12.bölüm

456 67 28
                                    

Önceki bölüm

Bing Lang bir anlığına aslında Shui Hong'u kurtarmak için gittiğini söylemek istedi ama hemen vaz geçti. Aklı biraz karışıktı. Bir savaş çıkarsa...

O hangi tarafta olacaktı?!
.
.
.
.
Görünürde dünyalıların tarafında gibi görünüyordu. Fakat bir yandan da yerlilere yakındı. Bu onu hain yapar mıydı ki?

Zaman neyin ne olduğunu gösterecekti.

Şu anlık her şey belirsiz bir haldeydi. Her an bir değişim gerçekleşebilirdi.

Bing Lang, bir kaç saat boyunca Qu QuMei'nin yanında kaldıktan sonra kendi evine geçti. Kutuyu da yanına almıştı. Bir süre daha onu inceledikten sonra işlerini halletmeye başladı.

Bazı pişirilmesi gereken gıdalar da almıştı. Yarın sabah erkenden dağa tırmanmaya çalışacaktı. Kendi kendine düşünmeye başladı.

Shui Hong'u kurtardıktan sonra ne yapabilirdi?

Aslında bunu fazla düşünmemişti. Yanında destekçi olmasını istemişti.

Hadi onu kurtardı, fakat o isteklerini kabul etmezse ne olacaktı?

O zaman bu kadar zahmet boşa olmayacak mıydı?

-Pekala, bana destek olmayı kabul ederse onu kurtaracağımı söylerim. Hem... Eminim.. Bence kırtulmak isteyecek.

Bing Lang düşüne düşüne işlerini halletti ve ondan sonra 3 saat gelişim yapıp yatıp uyudu.

Sabah olduğunda ise kahvaltısını yapıp ormana gitti. Biraz yürüdükten sonra dağa ulaşmıştı. Etrafta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra seslendi.

-Shui Hong, beni desteklersen seni kurtaracağım.

Bing Lang, geçen sefer Shui Hong'un onu izlediğini fark etmişti. Bu yüzden de dağa tırmanmaya başlamadan önce seslenmeye karar vermişti.

Saniyeler geçerken sonunda Shui Hong'un sesi Bing Lang'ın zihninde yankılandı.

-Hahaha.. Minik kuş, eğer ki buraya gelirsen istediklerin için sana yardım ederim. Tabi yapabilirsen.

Bing Lang'ın yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. Yüzüğünden bir drone çıkarttı ve kendisini üstüne bağladı. Bu drone, insanları taşıyabilecek kadar kuvvetliydi. Geçen sefer kendisine fazla güvenip tırmanmaya çalışmıştı.

Fakat bu sefer drone ile gidebileceği kadar gidecek sonra tırmanmaya çalışacaktı. Böylesi daha kolay olacak ve zamandan da tasarruf edecekti. Ayrıca başarı şansı da daha fazla olacaktı. Sonuçta ortada teknoloji vardı ve kullanmamak ayıptı.

Bing Lang, drone'nun kumandasını eline aldı ve yukarı çıktı. Yavaşça ilerliyordu. Sağlam bir tane almıştı. Yine de soğuk ve rüzgarlı bir ortamda ne kadar işlevli olacağını bilmiyordu.

Sonuçta ne kadar kolay halldebilirse o kadar iyiydi değil mi?

Saniyeler yavaşça geçerken çoktan 320 metre yükseğe çıkmıştı bile. Kendi tırmanmaya çalışsaydı şimdiden 1-2 saati gitmişti. Kendi kendine sırıttı ve dikkatlice ilerlemeye devam etti.

3 saat hızla geçti.  610 metreye gelmişti. Rüzgar olsada kendisine fazla etki etmiyordu. Drone da sağlam bir şekilde yukarı çıkmaya devam ediyordu.

7.saatine geldiğinde 1020 metreye ulaşmıştı. Havanın soğukluğu 5 derece kadar düşmüştü. Hala dayanabilirdi.

Bing Lang düz bir yere gelip drone'dan indi ve yemek yedi. İlerlemesinden keyifliydi. Dağa çıkmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.

I want to Revenge! [BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin