Parlıyorsun
Parlıyorsun Giyuu ve ben bunu
söndürmeyeceğim.Yıldızlar her zamankinden güzel parlıyordu o gece. Kanao yanımda oturmuş bana yaşadıklarını anlatırken ağlamamak için zor tuttuğum gözyaşlarım içime doğru akıyordu âdeta. Üçümüz birlikte Giyuu'nun balkonunda oturmuş aklımın hayalimin alamayacağı bir gece yaşıyorduk. Yeni tanıştığım Giyuu Tomioka ve varlığından yeni haberdar olduğum kız kardeşimle sabaha kadar sohbet etmiş, acılarımızı paylaşmıştık.
"Giyuu Abi, bizim sokaktaki çocuklar senin şarkılarını söylüyor, biliyor musun?" diye sordu Kanao heyecanla. Giyuu gülümsedi. Gözleri gözlerime değdi ve ona acı içinde bir gülümsemeyle baktım.
"Sen de söylüyor musun?" diye sordu Giyuu. Kanao başını iki yana salladı.
"Ben şarkı söylemem.." dedi sessizce.
"Neden?" diye sordu Giyuu. O an Kanao ile ben aynı anda aynı cümleyi kurduk.
"Babam gürültüyü sevmez.
"Babam gürültüyü sevmez. "
Kanao'nun gözleri gözlerime çevrildi. Bana şaşkınlıkla gülümsedi. Gözlerinde kendi gözlerimdeki yorgunluğu gördüm, küçücük bir çocuğun gözlerinin bu denli yorgun bakması bu dünyanın en büyük haksızlığıydı.
"Müzik gürültü değildir.." dedi Giyuu gülümseyerek.
"O zaman bana bir tane şarkını söyler misin Giyuu Abi?" diye sordu Kanao.
"Tabii ki söylerim ufaklık, gitarımı alıp geleyim.." Giyuu içeri girerken Kanao bacaklarını oturduğu koltuğun minderlerine doğru çekip topladı. Elini yanağının altına koyup başını koltuğun kenarına yasladı. Gözlerini zar zor açık tutuyordu.. Balkondaydık ve hava birdenbire bahar rüzgârıyla bozulmuştu.
"Üşüdün mü?" diye sordum tereddütle. Kanao utanarak kolarıyla kendini sardı.
"Yok, üşümedim." Gözlerim kollarına kaydı, tüyleri diken diken olmuştu... Üşüdüğü her halinden belliydi. Gülümseyerek ayağa kalktım. Bir anda uzanıp bileğimi tuttu.
"Nereye?" diye sordu korkuyla.
"Korkma, sadece üzerine örtmek için bir örtü getireceğim..." Kanao gözlerime ürkek ürkek baktı. Sonra başımı salladım.
"Tamam, ben gitmem. Giyuu'ya sesleneyim, o getirsin, olur mu?
Başını salladı."Olur..." diye mırıldandı. Benimle tanıştığından beri bana karşı oldukça mesafeliydi, bu onun bana attığı ilk adımdı. Yerime oturdum ve içeri seslendim.
"Giyuu, Kanao için bir örtü getirir misin?"
"Çoktan getirdim," dedi Giyuu, balkona elinde yeşil bir örtü ve gitarıyla girerken. "içeri girerken üşüdüğünü fark ettim, al bakalım ufaklık." Giyuu Kanao'nun üzerini örterken onu hayranlıkla izliyordum. Bir gün bir çocuğu olduğunda, o çocuk çok şanslı olacaktı... Giyuu Kanao'nun karşısına oturdu ve Kanao gözlerinin kapanmaması için büyük bir çaba sarf ederken gülerek gitarını çalmaya başladı.
"Sen uyuyacak gibisin," dedi. "Sana ninni çalmamı ister misin? Daha sonra kendi şarkılarımı da söylerim..."
"Ninni mi? O da ne?" diye sordu Kanao. Başımı hüzünle yere eğdim.
"Bebeklerin uyuması için çalınan ve söylenen bir müzik türü. "
"Olur.." diye mırıldandı Kanao halsizce. Giyuu gitarı ile güzel bir ninni melodisi çalmaya başladı, ne gariptir ki bu melodiyi ben de
bilmiyordum.. Daha sonra ninninin tekrar eden sözlerini mırıldanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No 26 ~GİYUSHİNO~
FanfictionSen bırak tutunmayı, dünya bizi sarmalar. Kendimi yaşamaya değer görmediğim her şey benim bu hayattaki esaretimdir. Shinobu çocukluk döneminde babasından şiddet görmüş, annesi tarafından terk edilmiş ve sonrasında yurtta büyütülmüştür. Geçmiş travma...