatasını anlamıştı.
Yatağında oturmuş kitap okurken telefonuna mesaj geldi. Okuduğu sayfayı bitirdikten sonra eline aldı telefonu ve bildirime baktı. Yabancı numara. Bir kez daha. Chan ya da diğerlerinden olması imkansızdı. Çocuklar şu anda salondaydı.
+82.......
Felix
Hyunjin benFelix
Sen nasıl buldun numaramı+82.......
Wooyoung diye bir arkadaş biraz aracı oldu daFelix
Ah anladımO gece uzun süre Hyunjin ile mesajlaştı Felix. Artık Hyunjin'den dolayı rahatsız olmadığı için mutluydu. Onu yanlış tanımıştı ve şimdi onun bu hoş hareketlerine şahit olmak mutlu ediyordu onu. Hyunjin, güzel bir şekilde muhabbet ediyordu ve komik şakaları vardı. Felix onunla sohbet etmeyi eğlenceli bulmuştu. Hatta yarın bir ders arasında beraber yemek yemek için sözleşmişlerdi bile. Felix arkadaşlarına o kadar söylerken kendinin de aynı şeyi yaptığını düşündü bir süreliğine. Sonrasında sadece bir yemek olduğunu düşündü.
Telefonuna o kadar dalmıştı ki tıklatılan kapısını bile duymamıştı. Ses gelmeyince Jisung da içeri girmişti ve Felix bunu da fark etmemişti.
"Hey, Felix. İki saattir kapını çalıyorum."
"Ah, pardon. Duymamışım."
"Mısır patlattık. Film izleyeceğiz, hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Said "Blood" | Hyunlix'
FanfictionEv arkadaşları ile mutlu ve huzurlu bir hayatı olan Felix, okuduğu üniversiteye o sene gelen ve tesadüfen tanıştığı insan anatomisi okuyan Hyunjin yüzünden bu sakin ve sevimli hayatına veda eder ve kendini yabancı olduğu tüm kavramların ortasında bu...