"Hayır, senden hoşlanan herifin tekiyim."

361 41 71
                                    

Öğlen saati başladığım garsonluk maceram güneşin batmasına az kala sonunda hafiflenişti. Kalan tek tük müşteri ile Yuuji ve Sukuna'nın annesi -adı Kaori'ydi- bize izin vermişti.

"Bir saate akşam yemeği için gelenler doluşur. Siz de yemek yiyin. Ne istersiniz?"

"Ramen," dedim hemen. Buraya Nobara ile ramen yemeğe gelecektik ve bugün en çok götürdüğüm siparişlerden birisi de ramendi, o yüzden canım çok çekmişti. Nobara'ya olan sözümü bile umursamayacak kadar canım ramen istiyordu.

"Bana da," dedi Sukuna onaylayarak.

"O zaman size en güzellerinden birer Ramen hazırlatıyorum! Yuuji'yi de yanınıza yollarım. Sonra size işbaşı! Megumi, sana da günlük yevmiye vereceğim. Yardımın için çok teşekkürler. Ve sen, Sukuna, belki ara sıra baban yerine annene de yardım etmek isteyebilirsin."

Annesi gittiğinde sukuna göz devirdi. "Bir kere de bana laf çarpıtmasa olmuyor zaten." Gülerek omuzuna hafif bir yumruk attım. "Sen de gel annene yardım et biraz. İnsanları dövmek kadar insanlara yemek yapmak da önemli."

"Aman ne önemli," dedi homurdanıp ve kafasını masaya gömdü. Sonrasında aynı matematik dersinde olduğu gibi sadece gözleri gözükecek şekilde kafasını kaldırdı ve suratıma baktı.

"Suratımda bir şey mi var?" diye sordum elimle suratımı yoklarken. Belki yemekleri dağıtıp çöpleri toplarken suratıma bir şey gelmiş olabilirdi.

Kafasını biraz daha kaldırarak çenesini kollarına yasladı ve gülümsedi. "Çok güzelsin. Bir kız gibi değil, cidden bir erkek olarak çok güzelsin ve bu güzelliğini görmeyenler kördür. buna emin ol."

Elimle kafasını kollarında bastırıp surasını gizlemesini sağladım. "Aptal! erkek dediğin güzel mi olurmuş?"

"Ben de inanmazdım," dedi boğuk sesi ile. "Oluyormuş, sorgulama işte."

Ne diyeceğimi bilmediğim için etrafa bakındım ve elimi kafasından çektim yine aynı pozisyona döndü ve sadece gözleri gözükecek şekilde masada yatıp beni izlemeye devam etti.

Güzel mi? ben güzel miydim yani? Bence cidden erkek dediğin güzel olmazdı. Ne bileyim, yakışıklı falan olurdu. Sukuna beni güzel mi buluyordu yani? bunu demesi tuhaf mıydı, yoksa sadece bir arkadaşın diğer arkadaşa söyleyebileceği bir şey miydi?

Sukuna'nın bana olan ilgisi arkadaşlıktan öteydi, bunu aslında en başından itibaren biliyordum ama bana bir süredir hep arkadaşça davrandığı için arkadaş olduğumuzu sanmıştım.

Bugün de personel odasında Yuuji'yi kızdırmak ister gibi konuşmuştu. Daha doğrusu haberdar etmek ister gibi. Kardeşinin benden hoşlanması Yuuji ile arkadaşlığımı bozar mıydı? Umarım bozmazdı. Yuuji kaybetmek istemediğim bir arkadaşımdı.

"Ben güzel miyim?" Diye sordu kafasını yan yatırıp beni izlemeye devam ederken.

Bakışlarımı kaçırdım. "Ne dememi bekliyorsun?"

"Güzelsin demeni." Sırıttığında sinirli bakışlarımı ona çevirdim. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Bana iltifat etmeni sağlamaya."

"Narsist herifin tekisin," Elim ile yüzümü kapattım. Yüklediğim anlama bakın. Sukuna sadece kendine iltifat ettirmek istiyordu. Ben de benden hoşlandığını falan sanmıştım.

"Hayır, senden hoşlanan herifin tekiyim."

Duyduğum cümle ile elimi yüzümden çektim ama buna hemen pişman oldum. Şimdi suratımı ne ile kapatabilirdim?

Twin Problems /İtaFushiSuku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin