''Evine bırakayım mı, yakışıklı?''

445 45 34
                                    


Ders bittikten sonra koridorda Nobara'yı aramadan Tarih dersime geçtim. Onun Spor dersi vardı bu yüzden spor salonunda olmalıydı.

Her zamanki yerime oturduğumda sınıfı tereddütle gözlerim ile taradım ama sadece tanıdık yüzler vardı. Pembe saçlar yoktu. Rahatlamayla aldığım nefesi geri verdim ve kitaplarımı çıkarak dersin konusunu önceden okumaya başladım. Rakipsiz birinciliğimi elinden almaya niyetli bir Yuuji vardı ama bende geri kalmayacaktım.

------------------------------------

Aniden derse geç kalan Sukuna korkum yersiz çıktı ve Tarih dersi sorunsuzca bitti. Öğlen arası geldiğinde kitaplarımı dolabıma koydum ve yemekhaneye indim. Terli saçları alnına düşen Nobara'yı gördüğümde yanına ilerledim ve sırada arkasına geçtim.

''Selam Nobara,'' Dedim omuzuna dokunarak.

''Selam Megumi!'' ''Selam Megumi!'' Nobara ile birlikte hemen önündeki Yuuji de arkasını dönmüştü ve anlık da olsa şaşırmama engel olamamıştım. ''Yuuji, seni görmemiştim. Merhaba.''

Kafasına takılı kırmızı kapşonunu gösterdi. ''Pembe saçlardan daha az göze batıyor, değil mi?''

''Spor dersimiz Yuuji ile ortaktı. Baskette cidden harika oynadın Yuuji!'' Dedi Nobara omuzuna dostça yumruk atarak.

Yuuji iltifata kızararak gülümsedi. ''Sende çok iyiydin Nobara.'' yemek tepsisini görevliye uzatınca tabağına yemeklerin koyulmasını izledi. Ardından Nobara ve bende tabaklarımıza yemeklerimizi alarak sıradan çekildik. ''Bizimle yesene?'' Dedi Nobara. ''Ve bana acilen o basket formasını nereden ve nasıl aldığını anlat! Sınırlı sayıda değil mi o?''

Yuuji onayımı beklercesine ve utanmışçasına bana bakınca kafa salladım. ''Tabii, hadi bizimle yemek ye.''

Yuuji kafasını salladı ve peşimizden masamıza geldi. Ben Nobara ile yan yana otururken o karşımıza geçmiş ve sandalyesini tam ortamıza çekmişti. İkili basket ve sınırlı sayıda formalar ile kafayı bozmuş bir şekilde gülerken ve sohbet ederken ben ara sıra soru sorup yemeğimi yemiştim.

İkili yemeklerinin çoğu soğuduğu için çoğunu çöpe dökmek zorunda kalmıştı benim aksime. ''Öğleden sonra dersim yok. Buradan eve gitmem gerekiyor.'' Dedi Yuuji bahçeye çıktığımızda.

''Çok fena!'' Dedi Nobara üzülerek. ''Megumi'nin de spor salonuna gitmesi lazım zaten. Beraber gidin o zaman. Benim fizik dersine yetişmem lazım. Görüşürüz!'' Nobara'nın sinsi gözleri bana bakarak sırıttı ve kaşlarımı çatmama engel olamadım.

Yuuji omuzundaki çantanın ipleri ile oynadı, peşimden gelirken. ''Umarım sizle takılmamdan rahatsız olmuyorsundur. Cidden Nobara'dan hoşlanmıyorum! O sadece çok iyi bir arkadaş!'' Ellerini panikle sallayınca gülümsedim. ''Sorun yok. Seninle takılmak eğlenceli. İkimiz de arkadaşlığından keyif aldık.''

''Bende keyif aldım.'' Dedi rahatlayarak. Anlaışlan Nobara'dan hoşlandığını düşüneceğimi sanmıştı. Ve cidden arkadaşlığı eğlenceliydi. Her zaman takılmak isteyeceğiniz birisiydi. Sorun yaratacak birisi değildi.

Umarım kardeşi Sukuna da onun gibi sorun yaratmazdı.

Benimle beraber spor salonuna kadar yürüdü. Otoparkın yanında olduğu için anlaşılan oradan eve gidecekti. Yolun sonuna gelene kadar havadan sudan sohbet ettik. Sohbet etmesi rahat birisiydi cidden de. Spor salonunun kapısına geldiğimizde elini ensesine atarak kaşıdı. ''Bir ara... Takılmak ister misiniz? Annemin bir restoranı var. Burada pek arkadaş edinemedim. Sukuna'nın namı cidden gölge gibi peşimde ve insanlar bizi karıştırdığı için hala daha pek arkadaş edinemedim. Siz ikiniz cidden iyi insanlarsınız.''

''Nobara'ya sormam lazım ama büyük ihtimalle geliriz. Davetin için teşekkürler.''

Yuuji'nin gülen yüzü solduğunda merak ederek arkamı döndüm ve bize gelen arkasında geniş bir kasası olan kamyonet benzeri kırmızı arabayı gördüm. ''Kardeşim geldi. Görüşmek üzere Megumi.''

Merakıma yenik düşerek Yuuji ile birlikte kasalı arabanın yanaşmasını bekledim. Şoför koltuğundaki kişi cidden de kardeşi Sukuna'ydı. Yuuji ile tıpatıp aynılardı. Tek yumurta ikizi oldukları belliydi. Tek fark Yuuji'nin aksine yukarıda şekillendirilmiş saçlarıydı. Bir de suratında onu Yuuji'den hemen ayırmanızı sağlayan hain gülümsemesi.

Beni fark ettiğinde yüzündeki gülümsemesi büyümüş gibi geldi ve bu beni rahatsız etti. Aurası ürkünçtü. Duyduklarımdan daha da korkunç gibi gelmişti.

Yuuji hemen gitmek istercesine arabanın kapısını açtı ve Sukuna'nın yanına oturdu. Sukuna ise pek gitmek istemez gibi görünüyordu. Bu yüzden camını açıp kafayı sarkıttı. ''Evine bırakayım mı, yakışıklı?''

Rahatsızca ağırlığımı bir ayağımdan diğerine vererek kıpırdandım. Benim yerime Yuuji konuştu. ''Dersi var. Ve sevgilisi. Hadi Sukuna. Gidelim.''

Yuuji uzanarak tuşa bastı ve camı kapattı. Sukuna da mecbur kafasını içeri soktu ama beni göz hapsinden çıkarmamıştı. Yuuji onu yakasından tutup çekti ve sinirli bir şekilde bir şeyler söyledi ama arabanın motorundan duyamadım. Sukuna'nın gözleri kardeşinden bana kaydı ve göz kırptı. Ardından gaza basarak uzaklaştı.

Ne zamandır sevgilim vardı ki?

Twin Problems /İtaFushiSuku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin