Bolumu yazdiktan sonra fark ettim alcisini unutmusum bu seferlik gormezden gelin ve erken cikmis givi yapin tmm mi yoksa aglarim 😭😭
Bana saniyeler gibi geçen kısa bir zamanın ardından kapı çaldı. Nobara benim yerime kapıyı açarken ben oturduğum koltuktan kalkamamıştım bile.
Yuuji'ye ne diyecektim? Onu aldattığımı söylemeli miydim? Hem onu hem Sukuna'yı sevmeme ve kendimi sürtük gibi hissetmeme ne diyecekti? Elbette haklı olduğumu söyleyecekti.
Ona bunu söylemek zorundaydım ama Sukuna'nın burada olmaması gerekiyordu. En azından ben onu sakinleştirene, ya da sakinleştirmeye çalışana kadar.
Kapı açıldığında Yuuji içeri girdi. Sukuna ise kapıya dikilmiş bizi izliyordu. Bakışlarımız çakıştığında yutkunmuştu. Yuuji'ye söyleyeceğimi biliyordu. Her zaman böyleydi. Ben söylemeden beni anlardı.
Tanrım, hayır. Sukuna'dan ayrı kalamazdım. Yuuji'den de kalamazdım. İkisini de seviyordum. Bunu nasıl yapardım? Yapacağımı bildiğim tek şey, Yuuji'ye bunu söylemem gerektiğiydi.
Ama bunu Sukuna'nın beklediği gibi yapmayacaktım. Bunu Yuuji'den öğrendiğim gibi yapacaktım.
Yuuji bana sarıldığında sadece bir anlık kendime izin verdim ve ona aynı şekilde sarıldım. Göz yaşlarım yine akmaya başlamıştı. Onu bırakmak istemiyordum. Sadece bu sarılma ile onu ne kadar sevdiğimi anlamasını istiyordum. Bunu bilmeliydi.
"Biz gidelim," dedi Nobara kapıya dikilerek. Sukuna ise sertçe reddetmişti. "Sen gidebilirsin. Ben kalacağım. Kaçmayacağım."
"Ne kaçması?" Yuuji benden ayrılarak ters bakışlarla kardeşine baktı. Ben ise onu bırakmak istemezcesine sertçe kazağının eteklerinden tutuyordum. Benden uzak durmasını istemiyordum.
"Sukuna, lütfen git. Bizi yalnız bırak." Dedim ağlamaklı gözlerimle Sukuna'ya bakarken. O ise umursamazca yerinde durmaya devam etmişti. "Gitmeyeceğim."
"Ne diye burada duracakmışsın?" Dedi Yuuji kardeşine diklenerek. Tabiki de onun gözünde Sukuna'nın burada durmasının hiçbir sebebi yoktu. Ama onun dışında bu odadaki herkes neden gitmek istemediğini biliyordu.
Ama ben Sukuna'nın niye Yuuji ile birlikte olduğunu bilmiyordum bile. Eve geri dönmüş olmalıydı. Buna şaşırmamam gerekirdi. Bundan önce bile Sukuna'yı kendimden uzak tutmak yeterince zorken artık yatmıştık. Bir türlü ayrılamıyorduk ve ayrı kalamıyorduk.
Gözlerden öpmek cidden ayrılık getirmiyordu.
Yapabileceğim tek şeyi yaptım. Yuuji'nin Sukuna'ya bakan suratını yavaşça kendime çevirdim ve dudaklarımızı birleştirdim. Kolları vücudumu sararken ondan ayrılmak istemediğimi belli edercesine kolları arasına sığınmış ve kollarımı boynuna dolanıştım. Bu Sukuna'yı yollama çabasından daha çok Yuuji'yi son kez öpme isteğimdendi.
Sukuna'nın ne düşündüğünü biliyordum. Beni yanlış anladığını düşünüyordu. Yuuji'yi seçtiğimi sanıyordu. Bu yüzden Nobara onu dışarı sürüklerken sesini çıkarmadı ve şaşırtıcı bir şekilde kararıma saygı duydu.
Sukuna'nın geçirdiği karakter değişimi şaşırtıcıydı.
Onlar gittiği gibi Yuuji'den ayrıldım çünkü ne kadar sevsem bile bu öpücük bana sadece acı veriyordu. Alnını alnıma yaslarken kollarını hala çekmemişti. Sarılıp sarmalanmış bir şekilde salonumuzun ortasında duruyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin Problems /İtaFushiSuku/
FanfictionWattpad'deki ilk Yuuji x Megumi x Sukuna kurgusu! (Threesome!) (Ensest yok!) Nazik ikiz Yuuji. Annesiyle birlikte yemekler pişiren, derslerinde birinci, kibar ve eğlenceli bir çocuk. Kaba İkiz Sukuna. Babasıyla bir boks salonu işleten, okulun yolunu...