61. BÖLÜM: HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN 🥀 ARTIK SENİ HİSSEDEBİLİYORUM

216 10 0
                                    


Medya: Mark eliyahu (Daydream)

ARTIK HİSSEDİYORUM SENİ

"Ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent.

İlk isyan hep sende başlardı cezasını çekmek hep bana kalırdı."

CAN YÜCEL

                                                                                   CAN YÜCEL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    Mervan'a ait olan o gizemli sayfalar bittiğinde kendimi yarım kalmış hissettim. Okuduklarım beni dehşete düşürdü. Kadir Bey'in kötü bir adam olduğunu biliyordum; fakat bu çok fazlaydı. Yazılanlar öyle korkunçtu ki gözümün önünde canlandıkça her geçen saniye yüzüm rengini kaybediyordu.

    Mervan... Ne çok acıyla baş etmiş; babasına ne kadar da çok direnmişti. Geldiğimiz son noktayı düşündüm. Dudaklarımdan kovmaya çalıştığım o serzeniş kalbimin derinliklerine kadar işlemişti. Tazyikli su ile psikolojik işkence etmek... Tabuta kilitlemek... Kilere hapsetmek... Köpeklerle korkutmak... İnsan güçlü kılma adına bu zulümleri nasıl evladına reva görür, aklım almıyordu doğrusu. Kadir Bey'in vicdanı taş kesmiş olmalıydı. Bu saçmalıkların başka bir açıklaması olamazdı.

Düşündüm. Eğer tüm bunlar olmasaydı; Mervan sağlıklı, vicdanlı bir babanın oğlu olabilseydi her şey çok farklı olacaktı. Çocukluğuna baktığımda duygu yüklü, hassas bir erkek çocuğu görmüştüm. Kadir Bey ve yaşadıkları onu evirip bugünkü haline getirmişti. Bunların hiçbirini bana anlatmazdı.  Kilitli bir sandık gibiydi. Ne yapsam duygularına erişemiyordum. En çok da sonrasında olanlar merakını cezbetmişti. Evet, korkunç bir çocukluğun ardından babasından kaçıp kurtulmuştu ve o zamanlar hâlâ masum, suç düşmanı bir delikanlıydı. Kirlenmemiş, tertemiz bir ruhu vardı. Ya sonra? Ne olmuştu da başladığı yere geri dönüp korkunç bir katile dönüşmüştü? Onu İzmir'den Diyarbakır'a savuran bu rüzgâr da neyin nesiydi? Cevaplara ulaşmak için odayı talan edip her yeri aramıştım; fakat hikâyenin devamına dair hiçbir şey bulamamıştım. Kafamı kurcalayan gerçekleri öğrenmek için çok şeyden vazgeçebileceğim tuhaf bir hikayesi vardı Mervan'ın. Ve ben er ya da geç bunu öğrenecektim.

Esefle iç çektim. Eğer Kadir Bey iyi bir baba olsaydı ben de böyle bir hayata mahkûm olmayacaktım. Kadınlara saygılı yetiştirilmeyen her erkek, günü geldiğinde bir başka kadının hayatını karartıyordu. Çocukluktan itibaren verilen, "Sen erkeksin, her şeyi yapabilirsin; onlar kadın, saçı uzun aklı kısa. Senin tahakkümüne mecbur!" anlayışı bugünkü toplumun vicdan kalesini dinamitleyen yıkıcı fikirlerdi. Kızlarımızı da erkeklerimizi de cinsiyet eşdeğerliği konusunda anlayışlı yetiştirebilseydik şiddetin her türlüsü ortadan kalkmış olurdu.

  Neden iki cinsin birbirlerine üstünlük kurmaya çalıştığını anlamıyordum. Tahakküm yerine birbirlerini tamamlayıp bir abi, bir eş, bir dost olarak da uyumlu yaşayamazlar mıydı? Ezmek yerine destek olmak, dövmek yerine sevmek, aşağılamak yerine övüp yüceltmek bu kadar zor muydu? Her iki cins de birbirinin haklarına saygılı olsa dünya kim bilir ne kadar güzel olurdu. Şiddet asla hiçbir şeye çözüm olamazdı. Empati kurmak ve güzel bir dille derdimizi anlatabilmek bu anlamda çok önemliydi. Tüm bunları geleneksel kalıplardan çıkarıp ortaya koyabilmek için eğitim gerekliydi. Hem örgün hem de yaygın olarak hepimiz üzerimize düşeni yapsak belki de her şey yoluna girerdi.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin