"Bir saman sarısı..."

171 7 0
                                    

"Aaalltaaaaayyyyy. Hadi uyaaann bak kahvaltı hazırladımmmm" sarıldığı yastığı bırakıp başını kaldırdığında masayı görüp gülümsedi ve ayağa fırlayıp masanın önüne geldi.

"Öyle bi açım ki seni bile yerim" gülümseyip son tabağı masaya bıraktım. Altay yüzümü elleri arasına alıp iki yanağımı da öyle sert öptü ki. Yedi hatta.
"Yanaklarım koptuuu" gülüp masaya oturdu. Yanına oturup kahvaltımı yapmaya başladım. Kapı çaldığında Altay kalkıp kapıya doğru gittiğinde kapıya doğru bakıyordum.

"GELİNLİK GELDİ!" İşte beklediğim aann!
"Ciddi misin" elinde kocaman bi çantayla salona geldiğinde gülümsüyordum. "Eee napıcaz bunu" çantanın fermuarını kontrol ettim. "Giyinme odasına asalım" başını sallayıp çantayı aldı ve bende peşinden giyinme odasına koştum. Dolabın dış kısmına gelinliği asıp fermuarını açıyordu ki durdurdum. "Altay dur!" "Nee?" Yanına gidip fermuarı kapattım "daha 1 hafta var düğüne açık durmasın" gülümseyip kolunu omzuma astı "Eee ben ne giyicem?" Haklı çocuk benim gelinliğim hazır ama Altaya damatlık...

"Doğru. Benim derdime düşüp seni unuttuk. Bugün alsak mı?" Gülümseyip yanağıma öpücük kondurdu "doydun mu sen?" Başımı olumlu anlamda salladım "o zaman giyinip çıkalım. Zaten temizlikçi abla gelicek bugün masayıda halleder" gülümseyip dolabının önüne geçtim. "Bunu giy" gösterdiği pantolonu elime aldım ve seçmesi için croplarımın olduğu kısmı açtım "geri kalanını da seç o zaman" gülümseyip göz gezdirmeye başladı "bunların göbeği açık üstüne de hırka alman lazım. Bunu giyebilirsin üstüne de sana aldığım beyaz hırkayı giy"Gülümseyip hırkayı da raftan aldım.

"Eee ben ne giyicem" kaşımı çatıp Altay'ın dolabını açtım.
"Bu kot pantolonu giyeceksin" pantolonu raftan alıp Altaya attıktan sonra üst kıyafetlerine göz gezdirdim. "Üstüne de bu sweat." Beyaz bi sweat alıp onu da Altaya attıktan sonra dolabı kapadım. "Hadi koş giyin çabuk çabukkkkk"

(Ay buraları aklınızda canlandırarak mı okuyorsunuzzz ben okuduğum hikayelerde böyle yapıyorum sizi de merak ettimmm"

İkimizde giyindiğimizde kombinlerimiz benzemişti. "Hadi foto" yerinde hareketlendi "dur bi beyefendi olim" fotoğrafı çektikten sonra evden çıktık ve alışveriş için yoka çıktık.

Alışveriş merkezine el ele girdiğimizde her zaman ki gibi bakışlar üzerimizdeydi ama alışmıştık artık.
"Teyzecim Maşallah desenize bakıcağınıza" fısıldamasına gülerken yürüyen merdivende üst katına çıktım. "Altay sen çok kısa kaldın ya" gülümseyip benimle aynı basamağa geldiğinde kaşlarımı çatıp merdivenden indim. "Kısa mı kalmısımmm" kolunu omzuma attı. "Yok canım Estağfirullah yeterince fazla uzunsun. Hatta gereğinden de fazla" gülümseyip saçlarımın arasına bi öpücük kondurdu ve gördüğümüz damatlık mağazasına girdik. Ben otururken Altay seçtiğim modeli deniyordu. Kabinin kapısını açtığında gülümsedim. "Aaayyy çok güzeelll. Bak şimdi beyefendi oldun askım" gülümseyip aynaya baktı
"Alınır mı bu?" Kaşlarımı çattım "alınır alınır" başını sallayıp yanağımı sıktı ve tekrar deneme kabinine girdi. Denediği modeli kasaya gönderdikten sonra kendi kıyafetlerini giyip çıktı.

"Eee sen bişeyler almicak mısın" gözlerimi kıstım. "Tabiki alıcaksın..." gülümseyip elini tuttum ve mağazaları gezmeye başladık.

Bir sürü makyaj malzemesi alıp bütün poşetleri Altay'ın eline kitlerken hala geziyordum. "Güzelim daha gezicek miyiz? Saat 6 oldu yaa" kaşlarımı çatıp Altaya bakarken dudaklarını büzmüştü "ya tamam bunları kasaya götürüyorum ben sende git arabaya" kaşlarını çattı "olmaz birlikte gideriz" gülümseyip kasaya doğru yürüdük.

Paketleri alıp arabaya geçtiğimizde yorulduğumuzu anlayabilmiştim. "Yoruldun dimii" başımı sallayıp gülümsedim ve başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapadım.

"Ne zamandır sendeyim..."  (Altay Bayındır)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin