YILDIZ'IN KARMAŞIK GÜNÜ

13 1 0
                                    

Kendi içimde garip bir ruh hali içinde geziyorum. Geleceğime arkadaş olarak devam edeceğim kişiler için bir kin beslemiyorum fakat içimde geçmişimdeki insanlara karşı kocaman bir boşluk ve kin var. Geçmişimin tozlarını süpürmeden; geleceğime sayfa açamam ve bu yüzden ne Enis'le ne Saadet ablanın yanındaki çocukla görüşecektim. Ben Kerim' e içimdeki dökerek ya son verecek ya da beni bu kadar küçük görmesine son verecektim. Bu sebeple onunla buluşmak için Sabah yemeğini kararlaştırdık.

     Saadet Abla bana bir kaç eskiyen şık elbiselerinden vermişti .Kerim'e diyeceklerimi dedikten sonra onlara gidecektim.Tüm diyeceklerimi ayrı ayrı ezberlemiştim. Hava oldukça sıcaktı. Askılı bir elbise giydim, bu elbise krem rengindeydi altına hiç bu sıcakta ayakkabı çekemem diye yazlık rahmetli annemin terliklerini giydim. Annem öldükten sonra dolabımını dağıtmış bir kaç eşyasını kendime bırakmıştım.

Kerim beni arabasıyla aldı ve beraber ilk kez sakin ve boş bir mekana gelmiştik söyleyecek önemli şeylerim var derken sanırım yanlış anlaşılmıştım. Ben buraya belki de veda etmeye ve yeni başlangıçlara kendimi bırakmak için gelmiştim. 

Masaya oturduğumuzda gözlerimin içine baktı gözlerinin rengini unutmuştum. Uzun süredir bakmamıştım. Ona veda etmek zordu çünkü o benim çocukluk arkadaşımdı.Ona günler önce sarılmak isterken şimdi vedalaşmak için sözcükler arıyordum. 

''Yeniden arkadaş olabilir miyiz''? birden ağzımdan çıkmıştı bu söz doğruydu.Bir çocuğun ; bir annesine acaba beni ne kadar seviyor diye düşünmesi kadar doğru.

'' Yapma Yıldız onca olanları unutup seni bir arkadaş olarak sarmaladım. Nereden çıktı bu? ''

Ah! Biz yeniden arkadaş olmayı deniyorduk ve durduk yere gitmek belki de yine beni suçlu yapacaktı ve ben buna hazır değildim. 

'' Ben 17 yaşında Yıldız değilim,ne kadar kırıcı bir mesaj attın. Sana değer vermemin bir önemi

 yok mu senin için? '' Oldukça şaşkındı.

''Yıldız  sadece bana garip geldi ve o senin Baban değil, ne olduğu belli bile değil.''

Baban değil mi? Kerim bunun artık bir bedelini ödemeliydi .Babamın öldüğünü ve henüz daha bir kaç gün önce babamın adı diye ağladığımı bilse, Caner'e Caner değil ikinci adıyla seslendiğimi bilse.. 

'' Sevgilim belki de beni bir Baba Şefkatiyle seviyordur.Sen de olmayan bir şey şefkat belki de

 bundan sana anlamsız geliyordur?

Benimle tartışmaya tutuşacağını sanarken; garip bir şey oldu.

'' Saçlarına böyle mi dokunuyor?'' Birden elleri saçlarımda yavaş yavaş dolanmaya başlamıştı ve

 ne yapacağımı bilemedim.

'' Hayır daha samimi.'' Daha samimi mi? Kerim'in canını yakmak isterken bir şeyleri küllendiriyor

 olmak ancak benim yapabileceğim bir şeydi.

'' Yapma Yıldız aklımı karıştırma . Daha samimi olamam sevgilimi seviyorum.''Bunu şimdi nasıl toparlasam diye düşünürken;  gülmeye karar verdim.

'' Ben de Enis'i seviyorum ve onun elleri daha ateşli.'' Yıldız bence şuan kalk git ve uzun süre kaç dedim içimden..

Tam o sırada telefonum çaldı ve arayanın  Enis olması bir anda işi garip bir yana götürmüştü.Enis'i yanımıza çağırdım ve oradan denize gidebileceğimizi söyledim ne güzel ama Kerim'de sevgilisini Alıp gelecekti. Bir veda konuşması nasıl bir 4'lü buluşmaya dönmüştü.

Bugün neler olacaktı böyle... BANA ŞANS DİLE LAVİNİA MAHALLESİ..

57







LAVİNİA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin