Keyifli okumalar la
📍
Batı için kahvaltı biraz gergin geçiyordu, babasına bugün için vitaların evine kasaları kendisi götürmek istediğini belirtmiş, yaşlı adamdan işe gelmiyorsun dönütü alınca somurtmaya başlamıştı.
Bugün alfa abilerinden biri yardım edecekmiş sözde.
Babasının hiçbir tavrına anlam veremiyordu zaten, boş vermeyi denedi oğlan. Pazar günü zaten buluşacaktı ikili, bugün ise belki görüntülü konuşabilirlerdi kim bilir.
"Sende bir tuhaflık var bugün. Sebebi nedir Batı bey?" Baha kardeşinin biraz daha hayatı sevmeye başlamış haline merakla baktı, geçen haftayla bu hafta arasında bile ciddi bir farklılık vardı sanki. "Bir şey yok abi, öyle genel olarak iyiyim yani."
Babasına baktı Batı, ondan ciddi anlamda çekiniyordu.
"Yok sende var bir şey. Bize söyle bence abicim, kimse bir şey diyemez senin mutluluğuna biliyorsun." Baha kendinden emin konuşup babasına kaşları çatık halde baktı, kardeşine en büyük destekçi oydu. "Sağ ol abi, şimdilik yok bir şey." Akşama kadar kendisine gelir, cesaretini toplardı.
"Peki, sen öyle diyorsan... Neyse size ben bir şey diyeceğim o zaman, bu akşam evde yokum ben. Bir omegayla randevum var, belki bu sefer farklı olur ha." Baha'nın yüzündeki acı tebessüm masadaki herkesin içini yaktı.
4 yıl önce evlenmek üzere olduğu betayı kendi elleriyle toprağa vermiş, yas tutmasına fırsat kalmadan betanın borçlarını ödemek için çalışmaya başlamıştı. Canı çok yanmış, yine de kimseye belli etmemişti yürek yangınını.
Yavaş yavaş ince ince yandı yıllarca, kimseyle buluşmadı, kimseyle görüşmeyi kabul etmedi bu zamana kadar. Fakat biliyordu ki beta gelmeyecekti, bir daha onunla beraber olamayacaktı.
Güney abisinin omzuna vurdu hafifçe. "Yapabilecek misin abi? Malum yani tam olarak unutamadın ya yengeyi..." Baha derin bir nefes aldı. "Hazırım, yapabilirim. Hem kabullendim bazı şeyleri, hayatı kendime zehir etmenin anlamı yok hem." Hepsi hak verdi ona, mutlu olmak her zaman güzel bir seçenekti.
"Ee kim bakalım bu omega? Nasıl biri?" Babası Rıdvan gülümseyerek oğluna buluşacağı kişiyi sordu, o da salt bir şekilde merak ediyordu. "İş yerinden biri, yeni başladı işe de zaten. Sevimli biri baya, her sabah masama sandviç bırakan sincap oymuş." Son iki aydır her sabah masasına minik şirin sandviçler konuluyordu ve üç gün önce tesadüfi bir şekilde yakalamıştı kızı iş üstünde..
"Vay be yenge hızlı çıktı desene." Hazar ve Güney kahkaha attı, Batı ise ne kadar hoş bir hareket olduğunu düşündü bunun. Birine severek kahvaltı hazırlamak çok hoş bir davranıştı ona göre. "Senden gerçekten hoşlanıyor olmalı, kırma sakin onu abi. Özellikle de seni bu kadar düşünüyorken."
Batı'nın tembihine karşın Baha güldü, kardeşinin bu tür durumlardaki tavrı gayet güzeldi, herkese dünyanın en değerli varlığıymış gibi davranıyordu. "Alfa falan olsan ülkenin yarısını elde etmiş olurdun muhtemelen." Güneyin dalga geçişine anne gülümsedi. "Benim romantik düşünceli oğlum bu halde de herkesi kendisine aşık edebilir. Üstün bir tür olmasına gerek var mı sanki."
"Gerçekten öyle, bunun bekar kalma ihtimali yok yemin ediyorum. Hepimizden önce mühürlenir bu he." Hazar çayından yudumlarken kendince yaptığı tespitle herkesin onayını aldı. Batı ise içinden gerçekten hepsinden önce evleneceğim diye geçirdi.
Vitanın onu bir şekilde bu evliliğe kolaylıkla ikna edebileceğini biliyordu.
"O hiçbir haltı beceremez, bununla kim evlenir? Kim kokusuna katlanır?" Masada sessizlik oldu bir kaç saniye. "Baba senin derdin ne bu çocukla? Ne yaptı sana? Alfalar kadar güçlü, zeki, çevik... Herkesten fazla yardımı dokunuyor sana, bir kere bile şikayet gelmedi ondan. Sen ne istiyorsun ya?" Baha artık babasına katlanamıyordu, asla evde huzur bırakmıyordu.
