Uyandığım andan beri ayaktaydım.
Altay nerde hiç bir fikrim yoktu. Şuan evde bütün kız arkadaşlarım ve kuaförler dolaşıp duruyordu. Damla'nın kafasında bigudiler. Benim iki yanımda duran kızlar tırnaklarımı yaparken aynı anda saçım ve makyajımda yapılıyordu. Fotoğraflar ve videolarda çekiliyordu tabii. Aynadan yansıyan gelinliğimi gördüğüm an kalbim daha da hızlı atmaya başlamıştı.
"Kuğu gibi olucaksın bunun içinde..." Rojin bile gelmişti. Elini tutup gülümsediğimde Gözde dahil üçümüzün de gözleri dolmuştu. "Ya hayır ağlamak yok! Makyajınız akıcaaakkk" yanımızda enerji patlaması yaşayan Damlaya bakarak dolu gözlerle gülüyorduk. "Ya en küçüğümüz evleniyo nası ağlamayalım. Ayrıca benim makyajım ne zaman yapılıcak."
"Ay benim çocuğum nerde kız?" İkisi de gittiğinde çalışanlarla baş başa kalmıştım. Tabi etrafta gala arkadaşlarım dolaşıyordu. Arkamda beliren Yasemin ablayı görmemle gülümsedim. "Ne güzel olmuşsun böyle" gülümseyerek teşekkür etmiştim çünkü konuşamayacak kadar heyecanlıydım. Telefonuma gelen videoyla gülmeye başlamıştım. "GÖZDE ÇABUK GELİN!" İrfan,Altay,Kerem,Sefa,Mert ve daha saymadığım bir çok kişi halay çekiyordu. Altay damatlığının sadece pantolon ve gömleğini giymişti ve bir çoğu da aynı durumdaydı. "Bak yaa! Ama bunlar gayet güzel eğleniyoo!" Gülümseyip telefonu bıraktım. Aynada kendime baktığımda farklı hissetmiştim. Yanımda annem veya ablam yoktu. Ama kız kardeşlerim vardı.
Saçım makyajım tamamlandığında gelinliğimin yanına gittim. Zorda olsa gelinliği giyebildiğimde herkes bana bakıyordu. "Ya ama öyle bakarsanız utancımdan yok olucam burdaa!"
"Kızım evleniyosun bi kendine gel ya!" Kobuşmanın yarısında aşağıdan davul sesleri gelmeye başlamıştı. Aşağıya inip kapının önüne geçtiğimde derin bir nefes aldıktan sonra kapı açılmıştı. Arabanın önüne yaslanıp ellerini bağlayan Altay'ın beni gördüğündeki afallamasına gülümserken ne kadar yakışıklı göründüğüne de bakıyordum.
Belki de hayatımın en büyük adımıydı bu. Hayatımın aşkına attığım adım. Geri kalan yaşamında yanımda olacak adamın elini tuttuğumda ikimiz de birbirimizi hissedebilmiştik. Belki de en büyük şansımı onda kullanmıştım. Birbirimizi bulduğumuz gün benim için hatta bizim için kurtuluştu. Bugünde kurtuluşumuzun zaferini kutluyorduk.
Arabaya binip düğün alanına geçtiğimizde içeri girmek için gelin odasında bekliyorduk. Altay elimi tutmuş şarkının ritmine göre başını sallaeken bende omuzlarımla eşlik ediyordum. İkimizde heyecan işini bir kenara bırakmış gibi gözüküyorduk.
"Evleniyoruz be!" Gülümseyip yüzüne baktığımda çapkın sırıtmasıyla gözlerime bakıyordu. "Rüyadaysak uyandıranın"
"Altay!" Başını eğip güldükten sonra dudağımın kenarına bi öpücük bıraktı. "Bugün hiç bir şey düşünmek yok. Sadece sen ben ve en mutlu günümüz." Gülümseyip ellerini sıktım "sadece sen ve ben." Ayağa kalkıp gelin odasından çıktık ve salona doğru yürümeye başladık. Biz alana girdiğimiz an herkes bize gülümseyerek bakıp alkışlıyordu.
Altay'ın annesi dolu gözlerle bakarken yanında duran Babası gururla gülümsüyordu. Bütün arkadaşlarımız yanımızdaydı. Denizin kenarında resmen rüya gibi bir düğünün daha ilk dakikalarındaydık. Nikah kıyılıcak alana geldiğimizde alkışlar durmuştu. Herkes aynı şekilde bize bakarken şahitlik yapıcak olan Sefa ve Damla da yanımızdaydı.
"Siz güzel çiftin mutlu gününde burda olmaktan mutluluk duyarak nikah törenine başlamak istiyorum. Siz Simay Aras. Hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmaksızın. Altay Bayındır ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Gülümseyip mikrofona eğilip hafif bir nefes aldım. "Eveet!" Herkesin alkışlarıyla aynı soru Altaya yöneltildiğinde
Arkadan İrfan ve Serdar'ın sesiyle herkes gülmeye başlamıştı."EVET DESENE OĞLUM NE BEKLETİYOSUN HALAY ÇEKİCEZ HADİ"
"DAMAT NAZ YAPIYO ABİ" Arda'nın lafına da gülücekken gelen sesle daha şiddetli gülümsemeye başlamıştım. "Evett!" Herkesin alkışlarıyla defteri imzaladığımızda Nikah Kağıdımızı aldığımda kameraya bakarak gülümsüyordum. Kameraya bakmak yerine bana bakmayı tercih eden Altay'ı fark etmeden...
"Oğlum kameraya bak zaten aldın kızı!" Tekrar gülmeye başlamıştık. Ve sonunda asıl düğünümüz başlamıştı. Herkes dansa eşlik edip dans ederken gelinliğin ağırlığını düşünmeden dans ediyordum. Saati veya başka herhangi bir şeyi umursamıyordum.
Altay başına kravat bağlamış dans ederken etrafına dolmuşmuş onları izliyorduk. Abisiyle karşılıklı oynarken aralarına babası da katılmıştı.
Bir süre sonra büyüklerin gitmeye başlamasıyla düğünün eğlence kısmına geçmiştik. Daha ne kadar eğlenebiliceksek tabi.
"Lan biz bu yata sığmayız ki!" İrfan bağırırken Gözde onu itiyordu. "Abi bence bu yat batar çok kalabalığız"
"Bence siz içmeden sarhoş oldunuz çift görüyosunuz. BİNİN LAN ŞUNA!" Damat gerildi...
Herkes yata geçip açılmaya başladığında şarkılar devam ediyor hava da kararmaya başlamıştı. Gelinliğimi değiştirip kısa beyaz bir elbiseye geçiş yaptığımda özgürlüğümü ilan etmiştim. Her dakika fotoğraf çekilip dans etmeye devam ederken Altay'ın elleri belimdeydi. Başını saçlarım arasına yaslayıp derin bir nefes aldım. "Hiç bitsin istemiyorum..."
Elimi yanağına götürdüm "hiç bitmeyecek sevgilim..." Başını kaldırıp bana baktı. "Mutlu sonsuz mu diyelim o zaman?" Gülümsedim. "Mutlu sonsuz..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Ne zamandır sendeyim..." (Altay Bayındır)
Chick-Lit"Nolursun kaç kurtar kendini bu diyardan yar."