"Buna izin vermek istemiyorum,"

227 25 39
                                    


"Cidden mi? Barıştınız mı?" Diye sordu Nobara ikimize de tuhaf bir şekilde bakarak.

Yuuji omuzumdaki koluyla beni kendine daha çok çekti. "Evet. Zor oldu ama... Bizim aşkımız daha güçlü."

"Peekala," dedi ilk heceyi uzatarak ve rahatsız gibi kitaplarını bir kolundan diğerine geçirdi. "Yanlış anlamayın. İkiniz adına cidden mutluyum ama işleri fazla hızlı halletmiş gibisiniz. Cidden hallettiğinize emin misiniz?"

"Sukuna ile bir sürü dövüş ve kavga ettiler, bu pek hoşuma gitmese de. Sonra oturup uzun bir konuşma yaptık. Sukuna ve aramızda hiçbir şey yok artık. Sadece arkadaşız." Dedim içini rahatlatmak için Nobara'ya gülümseyerek.

Kötü bir amacı olmadığını biliyordum. Sadece Yuuji ve benim için endişeliydi. Sukuna'nın yine aramıza girip bizi yine ayıracağını düşünüyordu. Keşke ona artık Sukuna aramıza girse bile ayrılmayacağımıza inandırabilseydim ama bu ona her şeyi açıklamak anlamına gelirdi ve tepkisinden korkuyordum.

"Sorun yok. En fazla bir kere daha döverim." Dedi Yuuji bize takılarak. Bende cevap olarak karnına elimin tersi ile vurdum. "Kavga dövüş yok!"

"Sen ne dersen o bebeğim." İnsan içinde öpüşmek yerine hep yaptığını yaptı ve beni kol kıskacına alarak saçlarımı karıştırdı. Somurtsam bile bu aslında çok hoşuma gidiyordu.

"Günaydınlar," dedi Sukuna yanımıza gelerek. O da kitaplarını kolunun altına alıp yanımıza gelmişti. Nobara'nın ters bakışları bir kaç saniye ona odaklanırken gözlerini devirip sessiz kaldı. Sukuna'yı sevmemesi normaldi ama alışacağını umuyordum.

"Günaydın. Seni elinde kitaplarla görmek de nasip olacakmış." Dedi Yuuji kardeşine bulaşarak.

"Kitap yoksa boks da yok," dedi omuz silkerek. Bu insanlar içinde hep kullandığı bahaneydi. Aslında bahane de değildi çünkü Jin Amca ona bu şartı sunmuştu. Bana ise bu şartın zaten yıllardır var olduğunu ama benim için düzelmek istediğinden artık derslerini önemsemeye başladığını söylemişti.

"Dersiniz ne?" Diye sordu Nobara konuyu değiştirmek istercesine.

"Fizik." Dedim üçümüz adına da konuşarak. "Üçümüz beraberiz. Sen Edebiyattasın, değil mi?"

"Evet. Size iyi dersler." Dedi ve el sallayarak yanımızdan uzaklaştı.

"Bize bir süre daha böyle davranacak galiba," dedi Yuuji Nobara'nın gidişini bir kaç saniye izledikten sonra.

"Galiba evet," diye onayladı Sukuna. "Onun bakış açısından tuhaf insanlarız. Üçümüz birden."

"Biz genel olarak tuhaf insanlarız." Dedim kendimi gülmeye zorlarken. "Nobara tuhaf olduğumuzu düşünmese kendisi de tuhaf olurdu."

"Moralini bozma, gidelim." Dedi Sukuna kolunu omuzuma atıp beni kendine çekerken. Omuzumu bende ona yaslarken Yuuji de hemen yanımızdan yürüyordu.

Sınıfa geldiğimizde bir kaç bakış kaçamakça bize dönse bile umursamadan yerimize oturmuştuk. Önümde Yuuji, arkamda Sukuna oturuyordu. Fizik dersleri bu yüzden favorim olabilirdi.

İnsanların üçümüze birden tuhaf bakması normaldi. Yuuji ve Sukuna neredeyse her hafta başlarını farklı belaya sokan okulun olaylı kardeşleriydi ve bende geldikleri ilk günden beri onlardan ayrılmayan, daha önce adı hiç böyle olaylara karışmamış okulun sessiz ineğiydim.

"Çıkışta bize gelsene," dedi Yuuji arkasına dönerek. "Annem bugün restorana gelmeme gerek olmadığını söyleyerek bana tatil verdi. Bizde takılırız."

"Bana uyar." Dedim hemen kafamı sallayıp onaylayarak. "Ya Sukuna?" Dedim ve yan durup ikisini de görüş açıma aldım.

"Salona gitmem lazım. Babamla antreman yapacağız. Beni artık antrenmanlarda daha çok sıkıyor. Ancak akşama gelirim." Dedi dudaklarını büzerek

Twin Problems /İtaFushiSuku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin