ALTAY'dan
"Güzelim?" Cevap alamadığımda saçlarını geriye aldığımda uyuduğunu fark edip gülümsedim. Televizyonu kapayıp Simayı kucağıma aldım ve odaya çıktım. Onu yatağa bırakıp yanına yattığımda tekrar başını göğüsüme koyup sıkıca sarıldı. Sanki uykusunda bile hissedebiliyordu beni...
Saçlarını okşayıp ara ara öpücükler konduruyordum.O kadar güzel kokuyosun ki...
"Kokunu hissettiğim her an daha da aşık oluyorum sana. Gülümsemeni gördüğüm, belki bana sinirlenişin bile daha çok aşık ediyor beni sana"fısıldayarak söylediklerimden sonra hareketlenip başını boynuma gömüp derin bir nefesle kokumu içine çekti. Cebimdeki telefondan maç için alarmı kurup kenara bıraktım ve Simaya sıkıca sarılıp uykuya bıraktım kendimi...SABAH
Alarm sesiyle uyandığımda Simayda uyanmıştı. "Sen uyu güzelim benim antremanım kısa" başını sallayıp geri yattığında gülümseyip yanağına bir öpücük bırakıp hazırlanmaya başladım.
SİMAY'dan
Uyandığımda Altay hala gelmemişti. Üstümü değiştirip aşağıya indim ve mutfaktan kahve yapıp atıştırmalık bişeyler alıp salona geçtim. Telefonumu elime alır almaz Damla aradı.
"Günaydııııınnn" cevap almak yerine burnunu çekme sesini duymuştum. "Ayrıldınız dimi?"
"Konuyu açtım ama Berat bi anda sinirlenip fazla tepki verince biz tartıştık. Sonra da ayrılalım bitsin o zaman dedim. İyi dedi çekti gitti" derin bir nefes aldım."Böyle olması gerekiyormuş. Sonuçta Berat seni sevseydi orda ayrılmazdı ya da çekil gitmezdi. Demek ki bişeyler değişmiş onda" Kahvemden bir yudum alıp onu dinlemeye başladım.
"Sevmiyo ki resmen egosunu tatmin edebilmek için konuştu benimle. Ama ilk zamanlar böyle değildi. Bir de yetmezmiş gibi bana başka biri mi var falan diyip durdu."
"Yani yine güvenmediğini belli etmiş" bir züre daha Damlayla konuştuktan sonra telefonu kapadığımda kapının açıldığını duyup bakışlarımı girişe yönelttim.
"Günaydınn" yüzü asık geliceğini hiç tahmin etmemiştim. Çantasını yere bırakıp yanıma oturdu ve hiç bir şey söylemeden başını dizime koydu. Böyle zamanlarında onunla konuşmaya çalışmak yerine onun konuşmasını beklerdim hep. Çünkü ilk önce kendi içinde hallediyordu her şeyi.
Saçlarıyla oynarken ne olduğunu tahmin etmem bir oldu. Antremanda kötü oynamıştı muhtemelen ya da transfer işleri yormuştu. Biraz zaman geçtiğinde hala sessizdi.
"Noldu?" Başını bana çevirip derin bir nefes aldı.
"İyi oynayamıyorum. Buna rağmen birileri benimle görüşmek istiyor ama onlar bir süre sonra olumsuz düşünücekler diye de korkuyorum" dudağımı büzüm saçlarıyla oynamaya devam ettim."Sen gerçekten çok iyi bi oyuncusun. Ve her iyi oyuncunun bazen böyle dönemleri olabilir bu çok normal. Şuan klüpler gelip senin için görüşmek istiyorlarsa bir bildikleri vardır değil mi?
Sakın kendinden şüphen olmasın çinkü sen kötü oynasan da toparlandığında iyi oynadığının iki katı olucaksın. Ben inanıyorum buna" Sonunda yüzünde bi gülümseme belirmişti.Yerinden kalktığında yanağına bir öpücük bıraktım. "EEE AÇ MISINN" gülümsemesi büyümüştü.
"Aç değilim aslında biz şu ev işini halledelim mi?"
Aslında haklı bir an önce yapmamız gerekiyordu
"Olurr ama aç olmadığına emin misin" başını olumlu anlamda sallayıp koltuktan kalktı. Birlikte benim evime geçtik. Belki de son gelişim oluyordur bu eveGiyinme odama gidip bütün kıyafetlerimi valize koydum. 1 büyük valizide bağışlamak için ayırdım. "Bu valiz niye bağlı güzelim?" Başımı çevirdiğimde Altay valizlere bakıyordu. "Onları kullanmıyorum bağışlarım diye ayırdım" gülümseyip yanıma geldi "söylediğin çantalarınla kitapları eve götürdüm bende o ne kadar kitap ya!"
Gülüyordum çünkü haklıydı "ya seviyorum pkumayı ve okuduktan sonra da saklıyorum onlar benim için çok önemlii" dudaklarını büzüp etrafa göz gezdirdi "bu makyaj masasını yatak odasındaki boş yere koyarız. Zaten bağışlarım diye ayırdığın kitapları depoya bıraktım ben onlar ayrı bir kalabalık. Kıyafet dolabınıda benim giyinme odamın boş kısmına bir dolap alırız yarın akşama kadar gelir zaten" başımı sallayıp son valizide kapadım. "AAYYY YORULDUM BEEEH"
Gülüm valizleri almaya başladık. Her birini benim evimden Altay'ın evine tek tek taşımak yerine arabaya koyup ordan eve götürdük ve valizleri kapının önüne bıraktık. "Dolap bakmaya gidelim mi?" Kaşlarımı çattım "aslında gerek yok. Benim dolaplarım sığar oraya" gülümsedi "o zaman yarın o dolabı getirtiriz" başımı sallayıp kapıyı kapadım.
"Altay düğünü nasıl yapıcaz" gülümseyip koltuğa oturdu. "Bence denizin kenarında güzel bi yer tutalım. Sen gelinliğini şimdiden bakarsın hatta bakarız istersen. Ben daha çok düğün yerine bakınırım." Gülümseyip başımı göğüsüne yasladığımda elleri saçlarımdaydı. "Hatta bi şey geldi aklımaa"
"Söyle güzelim" başımı hafif kaldırıp gözlerine baktım "düğün bittiğinde yakın arkadaşlarımız ablan abinler falan bi gemiyle denize açılırız. Teklif ettiğin gece gibi" gülümseyip başını salladı. "Her şey istediğin gibi ve en güzelinden olucak birtanem. Senin istemeyeceğin hiç bir şeyin olmadığı rüya gibi bi geleceğimiz olucak" söylediklerinden sonra dudağıma bıraktığı öpücük hatta öpücüklerle birlikte gözlerimi kapatıp kendimi Altaya bırakmıştım resmen. Bir elim yanağında diğer elimse saçlarında dolaşırken öpücükülerimizin arasında söyledikleriyle gülümsemeden edemiyordum.Belimden kavrayıp kendine daha da yaklaştırdığında bir sürelik gözlerimi açmıştım. Öpücükleri dudağımı bırakıp boynuma doğru inerken elim hala saçlarındaydı. Diğer elimi de boynuna doladım.
Boynum, omzum ve tekrar dudaklarıma geldiğinde ikimizde sadece birbirimize odaklanmıştık. Altay'ın elleri belimde gezinirken nefes sesleriyle ve öpücüklerinin arasında söylediği sözlerine kapılıp gitmiştim...
⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️⬆️
Umarım hoşunuza gidiyordur asklarimmm beğenmeyi unutmayın lütfeennn diğer bölüm görüşürüzzzz🧡🧡🧡🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Ne zamandır sendeyim..." (Altay Bayındır)
Chick-Lit"Nolursun kaç kurtar kendini bu diyardan yar."