''Boksta kaybeden vazgeçecekti.''

367 42 27
                                    


Ders bittiğinde Yuuji eşyalarını topladı ve ayağa kalktı. Bende hemen peşinden ayağa kalktım. Biz sınıftan çıkarken Sukuna bir adım arkamızdan geliyordu ama onu umursamadım. ''Ne iddiası?'' Diye sordum Yuuji'ye.

''Boksta kaybeden vazgeçecekti.'' Dedi Sukuna geniş bir adımla diğer tarafıma geçerken.

Bir kaç saniye Sukuna'yı süzdüm. Ciddi ifadesi şaka yapmadığına ve dalga geçmediğine inanmamı sağlamıştı. ''Neyden vazgeçecekti?'' Diye sordum Sukuna'ya, Yuuji'nin cevap vermeyeceğini anlayınca. Bizden kaçmak istercesine adımlarını hızlandırıyordu ama hızlı adımlarımızla Sukuna ve ben ona yetişiyorduk.

''Okulda diğerine sataşmaktan.''

Yuuji'nin ne zaman gerildiğini fark etmediğim omuzları gevşedi ve onayladı. ''Evet.''

''Bu sen Yuuji'ye sataşabilirsin mi demek? Salak saçma iddialarınız var.'' Ona sinirlenmemle Sukuna güldü. ''Aynen öyle, yeşil göz. Yuuji artık bana sataşmayacak.''

''Sataşmayacağım. Sen de uzak duracaksın.'' Ardından yanlış anlaşılma olacakmış gibi ekledi Yuuji. ''Benden.''

''Sanmıyorum,'' Sukuna bana bakıp gülümsediğinde nedense konuşmaları benim hakkımdaymış gibi gelmişti. ''Çok zor.''

''Sizi anlayamıyorum,'' Diye mırıldandım ve adımlarımı hızlandırdım. ''Coğrafya dersim var. Görüşürüz.'' İkiliyi yalnız bırakmanın oluşturacağı sorunları görmezden gelerek yan koridora girdim ve ikisini de arkamda bıraktım.

Benden sonra ne oldu bilmiyorum ama öğlen arası Sukuna ve Yuuji'nin bir kavgaya karıştığını duymuştum. Bu yüzden ikisi de şuan yemekhanede yoktu.

''Birbirleriyle kavga etmemişler. Noritashi Kamo ile etmişler.'' Dedi bir sır verircesine sessizce.

''Kamo mu?'' Dedim şaşırarak. ''Neden?''

Kamo okul ikincisiydi ve kendi tarzı ile hem benden nefret ediyordu hem de arkadaş olmaya çalışıyordu. İyi ve kötü niyetli tüm hareketlerini savuşturmada ustalaşmış sayılırdım. Yıllardır uğraşmasına rağmen asla beni geçemedi ve bunu kabullenmede sorunlar yaşayan hırslı birisiydi.

Ve artık okul ikincisi olan Yuuji'de geldiğine göre ona da sataşması kaçınılmazdı. Sukuna kardeşini mi korumuştu yani?

Belki de o kadar da kötü biri olmayabilirdi.

''Kamo Yuuji'ye laf atmış. Yuuji'de altta kalmamış. Sukuna'ya laf söyleyince ikisi birlikte Kamo'ya dalmışlar. Aoi Todo araya girmiş de durmuşlar. Kamo revirde. Yuuji ve Sukuna'da bir şey yokmuş ama müdürün odasındalarmış.''

''Atılmazlar değil mi?'' Dedim tedirgence.

''Sanmıyorum,'' Nobara çorbasını kaşıkladı ve yuttuktan sonra sözüne devam etti. ''Kamo suçun kendisinde olduğunu itiraf etmiş. Todo araya girince bir şey diyemez zaten. Üçü birlik olursa Kamo'nun cesedi okuldan çıkar.''

