"Bende seni seviyorum."

288 36 105
                                    


Ne ara okuldan çıkıp arabama atladım ve hastaneye sürmeye başladım, ne ara hastaneye ulaştım bilmiyordum bile.

Tek bildiğim ikisinin kavga ettiğiydi. Üst katta Sukuna'nın odasında kavga ederken Yuuji Sukuna'yı ittirince cam kırılmış, gerisin geri düşen Sukuna can havliyle kardeşini de onunla beraber aşağı çekmiş, havada yer değiştirip Yuuji altta Sukuna üstte olmak üzere ikinci kattan yere düşmüşlerdi.

Sukuna hafif sıyrıklarla ve kanayan bir çene ile bu kazayı atlatırken Yuuji'nin sol kolu kırılmıştı. Sukuna'nın aradığı ambulans ile acile götürülmüş ve kırığı alçıya alınmıştı.

Bunları telefonda aradığım babamdan öğrenmiştim. Okulu ekip hastaneye gideceğim için mutlu değildi ama arkadaşlarım için endişelendiğimin farkında olduğundan bir şey dememişti ve beni acilin önünde karşılayacağını söylemişti.

Babam acilde çalışan bir doktordu. Buraya kanser hastası olarak gelen annemle tanışmış, annem hastalığı atlattıktan sonra da evlenmişlerdi. Ben üç yaşındayken annem yine kanserin pençesine düşmüş ve bu sefer kurtulamamıştı. Bu yüzden annemi hiç hatırlamıyordum.

Arabamı park ettiğimde koşarak acilin önüne gittim ve üstündeki beyaz önlük ile beni bekleyen babama koşturdum. "İyiler mi?" Diye sordum endişeyle.

"İyiler. Bence çok oyalanma, Jin birazdan burada olur."

Jin? Yuuji ve Sukuna'nın az biraz manyak babası mı? Pekala, endişem daha da artmıştı. Bir aile kaosunun daha yaşanmasını istemiyordum.

"Umurumda değil. Daha dün akşam onlarda vakit geçiriyordum. Endişelenmem normal, değil mi?"

Babam derin bir nefes aldı. "Pekala, seni yanlarına götüreyim. Sonra işlerime devam etmem lazım. Öğleden sonra okula geri dön."

"Anlaştık," dedim kabul ederek. Öğlen arasına kadar iyi olduklarından emin olup sonra okula dönebilirdim.

Babam beni pansuman odasına götürdü ve ardından omuzumu sıkarak geldiği yönden geri döndü. Bende tereddütle kapıyı aralayarak içeri girdim.

İçeride sadece ikisi vardı. Bayan Kaori daha gelmemişti. Bir yatakta Yuuji, diğerinde de Sukuna yatıyordu. Sukuna'nın çenesinin altında bandaj ve kolları ile dizlerinin çeşitli yerlerinde de yara bantları vardı. O kendi yatağında oturuyordu.

Yuuji ise yatıyordu. Sol kolunun altındaki yastıklarla rahatından şüphem yoktu ama yine de onu böyle görünce kalbim sızlamıştı. Benim odaya girdiğimi görünce gözlerini aralamış ve gülümsemişti ama ben karşılık veremeyecek kadar sinirlenmiş ve paniklemiştim.

"Siz ikiniz..." Dedim işaret parmağımla önce Sukuna, sonra da Yuuji'yi göstererek. "NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ?! KAVGA EDERSENİZ SİZİ CAMDAN AŞAĞI ATARIM DEDİM VE SİZ KAVGA EDERKEN KENDİNİZİ CAMDAN AŞAĞI MI ATTINIZ?! TEŞEKKÜRLER! SİZ YAPMASAYDINIZ BEN YAPACAKTIM!"

İkisi de benim endişeli ve sinirli ses tonuma sırıtarak karşılık verdiler. Bende sakinleşmek için derin bir nefes aldım ve kollarımı birbirine bağladım. "Bana neler döndüğünü anlatın. Sukuna, başla. Yuuji, sende eksikliklerini tamamla. Sen daha yaralı olduğun için daha az konuşmanı istiyorum."

Sukuna omuzunu silkti. "Sen gidince kavga ettik. Üst katta gittik. Kafasını yatağa vurunca yatak kırıldı falan. Öyle. Sonra-"

Yuuji sertçe lafını kesti. "Odanın kapısını kafanla kırdığımı niye anlatmıyorsun?"

"Kapı tıklatmakta hep kötü olmuşsundur."

"Kesin!" Dedim sertçe. "Gevşeklik yapmayın! Neler olduğunu merak ediyorum."

Twin Problems /İtaFushiSuku/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin