58. BÖLÜM: HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN 🥀 ÖLÜMÜN FISILTISI

165 10 2
                                    

Medya: Bir çocuk sevdim (Beğenip yorum yapmayı unutmayalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Bir çocuk sevdim (Beğenip yorum yapmayı unutmayalım. 🥀🤗)

        Umut... Ne zordu bu duyguyu koruyabilmek. Hiç bitmeyeceğini bildiğim bir muharebenin tam ortasında kalmıştım. Artık çatışmaya gücüm yoktu; kaçmaya ise iradem. Evde yalnızlık dolu günler geçiriyordum. Yedi yaşındaydım. Bu sene okula başlayacak, diğer çocuklar gibi arkadaş edinip, eğitim alacaktım. Oldukça mutlu sayılırdım aslında. Bu evden uzaklaşmak ve çevremi keşfetmek istiyordum. Hayat yaşadığım şu dünyadan oldukça farklıydı. Ben bir kafesin içindeydim ve dünya asla buradaki gibi tekdüze olamazdı. Babam özel bir kolej için kayıt yaptırmıştı. Oldukça pahalı ve kaliteli bir yer olduğunu konuşmalarından anlamıştım. Çok belli etmesem de içten içe heyecanlanıyordum. Bu düşüncesinden cayması ihtimali beni deli gibi korkutuyordu.

O gün annem, bana ve kardeşlerime bir şeyler almak için dışarı çıkmıştı. Benim onlara katılmam yasaktı. Babam, seçkin insanlarla görüşmemi, alt sınıf insanların ortamlarından uzak durmamı istiyordu. Ona karşı geldiğimde neler olacağını çok iyi bildiğimden susup kabul etmekten başka bir şey yapamıyordum.

Ev oldukça tenhaydı. Tek tek odalara girip çıkmaya başladım. Orada neler göreceğimi, neler bulacağımı çok merak ediyordum. Benim odam oldukça sade ve renksizdi. İçindeyken bazen çok sıkılıp bunaldığımı hissederdim. Diğerlerinin odasına girmem yasaktı. Babam, onlarla çok fazla kaynaşmamı istemez, mesafeli olmamı emrederdi. Ona göre ben Beydim; büyüyünce ailenin başına geçecek ve onları yönetecektim. Yönetenler ve yönetilenler arasında bir mesafe olmalıydı; aksi taktirde ayaklar baş, kediler aslan olmaya yeltenirdi. Herkesten farklı ve özel olmalıydım. Ben büyüktüm ve damarlarımda kimsenin ulaşamayacağı o asil kanı taşıyordum. Sahip olduklarım davranışlarımı düzenlememi ve hayatımdaki bazı değerleri kurumamı gerektiriyordu.

Kolejde okumamı seçkin insanların arasında yaşamayı öğrenmem için istemişti. Ona göre ben eşsiz olmalıydım. Gerektiğinde insanları ezip geçmeli hatta menfaatlerim için kullanabilmeliydim. Benim haksız olmam söz konusu değildi. Beyler her zaman haklıydı. Başkalarının onlardan hak talep etme yetkisi olamazdı. Var olan herkesin üzerinde sınırsız yetkiye sahiptim. Yani en azından öyle sanıyordum.

Bir şeyi beğendiğimde onu bana ikiletmeden alırdı. Hatırlıyorum da bir keresinde oldukça lüks bir mağazaya gitmiştik. Orada bir mont beğenmiştim. Siyah, oldukça kaliteli ve pahalı bir şeydi. Bana hangisini istediğimi sorduğunda çocuğun elindeki o montu gösterdim. Bizden cevap bekleyen görevliye montun aynısından istediğini söyledi. Ne yazık ki sezon sonuydu ve sadece o ürün kalmıştı. Babamın montu almaktan vazgeçeceğini düşünmüştüm. Ne yanılgıydı oysa! Kadir Bey vazgeçmezdi; beyliğine böylesi yakışmazdı elbette.

Görevliyi zorba bir hareketle yakasından kendine doğru çekti. Bakışları her zamanki gibi ürkütücüydü. Montu agresif tavırlarını belli ederek kaba bir şekilde istediğini söyledi. Diğerinin on katını ödemek zorunda kalsa bile asla almaktan vazgeçmeyecekti. Monta dair bir hevesim kalmasa da olacakları takip etmekten kurtulamıyordum. Görevli delikanlı, babamın tehlikeli bir tip olduğunu anlamış olacak ki şebek gibi titreyerek montun sahibine yöneldi. Babamın sitemkâr, kibirli bakışları arasında ürünün siparişte olduğunu ve parasının ödendiğini müşterisine bildirdi. İnsanlar neye uğradığını şaşırmış bir şekilde önce görevliye ardından bize baktılar. Görevli yanlışlık için özür dilerken babamın işareti ile montu kucaklamış bir şekilde dikilen çocuğa yöneldim. İçimde yutmaya çalıştığım bir utanç vardı. Yanlış bir şey yapmıştım. Bana ait olmayan bir şeyi gücümü ve paramı kullanarak almıştım. Babama göre her şey olması gerektiği şekilde olmuştu. Bu mağazada bile biz eşit değildik. Ben Beydim o ise sıradan bir çocuktu. Benim isteklerim ve iradem karşısında boyun eğmesi gerekiyordu.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin