Önceki bölüm
-Üzgünüm baba. Tüm görüntüler silinmiş. Onları geri yüklemek için bazı kişileri görevlendirmek istedim ama annem izin vermedi.
.
.
.
.
Bing Lang, dıştan sesli bir şekilde küfretti. İşler neden istediği gibi ilerlemiyordu ki?!Normalde küfreden biri değildi ve sevmezdi de ama gerçekten de sinirlenmişti. Derin bir nefes verip sakinleşti.
-Annene, benden intikam almak istediğini söyle. En azından buna izin verir. Çünkü o gururlu bir kadın.
-Haklısın. Sen cidden babamsın. Annemi iyi tanıyorsun.
Bing Lang gözlerini devirdi. Rue Ji'nin annesini felan tanıdığı yoktu. Sadece anılara göre karar veriyordu. Rue Ji'nin anılarında babası nasıl davranıyorsa o şekilde davranıyordu.
Bundan sonra tırmanmaya devam etti. Zaman da geçmeye...
2 ay sonra 8664 metre yükseklikteydi. Artık taktığı sarı gözlükler bile sisin ardını zar zor görmesine yetiyordu.
-Shui Hong, gerçekten de suçun ne ki böyle bir yerdesin?
Bing Lang, Shui Hong'un suçunu biliyordu. Yine de sıkıldığından ve onun ağzından duymak istediğinden sormak istemişti. Ayrıca bildiğini belli etmek de istemiyordu.
Shui Hong'un sesi Bing Lang'ın zihninde çınladı.
-Minik kuş, buraya gelırsen anlatırım. Uzun bir hikaye.
Bing Lang tekrar gözlerini devirdi. Bu dağ hiç mi bitmeyecekti?! Sanki dağa tırmanmıyordu da cennete uzanmaya çalışıyordu!
1 ay daha hızla geçti.
9112 metredeydi. Bu kadar yükseklikte bulutlar bile aşağıda kalmıştı. Hava aşırı soğuktu. Kayalar da buzlanmıştı. Her onları tuttuğunda elinde soğuk ısırığı oluşuyordu. Canı çok acıyordu. Eldivenler bile kurtarmıyordu.
-En fazla buraya kadar ilerleyebilirim. Sanırım Başlangıç kaynak alemine geçtiğimde tekrar denemeliyim.
Bing Lang'ın sınırı da bu kadardı. Ne kadar hazırlıklı olursa olsun o hala küçük bir çocuğun bedenindeydi. Yetişimi de yeterince yüksek değildi.
Geçen seferki gibi gökten kocaman bir el Bing Lang'ın üstüne indi ve nazikçe yere bıraktı.
-İyi ilerledin. Aferim.
Bing Lang hayal kırıklığıyla dağa baktı. Yine başaramamıştı. Fakat ilerlemesine göre Lian Bao Zi gelmeden önce kesinlikle başaracaktı. Bir iki kez deneyip olmadı diye vaz geçecek değildi.
Daha sonra ormandan çıktı ve evine geldi. İlk işi kaynar suyla banyo yapmak ve sonra da yatıp uyumak olmuştu. O yorgunlukla bir sonra ki günün öğleninde uyandı ve yemekhaneye ilerledi.
Bir yandan da etrafı izliyordu. Madem dağa tırmanma ve Shui Hong'u kurtarma işi olmamıştı. Yavaşça intikam almaya başlayabilirdi. Listesi çoktan hazırdı. Sadece harekete geçmesi gerekiyordu.
Yemeğini yedikten sonra Qu QuMei'nin yanına gitti. Sonuçta bir söz vermişti. Dağdan döndükten sonra yerlilerin dilini öğrenecekti
Qu QuMei, Bing Lang'ı gördüğüne sevinmişti. Hemen kocaman sarıldı ve yanaklarını mıncırdı. Bir çocuğu olsaydı ancak bu kadar severdi.
-Evet başlayalım. İlk önce alfabeyi öğreneceksin. O kadar da zor değil. Sadece 34 harf var. Hepsini öğren. Sonra da okunuşlarına bakacağız. En geç 3 ayda öğrenirsin. Sonra da yavaşça kelimeleri öğrenirsin ve kelime hazneni genişletirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I want to Revenge! [BL]
Fantasyİntikam almak istiyorum! Bing lang, öldüğü ana kadar kullanıldığının farkına varamamıştı. Sevdiği adam tarafından öldürülmüştü. Kalbi delindikten sonra gözlerini kapattı ve intikam almayı diledi. Bing lang, gözlerini tekrar açtığında geçmişe geri...