"Ben gerçekleri konuşuyorum, nereden bulacak birini? Hadi buldu diyelim nasıl bakacak ona? Nasıl yuva kuracak? Cinsiyetsizle evlense çocuğu olmayacak, başka tür ise kokusuna dayanamayıp onu terk edecek. Bence kendisini kabullenip öyle yaşasa fena olmaz." Yutkundu oğlan, babasına kısmen hak veriyordu.
"Ruh eşimi buldum ben."
Başı önde biraz da babasına bazı şeyleri kanıtlama ihtiyacıyla konuştu. "Ne? Cinsiyetsizlerin ruh eşi olmaz, aptal aptal konuşma." Rıdvan şaşkındı, oğlunun yalan söylediğini bile düşündü.
"Var, ruh eşim var işte." Tırnağıyla etini kazıdı, gergindi. Baha hemen müdahale etti konuşmaya, o da aşırı şaşırmıştı. "Kim? Ruh eşin kim abicim? Biz çok sevindik senin adına." Kardeşinin omzunu sıvazladı. "Şey biraz sıkıntılı biri, sadece onu hayatımda istiyorum. Gerçekten çok istiyorum."
Hareketleriyle çok belli edemese de vitasını her şeyiyle çok istiyordu.
"Başına bir iş açılmadı değil mi oğlum? Yani umarım alfa değildir, üzerinde kurduğu baskınlığı kaldıramayabilirsin." Annesi biraz endişeyle konuştu, oğlunun ilişkide pasif kalmayacağını düşünüyordu.
"Sorun bu değil anne, başıma bir iş de açılmadı. Sadece ruh eşimin türü sizin için sorun olabilir." Bunu hala nasıl açıklayacaktı bilmiyordu. Bir anda söyleme arzusuyla doğruldu. "Oğlum kim lan desene? Doğuracağım şimdi." Güney'in konuşmasına gülümsedi, manidar bir bakış attı.
"Hayırdır abi sporla üremeye mi başladın?" Baha kendini tutmayıp kahkaha atarken Güney homurdandı. Zeki insanın esprileri de bir tuhaf oluyordu. "Kes lan söyle hadi ne nazlandın." Herkes kahvaltısına ara vermiş Batı'nın konuşmasını bekliyordu.
"Bana destek olmanızı bekliyorum hepinizden... Ben... Yani ruh eşim..."
Hazar bıkkınca konuştu, adamın resmen ağzının içine bakıyorlardı. "Konuş ulan altıma sıçacağım şimdi, bokum ucuna kadar geldi." Biraz daha gevelemeye devam ederse gerçekten salıverecekti şuraya, dedikodu olduğundan kalkıp tuvalete de gidemiyordu.
"Ya ne pis adamsın sen ya, gitsene tuvalete." Batı'nın yüzü buruştu ve abisinin kendisini tutan haline baktı. "Oğlum önce söyle sonra giderim ben sen merak etme." Batı derin bir nefes aldı.
"Ruh eşim... Vita, Vita Alphan."
Başı önde herhangi birinden tepki bekliyordu.
"Ne?"
"Gerçekten sıçtım."
--------
"Bugün yemek falan yok sana, bir alfanın altına girmediğin kalmıştı. Yüz karası!" Ercan'ın annesi sinirli bir şekilde konuşuyordu, oğlanı alfanın teki eve getirmiş öylece kapıya koymuştu.
"Anne altına girmedim kimsenin." Oğlan ağlamak üzereydi, annesi onu öldürecekmiş gibi bakıyordu. "Sus konuşma, bir de yalan söylüyorsun! Artık okul falan yok sana, madem alfanın altına yatıyorsun bari onu memnun edip yanında kalsaydın? Seni resmen evin kapısına bırakıp gitti."
Kılıç'ın yüz ifadesi sert ve gergindi, oğlanı evine bırakma konusunda memnun olmasa bile yapabileceği bir şey yoktu. O kavun bunu kendisi istemişti.
"Anne..."
"Okul falan da yok artık, benimle her gün temizliğe gelip para kazanacaksın. Orospuluk yapmamayı öğrenirsin belki." Oğlunun yakasını tutup kenara itti, ona dokunmak bile istemiyordu. "Anne yapma nolursun! Ben bir şey yapmadım yemin ediyorum. Hastaneye götür kontrol et beni. Gerçekten bir şey yapmadım."
Çaresiz, aciz hissediyordu Ercan.
"Umrumda bile değil, bir alfanın seni eve bıraktığını baban duyarsa seni öldürür. İstersen söyleyeyim? Hm?" Ercan kabullenmişlikle başını eğdi.
"Aferin, en azından akıllısın."
Sadece ölmek istemiyordu.
📍
Geçiş bölümü gibi düşünün
Kılıç ve Ercan böyle yakinlasacak
Başka türlü işleri zor
Bölüm nasıldı?
Sizi seviyorum ♥️🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çürük Limon
General Fiction📍omegaverse ... Güzelliğiyle etraftaki herkesi büyüleyen Vita gözlerini cinsiyetsize dikti... mpreg.