ALTAY'dan Sabah uyandığımda yanımda iki büklüm uyuyan Simay'ı görmemle gülümsedim. Uyandığımda henüz hava aydınlanmamıştı. Saat 6 ve bugün antreman dahi yoktu. Dünki finalin ardından işler azalıcaktı. Sözleşme imzalamış olsam da bu sezon transfer olucağım kesin. Kafamdaki düşüncelerden kurtulup tekrar Simay'a döndüğümde koluma sarılmış başını da koluma koymuş uyuyordu. O kadar komik görünüyordu ki o kadar da tatlı. Dün maçtan sonra ilişkimiz tamamen açıklanmıştı. Artık dışarda istediğimiz gibi gezebilir paylaşım yapabiliriz. O kadar şirin gözükmesine dayanamayıp fotoğrafını çektim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağıya inip mutfağa geçtim. Simay'ın kahvaltıyı az yaptığını biliyordum ama işin içerisine pankek çilek ve çikolata girerse... Güzelce kahvaltıyı hazırladığımda saat çoktan 8 buçuğa gelmişti. Yukarı çıktığımda ise Simay hala uykusundaydı. Yanına oturup saçıyla oynamaya başladığımda kıpırdanmaya başladı. Sabah olduğunda Uykusu hafif oluyordu. "Günaydııın" yüzünü buruşturup bana bakıyordu... "Saat kaç?" "8 buçuk falan" hala saçlarını okşuyordum. "Ama daha erken" gülümsedim. "Erken kalkmaya alışmalısın ama. "Sebep? Tatil değil mi yatalım işte oooh" arkadını dönücekken sarılıp yanına yattım. Gülümsüyordu. Gülümsüyorduk... "ya altaay! bırak bak gıdıklanıyorum ben ordan" "nerden?" Belinden gıdıklamaya başladığımda o kadar fazla gülüyorduk ki. Ellerimi tutup gıdıklamamı durdurmaya çalışsa da ben hala gıdıklıyordum. Bir süre sonra bırakıp yanına yattım. "Aaaay karnım ağrıdı gülmekten. Ama sıra bendeee" üzerime atlayıp gıdıklamaya başladığında gülüyordum. "YAA BANA YAPARKEN İYİYDİ. BAK SAKIN DURDURMAYA ÇALIŞMA VALLA DÖVERİM HE" kollarından tutup yan tarafa yatırmamla kedi gibi bakmaya başladı. "Dövücek misin?" Gözlerini kısarak bakmaya başladı "yok canım neden döviyim seni bebisim benim. Oyy ne kadar tatlısın sen bırak ellerimi de yanaklarını sıkıcam" gülüp yataktan kalktım. "Hadi hadiii bak kahvaltı hazırladım sana." "Ama hiç aç değilim ki." "Yaptığım kahvaltıyı gördükten sonra aynısını söylemezsin ama bak" "Vaayy görelim bakalım" yataktan kalktı ve aşağı indik. "Çilek mi oo?" Hızla masaya oturdu. "Dedim sana" gülümseyip oturdum.
Kahvaltıyı yaptıktan sonra birlikte masayı topladık. Mutfağı da toplarken yardım ettim. Koltuğa kurulup telefonda geziniyorken Simay'ın telefonu çaldı
SİMAY'dan
Altayla koltukta yaylanırken Gözde aramıştı. Telefonu açtığımda Altayla gülmeye başlamamız bir oldu.
"İRFAN ŞURDA SİMAYİ ARAMIŞIM SEN HALA GÖMLEĞE BAK DİYOSUN"
"AMA GÜZEL DEĞİL Mİ BİTA-
"İRFAN GÖMLEĞİ BIRAK CANA BAK! Ay simaaayy. Bak kız telefonu açmış bizi dinliyo. Simay sen terbiyesiz misin dinliyosun bizi!?"
"Ay deli misiniz be! Ne dinlicem sizi sen aradın açtığımda bağırıyodunuz." Altay hala gülüyordu "O arkada gülen kim?" "Hiç kimse canım kim olucak ya" "Kesin Altaydır o. LAN! AL SİMAYI BİZE GEL" "OĞLUM BİZİ Bİ RAHAT BIRAKIN LAN ARTIK HAFTANIN 3 GÜNÜ SİZİN EVDEYİZ" "valla ben her gün onlardaydım sen olmasan" kaşlarını çattığında gülüyordum. "Aaaa üstüme iyilik sağlık be" "Çocuk gey oldu" "İRFAN! DÜZGÜN KONUŞSANA OLM" Gülmekten karnım ağrımaya başladığında sonunda Gözde telefonu almıştı. "Simay akşam bize geliyosunuz" "sebep" "çünkü yemek" "evde yaparım yemek" "ama ben daha güzel yapıyorum" "haklısın tamam geliyoz" Altay'ın bana anlamsız bakışlarını gördüğümde tekrar kahkahaya başladım. Telefondaki Gözde de benim gülüşüme gülüyordu. "Ay tamam bak bugün çok güldüm. Fazla bu bana" "Gerizekalı gülmen lazım zaten" "İRFAN DOĞRU KONUŞSANA KIZLA!" "Yenge kusura bakmıyosun demi" "İrfan sen sus. Gözde askim sende kremalı tavuklu mantarlı makarna yapmaya ne dersin hayatım?" "Yenge Simay bana daha önce hiç bana böyle iltifat etmedi teklifi kabul etmeme ihtimalin yok" "Köpeğe bak makarnayı istediğimden demiyo da" "irfan sus kardeşim" "ay susun be! Simay yaparım sen akşam gelirken Can'ın sende unuttuğum hırkasını da getirir misin" "getiririmmm"
Konuştuktan sonra telefonu kapattık. "Ben sana iltifat etmiyo muyum?" "Sakasına dedim bitanem yaa" gözlerimi kısarak bakmaya başkadım. "Gözlerini kısınca çok tatlı oluyon he" Gülümsemicem gülümsemicem. Gülümsedim... "Gülümsediğinde daha da güzel..." "Ya Altaay" kafasını yana eğip o kadar narin bakıyordu ki. Eliyle yanağımı okşayıp başımı göğüsüne yasladı. İşte şimdiden itibaren dünyayla olan bağlantıları kesip sadece Altaya odaklanmıştım. Her zaman olduğu gibi.
⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️
Vote ve yorumlarınız için teşekkür ederim diğer bölümde görüşürüz ❤️❤️❤️
