35. BÖLÜM: HÜSRAN 1 CÜRM-Ü AŞK 🔥 BEN KİMİM?

388 12 4
                                    

YAZAR NOTU: Merhaba değerli arkadaşlar. Bu gün Hüsran'ın ilk kitabı olan Cürmü Aşk'ı bitirdik. Paylaşımlarım elbette devam edecek. İkinci kitabımız olan Dîl-i Viran da en az ilki kadar heyecan verici. Umarım serinin tamamını seversiniz. Tavsiyem bölümleri ara vermeden okumanız yönünde. Aksi takdirde ipin ucunu kaçırabilirsiniz. İnstagramda tanıtım filmleri ve editler paylaşıyorum. Beni takip ederseniz çok mutlu olurum.Yıldız atmayı ve yorum yapmayı unutmayın. 🤗🥀 Sevgilerle, keyifli okumalar.

Medya: Murteza Paşai (To Rafti)
Bölüme yakıştırdığım bir parça oldu. Sözleri çok anlamlı.

  Sözleri çok anlamlı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günümüz

      Şafak vaktine az kalmıştı ve gece koyuluğunun son demlerini yaşıyordu. Siyah, gösterişli araç; taşlık, sakin bir boğaz kıyısına yaklaştı. Araç durur durmaz simsiyah, nemli gözleriyle bir adam, arabadan çıktı ve usul adımlarla suya doğru yürümeye başladı. Onun bu hâli Battal'ı endişelendirmeye başlamıştı; fakat ne yazık ki efendisine seslenmeye bir türlü cesaret edemiyordu.

      Mervan'ı çok iyi tanıyordu; o kesinlikle zayıf bir adam değildi. Gazabı ortalığı kasıp kavurur; tüm düşmanları bu öfkenin altında ezilmemek için sinip saklanabilecekleri bir delik arardı. Gözünü kırpmadan silahlı çatışmalara girdiğini, değer verdiği birçok insanı en ufak bir ihanetinde kurşuna dizdiğini hayretle izlemişti. Her yiğidin belini büken bir kamburu ister istemez oluyordu bu hayatta. Dünya imtihanların kol gezdiği tehlikeli bir mecraydı sonuçta. Yıkılmaktan kurtuluş yok denebilecek kadar azdı. Onun zayıf olduğu iki şey olmuştu yaşamı boyunca: Kadir Bey ve Nazar Hanım...

     Mervan'ın aile servetine ve itibarına gölge düşürmemek için babasına itaat ettiğini sanırdı; oysa zaman tüm bu düşüncelerini çoktan silip atmıştı. Aralarında adını bile koyamadıkları ilginç bir baba-oğul ilişkisi vardı ve bu ilişki yıllar geçtikçe anlayamayacağı kadar karışık bir hâle dönüşmüştü.

     Mervan, ailenin 4 oğlundan ikincisiydi. Abisi Haşim, bir karıncayı bile incitecek cesarete sahip olmayan, zayıf bir adamdı. İyi bir eğitim almaması ve silah kullanmaktaki beceriksizliği onu diğerlerinin gölgesinde bırakmaya yetiyordu. Bu yüzden ailede babasından sonra en yetkili kişi Mervan sayılıyordu herkesin nazarında. Kendisinden iki yaş küçük olan Korkut ise daha hayata ilk gözleri açtığında dünyanın şansız yüzüyle karşılaşmış, tüm ömrünü tekerlekli sandalyede başkalarına muhtaç bir şekilde geçirmişti. Kadir Bey, yürümek gibi konuşmak yetisi de zayıf olan bu sakat oğlunu insanlardan ve bağlı bulunduğu camiadan uzak tutuyor; mümkün mertebe evden dışarı bile çıkarmıyordu.

      Battal, bir kez Kadir Bey'in, "Bu çocuk benim günahlarımın beden bulmuş bir cezası gibi; sanki Allah onun acizliğiyle beni tokatlıyor." dediğini duymuş; o zalim adamın da kederlenebileceğine hayretle şahit olmuştu.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin