Mor Toka
Kimin bana ilaç olacağını düşünsem
o benim yaram oldu."Çok tatlı insanlarmış." diye mırıldandım hastaneden çıktığımız sırada. Giyuu gülümseyerek arabanın kapısını benim için açtı. Arabaya geçip oturdum ve Giyuu'nun da yerine oturmasını bekledim.
Giyuu'nun ablasıyla tanışmıştım fakat uzun uzun konuşamamıştık çünkü odada neredeyse yirmi tane teyze, otuz iki tane dayı, yüz elli tane de kuzen (!) vardı. Herkes gülüşerek ve
imalı bakışlarla bize bakarken teyzelerinden biri durumu anlayıp Giyuu'ya, "Hadi sen git. Bu akşam ben buradayım... Git dinlen yavrum," demişti. Ablası çoğunlukla uyuyordu, kalp krizi geçirirken ablasının yanında bulunan teyzesi de günün yorgunluğunu atabilmesi ve sakinleşebilmesi için serum takmışlardı.Nihayet Giyuu koltuğuna oturduğunda yola çıkabildiğimize şükrettim. Bu kadar büyük bir kalabalığa en son girdiğimde üç yaşındaydım ve semt pazarında kaybolmuştum.
"Çok garip." dedi Giyuu yola çıkar çıkmaz.
"Garip olan ne?"
"Bu zamana kadar hiçbir sevgilimi bile ablam ile tanıştırmadım, şimdi alt katımıza yeni taşınan kiracımızı onlara getirdim." Gülmeye başladım.
"Bir sonraki seviye nikâh salonu," deyiverdi bir anda, hiç düşünmeden karşılıklı olarak gülmeye başladık. Sonra gülüşüm sakinleşti.
"Abartmayalım," diye mırıldandım. Giyuu gülerek başını salladı. Sonra tekrar radyoyu açtı ve bu sefer bir başkasının şarkısı çalmaya başladı.
"Bu şarkıyı çok severim." diyerek şarkının sesini açtı Giyuu. Sonra şarkıcı ile birlikte söylemeye başladı şarkının sözlerini:
"Gündüzüm gece oldu..
Güneşim sende soldu..."
Sesi o kadar güzeldi ki dünyanın sekiz harikası arasına dokuzuncu olarak alınmalıydı. Tam sesinin güzelliğini düşünürken aklıma gelen bir soruyu nasıl soracağımı bilemeden sormanın bir yolunu bulmaya çalıştım.
"Acaba.." diye mırıldandım, "acaba kime yazdı bu şarkıyı?" Giyuu kaşlarını çattı.
"İlla birine yazması mı gerekiyor?" diye sordu. Biraz rahatladım ve ona baktım.
"Yani... Öyle yapmıyor musunuz? Sana sormuyorum, hepinize soruyorum. Sanatçılar olarak hepiniz... Bu şarkıları birilerine
yazmıyor musunuz?" deyiverdim zar zor. Giyuu'nun dudağının sağ kenarının yukarı doğru kıvrildığını gördüm. Ne sormak istediğimi anlamış olabilir miydi?"Hayır" dedi, "ben bu zamana kadar yaptığım hiçbir şarkıyı birine yazmadım. Merak ettiğin de buydu sanırım." Utanarak başımı öne eğdim.
"Hayır, bunu neden merak edeyim?" diye sordum gülmeye çalışarak, onu yalanıma inandırmaya çalışıyordum ama inanacağını
sanmıyordum."Anladım, merak etmiyor olablirsin. Bana öyle geldi sanırım."
"Sorun değil.."
Salaksın Shinobu, söyle gitsin işte, merak ettim desen ne olacak?
"Ee, şey.." dedim bir anda, bu durumu tam olarak öğrenmesem rahat etmeyecektim, "yani o zaman nasıl oluyor?"
"Ne nasıl oluyor?"
"Şarkıların aşk acısıyla dolu, așk acısını çekmeden bunları nasıl yazabilirsin ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No 26 ~GİYUSHİNO~
Fiksi PenggemarSen bırak tutunmayı, dünya bizi sarmalar. Kendimi yaşamaya değer görmediğim her şey benim bu hayattaki esaretimdir. Shinobu çocukluk döneminde babasından şiddet görmüş, annesi tarafından terk edilmiş ve sonrasında yurtta büyütülmüştür. Geçmiş travma...