Felix hala Hyunjin'in garip tavırları karşısında ne yapması gerektiğini bilmiyordu, ne düşüneceğini de. O gece başka bir hareketi olmamıştı. Felix de bir şey dememiş sadece alkolsüz ve elmalı kokteylini içmişti. Eve geldiklerinde saat 4'tü. Fazla dağıtmışlardı. Gülüşmeler, müzik, boş bardaklar... Tabii dans etmeleri de buna dahildi. Felix kalkıp dans etmemişti. Kendine söz vermişti ama yine de kalkıp dans edecek gücü bulamadı kendinde.
Hepsi öğlene doğru uyanmıştı ve başları ağrıyordu. Felix'in içmemesine rağmen onun da başı ağrıyordu. Bugün dersleri olmaması iyi oldu çünkü asla okula gidecek halleri yoktu.
~
"Hyunjin gözlerinle yedin çocuğu." dedi Changbin.
"Hayır, sadece çok çekingendi. Uğraşmak istedim."
"Rahatsız olmuş gözüküyordu. Yapma bir daha." dedi Chan da.
"Hayır, sadece biliyor ve inanmak istemiyor. Bu da onu endişelendiriyor." dedi Hyunjin.
Hepsi akşam Hyunjin'de kalmıştı ve şuan salonda oturup konuşuyorlardı.
"Bu Minho da yanındaki çocuktan alamadı gözlerini." dedi Changbin.
"Susar mısın?" dedi Minho.
"Aşık mı oldun lan yoksa?" dedi Hyunjin gülerek.
"Saçmalamayın daha fazla arkadaşlar."
"Sen nasıl halledeceksin o işi peki?" dedi Chan Hyunjin'e dönüp.
"Merak etmeyin. Ben de o. Halledeceğim."
"Umarım halledersin Hyunjin."
~
Ertesi gün okula gittiklerinde Felix, onlarla karşılaşmak istemiyordu. Hyunjin'in ve arkadaşlarının olduğu yer geriyordu onu. Düşünmemeye çalıştı ve derslere kendini vermeye çalıştı.
Başarmıştı da. Hocasının anlattığı şeylere dikkat kesilince kafasındaki şeyler uçmuştu. Şimdi daha iyi hissediyordu. Profesör dersi bitirdiğinde kendine sıcak bir şeyler almak için kafeteryaya indi. Sırada beklerken arkadaşı Yeji ile karşılaştı.
"Hey, Felix!"
"Ah, selam Yeji."
"Nasılsın bakalım?"
"İyiyim, kahve alayım dedim. Sen nasılsın?"
"İyiyim ben de, öyle işte. Bir ara buluşalım ya. Uzun zamandır takılmıyoruz. Jeongin'in hala bana milkshake borcu var. Onu da unutmadım."
Felix güldü ve cevapladı.
"Olur, tabii. Hatırlatacağım Jeongin'e, merak etme."
"Tamamdır, görüşürüz."
"Görüşürüz."
Sonrasında Yeji elinde kahvesi ile ayrıldı. Felix de kendi siparişini baristaya söyledi. Fındıklı lattesini aldıktan sonra dışarıda oturmaya karar verdi. Dışarısı soğuktu ama Felix yine de soğuk havanın yüzüne çarpmasını istiyordu. Zaten üstünde bir beyaz gömleği bir de beyaz gömleğinin üstüne giydiği yeşil süveteri vardı. Altındaki siyah kumaş pantolonu da üşümesini engelliyordu.
Bahçedeki banklardan birine oturduktan sonra biraz telefonunda takılmaya karar verdi. Yeni yüklediği oyunu oynarken bir yandan da kahvesini yudumluyordu. Son oynadığı turu da geçemeyince Instagram'a girmeye karar verdi. Uygulamaya girer girmez karşısına Jeongin'in attığı post çıktı.
-
@yangjeong
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Said "Blood" | Hyunlix'
FanfictionEv arkadaşları ile mutlu ve huzurlu bir hayatı olan Felix, okuduğu üniversiteye o sene gelen ve tesadüfen tanıştığı insan anatomisi okuyan Hyunjin yüzünden bu sakin ve sevimli hayatına veda eder ve kendini yabancı olduğu tüm kavramların ortasında bu...