99. BÖLÜM: HÜSRAN 4 RUH-U REVAN ❤️‍🔥 VİRANE GÖNÜL

191 11 3
                                    

Medya: BAKTIĞIN HER YERDEYİM (FURKAN HALICI)

Merhaba değerli arkadaşlar. Son kitaba sonunda geldik. Artık olayların çözülme zamanı.... Yalnız okunmalarımız ve yıldızlamalarımız azalmaya başladı. Sizden tek ricam bu konuya gereken hassasiyeti göstermeniz. Biliyorsunuz. Bir kız bebek annesiyim ve oldukça fedakarlık yaparak bölümleri yetiştiriyorum. beni motive eden tek şey desteğiniz. Hoşçakalın. Keyifli okumalar ☺️

Instagram: seyma_yldz_koc

Gök gürültüsü içindekinin güvercinleri deli divane kanat çırpmaya zorladı. Artık yağan yağmurla akan gözyaşlarının karışan izlerinde çocuksu bir sızlanışla titreyen masum bir kız vardı ağıtlar tepesinin başında. Ağıtlar tepesi... Bu ismi Nazar koymuştu oraya. En büyük ağıdı Mervan'ı ölüme gönderirken dizmiş, haykırışlarıyla nameleştirip gözyaşlarıyla göğe kavuşturmuştu. Gökyüzü isyan eder gibi gri bulutları küme küme belalı başına topladı. Toprak kokusu her yerdeydi. En çok yağmurdan sonra hissedilirdi toprağın efkarı. Fakat bugün toprak bile ölüm kokuyordu. Yanan taze bir bedeni önce ölüm sonra ise gurbet kucaklayıp yitikler salıncağında mahşere uğurladı. Nazar cenneti de cehennemi de aynı kokuda duyumsamıştı.

Bakışları yanan aracın üzerinde elemin zehrine bulanmış bir halde dolaştı bir süre ve sonra yangının içinden çıkan alevli ten çözülen dizlerini iki ayağının üzerinde yükseltti. "Mervan!" Genç adamın üzerindeki siyah giysi etrafa saçılan küllerle alevler içindeydi. Öyle ki yükselen alevler her zerresini kuşattığı gibi metrelerce ötesini aydınlatacak kadar da güçlüydü.

Uçurumun kenarında onu hayretle takip eden karısına adım adım yaklaştı. Nazar, yüz yüze geldiklerinde bir an bile düşünmeden teklifsizce Mervan'ın boynuna sarıldı. "Öldüğünü sandım. Hayattasın, hayattasın Mervan." Gözleri ıslak bakışlarını Mervan'ın gururuna sundu. Onu kaybettiğinde içinde kocaman bir boşluk oluşmuştu. Sızısı hâl yüreğindeydi ki Nazar bu acının bir ömür kendisiyle geleceğini bilerek yasını kabullenmişti. Genç kadının elleri bir hayali yoklar gibi kocasının duyarsız yüz kıvrımlarında dolaştı. Mervan'ın yüzündeki alev yansımaları yaşadığı korkunun yanında basit, değersiz bir detay gibi manasız kalmıştı.

"Bana ihanet ettin." dedi Mervan bakışlarını karısından ayırmadan. Tükenen mavi gözler sebebini bilmediği bir buruklukla zemine sabitlendi. Onun kömür karası manalı gözlerine, keskin yüz kıvrımlarına bakamıyordu. Mervan'ın dudaklarından çağlayan öfke ruhuna baltalar savurmuştu. O ruh paramparçaydı. O ruh mezara kavuşmak isteyen taze beden gibi bitap ve çaresizdi.

"Bana ihanet ettin. Beni bırakacaksın değil mi?" dedi Mervan vurgun yüklü sorusunu tek aşkına yöneltirken. Vicdanı siyahın öldürücü tonuna boyansa da elleri Nazar'ın belini zarifçe kavramıştı ve genç kadın olabilecek hiçbir şeyi düşünmeden kollarını boynundan indirmiyor, bedenini ondan kurtarmayı düşünmüyordu. "Beni bırakma Nazar. Artık bunu kaldıramam. Senin için her şeyden vazgeçtim, kaybedecek bir şeyim kalmadı. Ne şerefim ne ailem ne namım ne de param kaldı. Eğer elimden kayarsan ben toparlanamam."

Nazar kollarını Mervan'ın güçlü, kaslı omuzlarından indirip belini saran kollarına bıraktı. "Mervan." Sayıklayışı en dibi gören yaralı adamı asla tatmin edemeyecekti. Gözleri tutku ve çılgınlık pırıltılarıyla çoktan hem dem olmuştu ve Nazar'ı kendisine ne kadar sert bastırdığını fark edememişti. Bakışları birbirinden bir an olsun ayrılmasa da Nazar, artık onun alevlerini hissedebiliyordu ve artık yanıp kavrulan sadece kalbi değildi.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin