4.bölüm

623 91 13
                                    

Aşk kuşlarım azıcık yorum atın ya. Sizin okuma ve yorumlarınız beni mutlu ediyor 🥰

Önceki bölüm

Sistem: Şu anki teknoloji ve yetişim dünyası beni tespit edemez ve yapamaz.
.
.
.
.
Bing Lang, duyduklarından oldukça şaşırmıştı. Yaklaşık 6000 yıl sonrasından gelen bir şey şimdi ona mı aitti?

-Pekala, ailem seni nasıl eline geçirdi?

Sistem: Aileniz, çok gizli silahlar araştırmasına katılmışlardı. Bütün bu silahların korunması ve saklanması gerekiyordu. Her bir silah, bir aileye verilmişti. Ben de onlardan biriyim. Kendi kullanıcımı kendim seçerim.

Sistem: Daha fazla bilgi almak için daha güçlü olmanız gerekiyor.

Bing Lang anında somurttu. Ailesinin ölümünün şimdi neden olduğunu az çok anlıyordu. Hatta emindi.

Ailesinden bir casus, bu çok gizli silahı yani sistemi ele geçirmek için onları öldürtmüştü.

-Ha.. Haha... Hahahahaha... Senin bende olduğunu asla öğrenemeyecekler. Her şeyi biliyorsun değil mi?

Sistem:Elbette! Araştırmamı yapabilirim. Fakat ben düşünebilen, zekaya sahip olan bir varlığım.

Bing Lang, soğuk soğuk güldü. Hala tırmanmaya devam ediyordu. Biraz yorulmuştu ama buna değeceğine inanıyordu.

Kimseye sistemin varlığını açıklayamayacağı için somut bir destekçi kazanmalıydı. Yapmak istediği çok şey vardı sonuçta.

Gurul... Gurulll.... Gurrr...

Bing Lang, karnının guruldamasıyla derin bir nefes verdi. Bedeni hala küçüktü ve yemeğe ihtiyacı vardı. Fakat bu doğru zaman değildi. Ellerini çektiği anda dengesini kaybedip metrelerce yüksekten düşerdi.

Ölmese bile çok yüksek ihtimalle sakat olacaktı.

Sakat olacağına açlıktan kıvranmayı tercih ederdi ve şu anda da onu yapıyordu.

Bing Lang, 2 saat boyunca tırmanmaya devam etti. Sonunda küçük bir düzlüğe gelince oturup nefeslendi. Hala zirveye çok yolu vardı.

Depolama yüzüğünden bir merhem çıkartıp ellerine ve dizlerine sürdü. Tırmanırken canı oldukça acımıştı ve yaralanmış hatta yaraları kanayıp iyice soyulmuştu.

Ayrıca hava gittikçe soğuduğu için üşüyordu. Hemen kalın giysiler giyindi. Sonunda da biraz atıştırmalık çıkartıp yemeye başladı.

Bu atıştırmalığı çok seviyordu. Mor patates denen bir sebzeyi küçük şekillere ayırıp kızartıyorlar ve baharatlıyorlardı.

Patatesini bitirdikten sonra biraz daha dinlendi. Manzarayı sessizce izliyordu. Bu kadar güzel bir yerin içinde ki insanların hepsi nasıl bu kadar çürümüş olabiliyordu merak ediyordu.

Fakat içten içe de biliyordu. Çünkü dıştan gayet iyi görünen bu tarikat içerden çürümüş ve şeytani yola düşmüşlerle doluydu.

Kurallar mı?

Hepsini siktir et!

Güçsüz müsün?

Ezilirsin!

Güçlü müsün?

Ezersin!

Herhangi birisini mi istiyorsun?

Al, çal ya da tecavüz et!

Bir şey mi istiyorsun?

Çal!

I want to Revenge! [BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin