Gökkuşağı
Gökyüzü içindeydi. Dışı tüm
evrendi..."Günaydın Japonya, bugünün bomba haberlerine hazır mısınız?"
Günlerden 7 Eylül ve bu benim Mor Tokalı Kız olarak bu sayfada paylaştığım binlerce günaydın mesajından sadece biri. Oysa ilk defa her zamankinden farklı mesajlar alarak başladım bugüne.
"Sönüyorsun Mor Tokalı Kız...
"Mor Tokalı Kız devri bitiyor, ha?"
"Nerelerdesin? Eskiden her haberi ilk senden duyardık, şimdi çoğu haberi sonuncu yazan bile sen değilsin.."
"Mor Tokalı Kız geri dön!"
"İyi misin? Günaydın mesajlar otomatik olarak mı yayımlanıyor?"
"Sahneyi onlara mı bırakacaksın Mor Tokalı Kız, geri dön!"
"Biz eski Mor Tokalı Kız'ımızı istiyoruz, her haberi senden duymak istiyoruz, klasikleşmiş aptal magazincilerden değil'"
"Sevgili MTK, Giyuu Tomioka'nın sevgilisi olduğu söyleniyor, bunu duyuran sen değilsin, bir şeyin mi var? Bilgin varsa kızın kim olduğunu söyler misin, meraktan deliriyoruz!"
"Mor Tokalı Kız, iyi misin?"
Böyle binlerce mesaj sıralanıp giderken hâla Giyuu'nun yatağındaydım. Saat sabahın 07.24'üydü. Uyanmış ve moralsiz gözlerle sosyal medya hesaplarımı kontrol etmiştim. Durum iç açıcı değildi, sosyal medya dünyasından da magazin haberciliğinden de kopuyordum. Her gün tek yapığım günaydın mesajı yazmak, bir iki basit haber girmek ve iyi geceler mesajı vererek günü kapatmaktı. Bazen iyi geceler mesajı vermeyi bile unutuyordum... Yokluğumu fırsat bilen birçok magazin sayfası yerimi doldurmaya çalışsa da uzun zamandır her şeyi benden duyan ve beni arkadaşları gibi seven takipçilerim onları seçmek yerine mesaj kutumu
doldurmuştu.Evet Giyuu ile ilgili tüm haberleri yapabilmek için böylesine saçma bir plan yapıp buraya taşınmış ve onunla ilgili haber yapmaktan vazgeçmiştim ama kariyerimden vazgeçecek
değildim... Toparlanmalıydım, kendime gelmeliydim. Derin bir
nefes aldım ve sayfama yepyeni bir paylaşım girdim."Sizlerle sohbet etmeyeli çok uzun zaman oldu... Yokluğumu fırsat bilenler olmuş, gittiğimi ve bir daha geri dönmeyeceğimi sananlar olmuş, devrimin kapandığını sananlar olmuş. Haber verin onlara, geri döndüm ve gitmeye hiç niyetim yok. Yepyeni haberlere hazır mısınız?"
Gönderiyi girmemin üzerinden sadece iki dakika geçmiş olmasına rağmen gönderimin altı binlerce yorumla dolarken kendimi biraz olsun motive olmuş hissediyordum. Giyuu'nun yatağından kalktım ve yatağı toplayıp üzerime baktım. Resmen kıyafetlerimle uyumuştum, Giyuu'nun beni ben uyurken buraya getirdiğini hatırlıyorum ama kıyafetlerimi çıkarıp kendi pijamalarını giydirmediğine şükretmeliydim.
Üstümü başımı düzelttikten sonra kapıyı sessizce açtım. Önce salona gidip Giyuu'yu kontrol ettim, uyuyordu. Bir süre onu izledikten sonra Kanao'nun uyuduğu misafir
odasına girdim. Kanao da uyuyordu. Fakat onu uyandırmalı ve buradan götürmeliydim."Kanao." diye mınldandım koluna dokunarak. Sıçrayarak uyandı ve kendini benden geri çekti.
"Korkma, benim, Shinobu." Bana ürkekçe bakarken elimi uzattım ve saçlarını okşadım.
"Korkma, sakin ol..." diye fısıldadım. Yavaş yavaş sakinleştiğini görünce yanına oturdum.
"Sabah oldu..." diye mırıldandım. "Giyuu Abi'n hâlâ uyuyor ve uyanıp işe gidecek. Bizim de artık benim evime gitmemiz gerekiyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No 26 ~GİYUSHİNO~
Fiksi PenggemarSen bırak tutunmayı, dünya bizi sarmalar. Kendimi yaşamaya değer görmediğim her şey benim bu hayattaki esaretimdir. Shinobu çocukluk döneminde babasından şiddet görmüş, annesi tarafından terk edilmiş ve sonrasında yurtta büyütülmüştür. Geçmiş travma...