Doğruydu. Aoi Todo okulun güreş takımındaydı ve o kadar iri bir çocuğun yenilmesini imkansız görüyordum.

''İyi insanlar lafın üstüne gelir.'' Dedim yemekhaneden içeri giren üçlüyü izlerken. Yuuji ve Todo heyecanlı heyecanlı konuşurken Sukuna onlara ayak uydurarak yanlarında yürüyordu. Yemekhane sırasına girerek ikinciye yemek alanların arkasına yerleştiler. ''Üçünü de masamıza çağıralım mı?'' Diye sordum.

''Sukuna da mı gelecek?'' Diye sordu hafif bir sinirle.

''Gelmek isterse gelebilir.'' Dedim ve elimi kaldırarak sıkılmış bir şekilde çevreye bakınan Sukuna'ya salladım. Beni görünce sırıttı ve Yuuji'ye dönerek bir şeyler söyledi. Yuuji ile göz göze geldiğimizde Sukuna elindeki tepsisi ile yanımıza yöneldi. Yuuji'de peşinden gelecekken Todo onu kırmızı kapşonundan tutarak çekti ve yanımıza gelmesini engelledi. Özür dilercesine gülümsediğinde kafamı sallayarak onayladım. Bizden başka arkadaşlarının olması iyi bir şeydi.

Yanımıza ulaşınca Sukuna ile göz göze geldim. ''Todo Yuuji'yi salmayacak gibi. Ona hoşlandığı kadın tipini sordu. Yuuji'de uzun boylu büyük kalçalı kızlardan hoşlandığını söyledi. Galiba artık onu kardeşi sanıyor.''

"Sen ne cevap verdin?" Diye sordum merakla. Bu daha çok normal bir şekilde sohbet edebilmek içindi.

"Eşcinsel olduğumu söyledim." Her zamanki sırıtışı ile cevap verdi. Normal sohbet? Sukuna ile? Evet, bunu düşünmemem gerekiyordu.

"Neyse," diye sözüne devam etti. "Oturabilir miyim, gideyim mi?''

Ben onaylayacakken Nobara sinirle araya girdi. ''Tabiki de oturamazsın!''

''Pekala.'' Ben daha bir şey demeden Sukuna arkasını dönerek bizden uzaklaştı. Elimde olmadan nereye gittiğini izledim. Yemekhanenin öbür ucuna, bizden ve Yuuji ile Todo'dan olabildiğince uzak bir yere oturarak yalnız başına yemeğine başladı. Ona üzülmüştüm çünkü üzülmemek elde değildi.

Kızgın gözlerimi Nobara'ya sabitledim. ''Neden kovdun? Alt tarafı yemek yiyecekti. Bizi yemeyecekti.''

''Beni yemeyecekti ama seni yiyebilirdi. Cidden bakışlarını görmüyor musun? Ayrıca Yuuji'yi unuttun mu? Burnunu kırdı!''

''Bakışlarını görüyorum.'' Evet, görüyordum. Reddedemeyeceğim bir ilgi ile bakıyordu. Dışarıdan rahatsız edici gözüküyor olabilirdi ama ben rahatsız olmuyordum. Garip ve tuhaftı. Yine de ben istemediğim sürece bana bir şey yapacağını sanmıyordum. Bu yüzden tuhaf bir şekilde rahatsız olmuyordum. ''Ayrıca Yuuji'yi elbette unutmadım. Aralarındaki düşmanlığa körükle gideceğimize aralarını düzeltmeye çalışsak ya? Ne de olsa onlar kardeş.''

''Kardeşmiş.'' Nobara homurdandı. ''Aralarını düzeltmeden önce Sukuna kendisini düzeltsin. Ben doydum. Sana iyi yemekler.'' Sinirli bir şekilde yarısı hala yenmemiş tepsisini alarak gürültülü bir şekilde masadan kalktı.

Haklı olduğumu biliyordu. Bu yüzden gitmişti.

Twin Problems /İtaFushiSuku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin