Giyuu ve Shinobu'nun Devri
Dünya yalnızca bizim için dönecek, günler bizim için birbirine bağlanacaktı.
Lansmanın yapılacağı mekâna ulaştıktan sona hazırlanabilmemiz için Giyuu'yla yan yana odalara alındık. Benim için ayrılmış kıyafet,
yeni tasarım çantalarının lansmanına geldiğimiz markanın ametist moru elbisesiydi. Bana ayırdıkları ayakkablar ise pastel moru bir çift
topuklu ayakkabıydı. Üzerimi giyindikten sonra içeri giren güzellik
uzmanı saçlarıma hızla fön çekip yüzüme biraz renk verdi."Seni yıllardır takip ediyorum," dedi yanaklarıma allık sürerken. "Bugün burada olacağını öğrenince seni hazırlayabilmek için patronlarıma yalvardım resmen! En büyük Mor Tokalı Kız hayranı olabilirim!" dedi heyecanla. Utanarak gülümsedim, ellerim heyecandan buz gibi olmuştu.
"Teşekkür ederim, ne diyeceğimi bilemiyorum..."
"Ne demek! Teşekkür et diye söylemedim, seni gerçekten çok
seviyorum. Hepimiz çok seviyoruz. Yıllardır hiç görmediğimiz kız kardeşimiz, ablamız, arkadaşımız gibi olmuştun. Ne yalan söyleyeyim, seni hiç bu kadar güzel hayal etmemiştim.." Gülümseyerek başımı eğdim.Bunca yıldır ismimi ve fotoğraflarımı saklayarak anonim bir şekilde sosyal medyada var olmak çok daha kolay, çok daha özgüven vericiydi. Şimdi her şeyimle ortada olunca kendimi çırılçıplak kalmış gibi hissediyordum. Resmen ellerim titriyordu.
Sakin ol Shinobu, olsa olsa bir saat buradasn!
Haklısın İç Ses, sadece bir saat buradayım. Sonra da milyonlarca insanın izleyeceği bir programda olacağım. Kesinlikle sakin olunacak bir haldeyim(!)
Kapının çalmasıyla açılması bir oldu, içeri giren Giyuu ve Obanai'ydi. Giyuu üzerine siyah bir kumaş pantolon, beyaz bir gömlek ve gri çizgili siyah bir kumaş ceket giymişti. Yine o kadar yakışıklı görünüyordu ki içinde bulunduğum heyecan, stres ve kıskançlık arasında sıkışıp kaldım o an.
"Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum," dedi Giyuu yanıma
yaklaşıp ellerini bana uzattığında. "Yanımda olmanın mutluluğunu mu," diye fısıldadı kulağıma, "yoksa seni buralardan alıp gidemememin öfkesini mi, yoksa bu kadar güzel olmanın kıskançlığını mı daha çok hissediyorum bilmiyorum...""Aynı şeyleri hissetmemize sevindim," diye karşılık verdim. Giyuu'nun elini tutup kalktıktan sonra beni hazırlayan kıza döndüm. Bize hayranlıkla dolu bir gülümseme içinde bakıyordu.
"Çok memnun oldum, her şey için çok teşekkür ederim," dedim gülümseyerek.
"Ben de çok memnun oldum. Mutluluklar dilerim!" Gülümseyerek odadan çıktığımız sırada Giyuu'nun aranan eli sonunda gelip elimi tuttu. Başımı eğip ellerimize baktığımda kalbim heyecandan duracak gibiydi. Obanai önümüzden ilerlerken bir
yandan bize bilgiler veriyor, bir yandan yanında yürüyen asistanın gösterdiği organizasyon belgelerini inceliyordu."Burası çok vaktinizi almayacak. Tek istedikleri markanın sahipleriyle bir pozunuzun olması. Sonrasında hemen programa geçeceğiz. Yorucu bir tempo olacak ama birkaç saate serbestsiniz, öyle düşünün."
"Bize soru soracaklar mı?" diye sordum stres içinde.
"Yani, magazincileri bilirsin..." diyerek gülümsedi Obanai.
"Cevap verecek miyiz?" diye sordum.
"Sen nasıl istersen öyle yapacaksın Shinobu," dedi Giyuu. "İstemediğin hiçbir şey olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No 26 ~GİYUSHİNO~
FanfictionSen bırak tutunmayı, dünya bizi sarmalar. Kendimi yaşamaya değer görmediğim her şey benim bu hayattaki esaretimdir. Shinobu çocukluk döneminde babasından şiddet görmüş, annesi tarafından terk edilmiş ve sonrasında yurtta büyütülmüştür. Geçmiş travma...