Gunun ikinci bolumuuuu
Boşalmanın getirdiği zihin bulanıklığını attığımızda beni sevgi ile yıkadı. Sevişirkenki nazik dokunuşları ile saçlarımı güzelce köpükledi ve vücudumu yıkadı. Bende aynılarını ona yaptım. Birbirimizin suratını köpükleyip kahkahalarımızı banyoda çınlatırken en sonunda duştan çıkabilmiştik. Havlusu ile önce beni kuruladı. Sonra da kendi kurulandı.
Kafasını banyo kapısından çıkarıp odada kimsenin olmadığına emin oldu ve elimden tutarak beni odasına çekti. Bana yeni kıyafetler verdi ve havlu ile saçlarımın fazla suyunu almaya başladım.
Kapı tıklatıldı ve Sukuna kafasını içeri soktu. Elmacık kemiğinde antremanın izi olan bir morluk vardı ve saçları çok dağınıktı. "Duştan çıkmışsınız... Az önce geldiğimde yoktunuz. Çarşafınızı değiştirdim." Diye mırıldandı, boğuk bir ses ile. Gözleri de bayık bayık bakıyordu. Bunlar babamdan sıkça gördüğüm sarhoşluk belirtileriydi.
"Sen içtin mi?" Diye sordum Yuuji hala saçlarımı kurularken.
"İnlemeleriniz aşağı kata kadar geliyordu. Ayık kafayla pek çekilecek gibi değildi." Düşecekmiş gibi kapı pervazına tutundu ve kafasını yasladı. Üzüntüyle yutkunup kafamı önüme eğdiğimde Yuuji moralimi düzeltmek ister gibi parmağı ile yanağımı okşamıştı. "Rahatsız etmediğin için teşekkürler." Dedi kardeşine buruk bir gülümseme sunarken.
Bunun Sukuna için ne kadar kırıcı olduğunu biliyordum ama üçümüzün girdiği yolun bazı kötü sonuçlarından biriydi bu da. Biz duştayken yattığımız çarşafları bile değiştirmişti! Tanrım, çoğu zaman ikisinin bu büyük sevgisi arasında ezilecekmiş gibi oluyordum ve ikisi de beni sevdiği için şükrediyordum.
"Önemli değil." Dedi mırıldanarak ve canı acıyormuş gibi gözlerini yumdu. "Annemler birazdan gelir. Kapatmaya babam yardıma gitmiş. Kavgalı gelirler herhalde." Kelimeleri yuvarlayarak söylese bile anlayabiliyorduk.
"Siktir ya," dedi Yuuji kendi kendine mırıldanırken. "Bize bulaşmazlar umarım."
"Ben kutuları odaya getireyim. Sormazlar, ama sorarlarsa içtiğimizi ve Megumi'nin senin üstüne kustuğunu söyleriz."
"Teşekkürler, Sukuna." Dedim mırıldanarak.
Paytak adımlarla kapıdan ayrılarak yanıma geldi ve yanağıma dudaklarını bastırdı. "Önemli değil, bebeğim. Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum," diye mırıldandım zorlukla gülümseyerek.
"Kutuları ben getiririm." Dedi Yuuji saçlarım artık kurumuş sayılacağı için havluyu kafamdan alarak. Havluyu kendi kafasına attı ve saçlarını kurutarak odadan çıktı. Bize biraz alan tanımak istemiş olmalıydı.
Yuuji'nin çarşafları değişmiş yatağından kalktım ve Sukuna'ya sarıldım. Düşecekmiş gibi tüm ağırlığını üstüme verdiğinde onu zorlukla taşıyordum ama yine de bırakmamıştım. "Seni hala seviyorum," diye mırıldandım kollarımı geniş sırtına dolamış halde. "Bunu dinlemek zorunda kaldığın için özür dilerim."
Belimdeki elleri her zamankinden daha güçsüzdü. "Benden daha iyi miydi?" Diye mırıldandı kulağıma doğru konuşarak. "Onunla yatmayı daha mı çok sevdin?"
"Bana böyle sorular sorma," dedim sızlanırcasına. "İkiniz arasında seçim yapamayacağımı söyledim. İkinizi de çok seviyorum. İkinizle yatmayı da çok seviyorum."
"Kalbim acıyor, Megumi." Dedi adımı kendine has tonlamasıyla söyleyerek. "Bu hiç hoşuma gitmedi. Beni sevmeseydin, Yuuji'yi sevseydin her şey benim için daha kolay olurdu. Seni unutamazdım ama bırakırdım. Ama beni sevdiğin için senden vazgeçemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin Problems /İtaFushiSuku/
FanfictionWattpad'deki ilk Yuuji x Megumi x Sukuna kurgusu! (Threesome!) (Ensest yok!) Nazik ikiz Yuuji. Annesiyle birlikte yemekler pişiren, derslerinde birinci, kibar ve eğlenceli bir çocuk. Kaba İkiz Sukuna. Babasıyla bir boks salonu işleten, okulun yolunu...