''İddiamızı hatırlıyor musun, Yuuji?''

420 47 80
                                    


"Sukuna'yı öldüreceğim!" Diye bağırdı Nobara hemen yanında duran okul dolabına yumruğunu geçirerek. Çıkan ses yüzünden meraklı gözler bize dönse bile hiç birimiz umursamadık.

"Onun suçu değil boks antremanı yapıyorduk." Dedi Yuuji Nobara'nın kollarını tutup sakinleştirmeye çalışarak. Nobara her zaman hızlı sinirlenen ve kinci birisi olmuştu. Bu yüzden Sukuna'ya kinlendiğini anlamak pek de zor değildi. Bu da onu zor zaptedilir bir hale sokuyordu.

"Ne demek suçu yok? Burnunu kırmış Yuuji!" Dedim bende sinirlenerek. Sukuna'nın bunu yaptığına inanmak istemiyordum ama burnu alçılı bir şekilde karşımda dururken, özellikle de sırf ben burnu hakkında konuştum diye böyle olduğunu bilirken başka bir şey hisssedecek halim yoktu.

Hala daha inanamıyordum. Nasıl bir insan daha yeni tanıştığı birisinin lafı yüzünden öz ikiz kardeşinin burnunu kırardı ki?

"Hemen hastaneye gittik ve kemiği yerine oturtturdular. Bir ya da bir buçuk haftaya bir şey kalmazmış ama belki daha düzgün dursun diye estetik ameliyat olabilirim." Dedi utanmış bir şekilde.

"Öldüreceğim o Sukuna'yı!" Dedi Nobara tekrar sinirlenerek. "Bende onun burnunu kırayım da görsün!" Bu sefer Nobara'nın kollarını ben tutarak sakinleştirmek zorunda kaldım ama ben tutunca daha çok sinirlendi. Yuuji'nin hatrı için o sakinleştirmeye çalışınca daha çabuk sakinleşiyordu ama bizim samimiyetimiz yüzünden benim bunu yapmam daha zor oluyordu.

"Önemli değil. Biz hep kavga ederiz." Dedi Yuuji konuyu hızlıca kapatmak istercesine.

"Bende kavga edeyim de görsün!" Nobara'yı sakinleştiremeyeceğimi anladığımda saçını çekmek zorunda kaldım. "Sakin ol sende!" Dedim sesimi yükselterek. ''Hocalar gelsin mi istiyorsun?'' Nobara bana ters ters bakmakla yetindi ve durdu. Bir şey yapmayacağına emin olunca kolarını bıraktım.

"Tamam tamam, gerilmeyin." Dedi Yuuji gülümseyerek aramıza girerken. "Cidden iyiyim. Bende boş durmadım herhalde." Bizden uzakta dolabı ile uğraşan Sukuna'ya gözlerim kaydı. Onun da dudağı patlamış ve gözü morarmıştı ama Yuuji gibi kırığı yoktu en azından. Bu yine de ona sinirlenmemi engellemiyordu.

Üstelik hepsinin benim sivri dilim yüzünden olduğunu Yuuji'ye nasıl söyleyebileceğimi bilmiyordum ama söylemek zorundaydım.

Nobara sinirle az önce yumruklamasıyla açılan dolabını kapattığında Yuuji irkildi ama ben fevri hareketlerine alışık olduğumdan tepki vermedim. "Derse gidiyorum! Sukuna karşıma çıkmamak için dua etsin!"

Yanımızdan uzaklaştığında Yuuji derin bir nefes verdi. "Kusura bakmayın, sizi de gerdim boşuna." Dedi gözlerini yere sabitleyerek.

"Ne kusuru?" Dedim bu sefer ben sinirlenerek. "Kusuru yapan kişi Sukuna bu durumda. Senin suçun yok." Elimi omuzuna götürüp sıktım. "Yapabileceğimiz bir şey olursa söylemekten çekinme. Mesela Sukuna'yı bir sokak arasında sıkıştırmak falan."

Güldü ve elini omuzundaki elimin üstüne koyup sıktı. "Teklifin için teşekkürler. Düşüneceğim."

Elimi omuzundan çekerek dolabımdan kitaplarımı aldım ve Yuuji'de beni tekrarladı. "Dersin nerede?" Diye sordum.

"Fizik." Dedi.

"Bay Nanami ile mi?"

"Evet," Kafasını sallayarak onayladı.

"Yine beraberiz demek. Hadi gidelim." Sırtını patpatladığımda suratı düşerek yanımda yürümeye başladı ve ekledi. "Ve Sukuna da orada oracak."

Suratımı buruşturmama engel olamadım. Galiba tam zamanıydı. Sukuna'nın bizimle uğraşacağını hissediyordum ve Yuuji'nin bunu Sukuna yerine benden duyması daha iyi olurdu. "Yuuji. Ben dün... Galiba biraz Sukuna'yı kışkırttım."

Twin Problems /İtaFushiSuku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin