Önceki bölüm
İki adam hemen zemini tutup söktüler. Orada kocaman bir delik vardı. Duvara ahşap eski bir merdiven dayanmıştı. Aşağı iniyordu.
-Fare gibi yerin altına saklanmışlar. Gidin.
.
.
.
.
.
Bing Lang hemen tutulan adamları aşağı gönderdi. Onlardan sonra da Rue Ji ve en son da kendisi aşağı indi.Yerin altı oldukça derindi. Hem dikey hem de yatay olarak uzun bir yol yapılmıştı. 2 saat boyunca yerin altına ilerlediler.
Ondan sonra da yatay olarak ilerlemeye devam ettiler. Bu bölgeye güneş ışığı girmediği için yol boyunca meşaleler asılmıştı.
Bing Lang tamamen tedbirliydi. Kendisini her şey için hazırlamıştı. Fakat yol boyunca bir tane bile tuzak yoktu. Yine de yolun sonu bir tuzağa çıkıyor olabilirdi.
5 saat boyunca yol yürüdükten sonra ağır metal bir kapının önüne geldiler. Resmen buraya gizli bir sığınak inşa edilmişti.
Kayıp Lu kardeşler burada saklanıyor olmalıydı. Bu yüzden de Rue Ji çok aramasına rağmen onları bulamamıştı. Fakat neden?
Neden burada bir sığınak vardı?
Neden teknoloji kullanmıyorlardı?
Neden ya da kimden saklanıyorlardı?
Bing Lang, terleyen alnını elinin tersiyle silip söylendi.
-Kapıyı çalın.
Adamlardan birisi hızla kapıya bir kaç kez vurdu.
Saniyeler geçerken sonunda ağır demir kapının gıcırdama sesi duyuldu ve genç, dalgalı kısa saçları olan bir adam kapıyı açıp merakla baktı.
Bing Lang, derin bir nefes verdi ve önce hamle yaparak içeri girdi.
-Siz Lu Meijin ve Lu Fujin misiniz?
Bu sığınakta iki kişi vardı. Birisi kız diğeri erkek. İkisi de görüntülerde ki kişilerle birebir aynıydı.
Lu Meijin, bir sandalyeye oturmuş elinde ki telefonla oyun oynuyordu. Umursamaz bir tavırla gelenlere baktı.
-Evet biziz. Siz kimsiniz?
Bing Lang gerginlikten ağzının kuruduğunu hissetti. Hemen bilekliğinden anne ve babasının resmini yansıtıp sordu.
-Yaklaşık 1,5 yıl önce bu ikisini öldürdünüz mü?
Lu Fujin, resme biraz baktıktan sonra alayla güldü. Aynı şekilde Lu Meijin de güldü.
-Hehehe.. Ne yapacaksın?
-Bunu bilmiyoruz. Öyle insanları öldürmüş müydük kardeşim?
Bing lang, bu iki ve veletin kendisiyle alay ettiğini hissetti ve sinirlendi. Yine de bunu belli etmedi. Yüzüne sakin bir ifade yerleştirip tekrar sordu.
-Siz mi öldürdünüz? Ya da sadece cesetleri taşımanız mı emredildi?
Lu Meijin, alaycı bir tavırla Bing lang'a baktı.
-Yaptık ya da yapmadık. Seni ne ilgilendiriyor velet? Hem sen kimsin ki bizden hesap soruyorsun?
Bing Lang, derin bir nefes verdi sakinleşmek için. Kendisini bu aptal kardeşleri boğmamak için zor tutuyordu.
-Onlar benim ailemdi. Şimdi tekrar soruyorum. Güzelce cevap vermediğiniz taktirde cevabı zorla alacağım.
Bing Lang dıştan bunu söylerken sisteme de zihinlerini incelemesini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I want to Revenge! [BL]
Fantastikİntikam almak istiyorum! Bing lang, öldüğü ana kadar kullanıldığının farkına varamamıştı. Sevdiği adam tarafından öldürülmüştü. Kalbi delindikten sonra gözlerini kapattı ve intikam almayı diledi. Bing lang, gözlerini tekrar açtığında geçmişe geri...