Oyun Başlıyor.

1K 149 348
                                    

"Sahnene hoş geldin Felix."

Felix yeni yeni kendine geldiği için daha tam kavrayamıyordu. Zar zor cümle kurabildi.

"Hyunjin? Neler oluyor?"

"Ne mi oluyor? Bu zamana kadar sana oyun oynadığımı düşündün ama asıl oyun şimdi başlıyor. Bil bakalım başrolümüz kim?" dedi dalga geçerek yapmacık bir sesle.

Sonrasında sinirli ve ciddi bir sesle ekledi:

"Ailesi ailemin katili olan Lee Felix."

Felix her bir noktasına elektrik çarpmış gibi hissetti. Kulakları çınlıyor ve son duyduğu cümle bozuk plak gibi tekrar ediyordu zihninde.

Ailesi ailemin katili olan Lee Felix.

Hayır, imkansızdı. Felix'in ailesi öyle biri değildi ki. Onu evlat edinen insanların kalpleri pamuktandı sanki. Böyle bir şey hayatta yapmazlardı.

Felix aynen böyle düşünüyordu.

"Ha... Hayır. Onlar öyle insanlar değiller. Hem nereden tanısınlar aileni? Onlar... Asla onların yapacağı bir şey değil. Sen nasıl... Nasıl onları suçlarsın?"

"Ah, Felix... Sevgilini tanıyamamışsın. Sence ben iki günlük bilgilerle iş yapar mıyım? Yıllardır peşindeyim, yıllardır. Hep bir nefes uzaklığındaydım aslında. Taehyung ile balkonda oturduğunuz o gece bile oradaydım ama ruhun bile duymadı. Ne kadar ironik, değil mi?"

Felix o kadar çok duygu karmaşası yaşamıştı ki transa girmiş gibi dinliyordu sadece. Yıllarca Hyunjin onun peşinde miydi? Hiçbir şey tesadüf değil miydi?

Markette gördüğü o dörtlü arkadaş grubu...

Barda önünden geçen kırmızı saçlı çocuk...

Alkolsüz elmalı kokteyl tahmini...

Hiçbiri tesadüf değildi. Hem de hiçbiri.

Felix'in karşısında Hyunjin yoktu. Tamamen bambaşka biri vardı. Sanki sevgilisi olan Hyunjin hala içecek almak için marketteymiş gibi geliyordu ona. Yaşadıklarının, hayatının koca bir şaka olduğunu düşündü. O adam yetimhaneye gelip ona bir şeyler anlatmıştı hani... Arkadaşları falan... İşte büyük şaka o an başlamıştı. Cidden bir anlığına artık her şeyin bittiğini ve bundan sonra mutlu olacağına inanmıştı ama şuan bilmediği bir ülkede eli kolu bağlı bir sandalyede oturuyordu. Karşısındaki de sevgilisiydi.

Felix gerçeklik algısını kaybetmek üzereydi.

"Ailemin nasıl öldüğünü bilmek ister misin Felix?"

"Hayır! Hayır! Sus! Duymak istemiyorum! Sus!" dedi ağlayarak bağıra bağıra.

"Ah, gerçi zaten biliyorsun. Anlattım sana ama o an atladığım detaylar vardı."

"Sus artık! Lütfen sus!"

"Hani kaza yapmışlardı ya. Sonra amcam bana kazanın kasten yapıldığını söyledi aslında. Küçük Hyunjin de intikam ile doldu. Ailesini ondan koparanı hayattan koparmalıydı, değil mi? Neyse ki iş bana kalmadan ölmüşler. Burası senin için üzücü olan kısım galiba. Sonra ben de hiçbir şey yapmayınca çok sıkıldım ve bari bu ailenin biricik oğlu ailesinin cezasını çeksin diye düşündüm. Nasıl, beğendin mi?"

"Hayır, yalan söylüyorsun! Hyunjin kendine gel artık! Aynaya bak bir! Sen... Ben senin böyle biri olmadığını biliyorum! Ne dediğini bile bilmiyorsun!"

"Sen daha ne kadar bu aptal ayaklarına yatacaksın? Ellerin kolların bağlı ama hala inanmıyorsun ya!"

"Seni tanıyorum çünkü."

You Said "Blood" | Hyunlix'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin