Cok stok yaptim diye gunun 2. Bolumu
Önümüzdeki iki hafta her şey çok güzel ilerliyordu. En azından Yuuji ve benim için.
O gün Yuuji'ye yaptığım itiraf sonrasında ikimizde bir süre bir şey diyememiştik. Ta ki, Sukuna gelip bizi bu durumdan çıkarana kadar. Artık çıkış yapabileceğimizi söylemişti, biz de hastane ortamında daha fazla bulunmamak için kabul etmiştik. Ardından Yuuji'nin sağlam koluna girip yürümesine yardım etmiş -ihtiyacı olmasa bile- ve Yuuji'yi evine bırakmıştım. Sukuna babası ile boks salonuna gideceğini söylemişti.
Yuuji arabadan inmeden önce sağlam kolu ile beceriksizce bana sarılmıştı, ben de ona karşılık vermiştim. Sonra ikimiz de utanmış bir şekilde ayrılmıştık. Yani, ne konuşacaktık ki? İkimiz de ilk kez bir erkeğe açılmıştık ve bu bizim biraz paniklememize sebep olmuştu. Üstelik Yuuji'nin şuanda bir kolu kırıktı ve ailesindeki sorunlar boktan bir hal almıştı. Oturup bundan sonra ne olacağını konuşamamıştık.
Üç gün evde dinleneceği için üç gün boyunca görüşemedik ama telefon üzerinden iletişimimizi sürdürdük. Öğlen arası, okul çıkışı, eve gittiğimde, yemekten sonra, uyumadan önce... Sürekli iletişim halinde kalmıştık. Tek elle mesaj yazamayacağı için birbirimizi arıyorduk. Tabi bu üç günde Yuuji yerine ben restoranı kapatmaya kalıyordum ve bu eve daha geç ve daha yorgun dönmeme sebep oluyordu ama Bayan Kaori'ye yardım ettiğim için mutluydum.
En sonunda okula gitmesi gerektiğinde ona sürpriz yaparak evinin önüne gitmiştim. Onu evden alma ve eve bırakma işinin bana geçmesi de böyle başlamıştı. Sukuna zaten okula gelmiyordu. Neler döndüğünü de soramıyordum. Uraume de beni gördüğü an yolunu değiştiriyordu ve açıkçası zaten Sukuna hakkında bir şeyler öğrenmeye hakkım olduğunu sanmıyordum.
Bu iki hafta boyunca, evet, galiba flört olma aşamasına geçmiştik. Yalnız kaldığımız her an el ele tutuşuyor, temastan çekinmiyor, birbirimizi yüzümüzün çeşitli yerlerinden öpüyorduk. Daha dudaklarımızdan henüz öpüşmemiştik. Pek acele etmiyorduk böyle şeyler için. İkimiz de önümüzde uzun zaman olduğunu biliyor ve yavaş ilerlemek istiyorduk.
İşte şimdi yine o günlerden birisindeydik. Arabamı park etmiş, evden çıkmasını heyecanla bekliyordum. Gözlerim evinin kapısında dolaşıyordu. Ben sabahları ona geleceğimi haber vermezdim, o da gelip gelmeyeceğimi sormazdı. O aksini söyleyene kadar onu gelip alacağımı biliyordu.
Sonra Yuuji, sağlam kolunun olduğu omuzuna çantasını atmış bir şekilde evden çıktı. Yüzü neşeli değildi. Bu kaşlarımı çatmamı sağlarken, evden kaçmak istercesine hızlı adımlarla arabamın yanına geldi ve kapıyı hızla açarak hemen koltuğa oturdu. Çantasını ayaklarının altına yere koyarken, kafasını arkasına yaslayıp gözlerini kapatmış ve derin bir nefes almıştı.
"İyi misin? Ne oldu?" Diye sordum elimi uzatıp alçılı kolunun üstüne koyarken. Normalde olsa elimle yanağını okşardım ama evinin hemen önündeyken bunu yapamazdım.
"Okula gitmek istemiyorum," dedi sızlanırcasına ve bakışlarını bana çevirdi. Kehribar gözlerinde gördüğüm hüzün ve isteksizlik itiraz etmemi tamamen engellemişti. "Nasıl istersen," dedim ve arabamı çalıştırarak evinden uzaklaştım. Haftaya sınavlarımız başlıyordu. Bir gün eksem ne olurdu sanki?
"Gitmek istediğin bir yer var mı?" Diye sordum bakışlarımı saniyelik olarak yoldan çekip Yuuji'ye bakarak. O ise kafasını çevirmiş beni izliyordu. Bunu hep yapardı. Beni de utandırırdı. Bazen de ben onu izlerdim. O zaman da o utanırdı.
"İnsansız bir yer olsun. Sana uzun saatler boyunca sarılmaya ihtiyacım var." Dedi yalvarırcasına bir ses tonuyla. Kıkırdamama engel olamadım. "Babam bu akşam nöbette... Bizde takılmak ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin Problems /İtaFushiSuku/
FanfictionWattpad'deki ilk Yuuji x Megumi x Sukuna kurgusu! (Threesome!) (Ensest yok!) Nazik ikiz Yuuji. Annesiyle birlikte yemekler pişiren, derslerinde birinci, kibar ve eğlenceli bir çocuk. Kaba İkiz Sukuna. Babasıyla bir boks salonu işleten, okulun yolunu...