Önceki bölüm
Sabaha doğru, küçük vücudu daha fazla uyanık kalamadı ve uykuya yenik düştü.
.
.
.
.
Öğlene doğru, dışarda ki seslere uyandı.-Ne...çok gürültülü.
-Neler oluyor?
Bing Lang, zorlukla gözlerini açtı ve sonunda da yatağından doğruldu ve gözlerini ovuşturdu. İlk başta neler olduğunu anlayamamıştı. Fakat sonunda olanlar kafasına dank etti.
-Genç efendi!
-Size kötü bir haberim var!
Yaşlı bir kadın, hızla Bing Lang'ın odasına girdi ve ona sıkıca sarıldı. Gözlerinden yaşlar akıyordu.
Evet...
Olanları öğrendiği gün, bugündü!
Kara talihinin başladığı gün!
Kötü haberi aldığı...
Bu yaşlı kadın, Bing Lang'ın dadısıydı. Bing Lang, doğmadan önce de burada çalışıyordu. Ailesinden çok bu yaşlı kadın tarafından yetiştirilmişti.
Bing Lang, dudaklarını sertçe ısırdı ve sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi sordu. Fakat kalbi kan ağlıyordu. Bunu kendisi dışında kimse bilemezdi.
Yine de bilmiyormuş gibi yapmalıydı. Buna zorundaydı.
-Ne oldu dadı?
Yaşlı kadın, olabilecekmiş gibi daha çok sarmaladı Bing Lang'ı ve çatlak çıkan sesiyle konuştu.
-Oh, zavallı talihsiz bebeğimm...
Aynı sözler...
Geçmişteki ile aynı zamanda olan olay ve konuşmalar!
-Ne oldu dadı? Aileme bir şey mi oldu? Neden ağlıyorsun?
-Zavallı yavrum...hüüğ...bunu sana söylemek istemezdim ama bilmek zorundasın...ailen...onlar....cennete gittiler.
Aynı sözleri tekrar duymak...
Bing Lang, bu sözlerin şaka olduğunu bilmek isterdi. Fakat ne yazık ki değildi. Aileyi bir kez kaybetmek yeterliyken ikinci kez kaybetmek...
Kalbi buz kesti.
Sonraki saniyede dadısının kollarından sıyrıldı ve odasından hızla çıktı. Zamanında ailesinin cesetlerini görme şansına erişememişti. Çünkü olayları anlamak için fazla küçüktü. Fakat bu sefer olmalıydı.
Hızla evin dışına çıktı ve gördü...
Sayısız insan toplanmıştı.
İşte oradalardı!
Hiç düşünmeden insanları itekleyip ailesine kavuşmayı arzuladı.
-Hayır....
-Hayır.....
Annesi ve babası, kanlar içerisinde evlerinin dışına yerleştirmişlerdi. Sanki birer çöp torbasını atmışlar gibi üst üsteydi bedenleri...
Bing Lang, gözlerinden akan yaşları sildi ve onlara sıkıca sarıldı.
-Anne...baba...merak etmeyin...bu sefer intikamınızı alacağım!
-Size söz veriyorum.
İnsanlar, Bing Lang'ın anne ve babasına sarıldığını ve ağladığını gördüklerinde içleri acımıştı. Gözlerinde Bing Lang sadece küçük bir çocuktu.
Bundan sonra işler hızla ilerlemişti.
Bing Lang'ı dadısı çekip almıştı. Hemen bir cenaze işlemleri yapılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I want to Revenge! [BL]
Fantasiaİntikam almak istiyorum! Bing lang, öldüğü ana kadar kullanıldığının farkına varamamıştı. Sevdiği adam tarafından öldürülmüştü. Kalbi delindikten sonra gözlerini kapattı ve intikam almayı diledi. Bing lang, gözlerini tekrar açtığında geçmişe geri...