10. Bölüm: HÜSRAN 1 CÜRM-Ü AŞK 🔥GÜNAHIN RENGİ

643 17 2
                                    

Medya: Benim hikayem



Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata.

Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.

CEMAL SÜREYA

Tedirginliğim gitgide artıyordu. Pencerenin yanında yine düşüncelere dalmıştım. Yorgun gözlerim evimizin yakınındaki koruluğu mesken tutmuş olan o siyah, büyük araca kitlenmişti. Uykusuzluk zihnimin karıncalanmasına, bedenimin uyuşmasına sebep olurken; makûs bekleyişim ve uzayıp giden belirsizlik, ömrümden ömür alıyordu sanki. Ne yapacaktık şimdi? Abim için çok endişeleniyordum. Her ne kadar sevdiğimi belli etmesem de o benim için çok değerliydi ve hep öyle kalacaktı. Ne yapmam gerektiğini bilemiyordum. Bu evliliği kabul edemezdim. Bu ancak bir cinayet olurdu. Üstelik cinayetin mağduru sadece kendi hayatım olmazdı. En az benim kadar başkaları da etkilenirdi bu karanlık yol ayrımından.

Evimizi kıskaca almışlardı. Ne kimse bize gelebiliyordu ne de biz birine gidebiliyorduk. Telefonlar toplanmış, dışarısı ile tüm irtibatımız kesilmişti. Zaten ilçenin dış mahallelerinden birinde oturuyorduk ve kapısı pek çalınan insanlar da değildik. Bu hâlimizden kimsenin haberinin olduğunu sanmıyordum. Olsaydı da Hanzadeleri karşısına almak kimsenin harcı değildi. Bu zorba insanların, intikam ateşiyle herkesi yakacağını bilirlerdi ve kimse ailesini tehlikeye atmak istemezdi. Çünkü güçlü bir düşman bu sıradan insanların yüreğini ağzına getirmeye yeter de artardı.

Gülnaz... O biliyor muydu bu takas işini? Karşı çıkmasını, kocası engellemesini umuyordum. Zayıf bir ihtimaldi belki; ama bu saçmalığı engellemesi olmayacak şey değildi. Benden nefret ettiğini çok iyi biliyordum. Beni kocasının yanında görmeye bile tahammül edemiyordu. Mervan'ın bakışlarının odak noktasında olmam; hatta onunla aynı havayı solumam dahi çıldırması için yeterdi. Keşke dedim. Keşke isyan etse de bu ölüm düellosuna, köhne takasa engel olsa. Buna gücü yeter miydi? Güçlü bir aileden geliyordu. Kendisi yapamasa bile ailesi Mervan'ı bu bencil kararından döndürebilirdi.

Dua ediyordum. Bu saçmalığın bir an önce son bulması için Allah'a canhıraş bir şekilde yalvarıyordum. Sevgisiz, mutsuz bir evliliğe dayanamazdım. Onun karısı olmak benim için ölümden beterdi. Onun evine her gidişimde duvarlar üzerime üzerime geliyordu. Ablamın düğününde evlerine yaptığımız o ziyaret, dün gibi aklımdaydı. Beni duvara sıkıştırıp zorla konuşmak istemesini unutamıyordum bir türlü. Kollarındaki çırpınışım her aklıma geldiğinde bedenim tef gibi geriliyor, kaskatı kesiliyordu adeta. Benden çok daha güçlü olmasına rağmen öfkeli darbelerimden kurtulamamıştı. Belki de o günün intikamını almak istiyordu benden. Tüm bu tiyatro bunun içindi.

Defalarca erkeklik gururunu incitmiştim. Bana her yaklaştığında onu aşağılayarak dövmekten beter etmiştim. Böyle adamlar deli vicdanlı olurdu, unutmazdı hiçbir şeyi. Beni hırs yapmıştı. Her şeye sahip olmaya o kadar alışmıştı ki, sıradan bir kız tarafından reddedilmek katran karası gururunu kine bulamış olmalıydı. Elde edecekti; sonra da bir paçavra gibi savurup başından atacaktı. Yapamazdım! Dayanamazdım hayatıma girmesine. Gülnaz'la ve diğerleriyle anı evde yaşamak, onunla aynı yatakta uyumak benim için bir kâbus gibiydi. Bir şeyler yapmalıydım. Engel olmalıydım bu evliliğe.

Buğulanmış cama, parmağımla "M" harfi çizdim. En sevdiğim harfti. Bana Mehmet'i hatırlatan en güzel ukdelerden biriydi. Özlüyordum onu. Yanımda olması için ne çok şeyi feda ederdim oysa. Burada olsaydı ne yapardı? Çeker alır mıydı beni Mervan'ın kirli ellerinden? Belki de yokluğu onun için en iyisiydi. Mervan'ın tahmin ettiğimden çok daha tehlikeli bir adam olduğunu biliyordum. Aramızdaki bu ilişkiyi öğrendiğinde öfkeden deliye dönecekti. Bir başkasını ona tercih ediyor oluşum onun için kabul edilemez bir şeydi.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin