Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde çırılçıplak halde Sukuna'nın göğsünde uyuyakalmıştım. Kendime geldiğimde güneşin ışıkları yavaş yavaş arabayı doldurmaya başlamıştı ve ben yaptığım şeyin gerçekliğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştım.Yuuji'yi ikiz kardeşiyle aldattığım gerçeği.
Sukuna'yı uyandırmak umurumda olmasa bile hızlıca kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Bana verdiği sweati arabada bırakmıştım. Ön koltuktaki cüzdanımı, anahtarımı ve telefonumu da aldığımda gitmek için, Sukuna'yı burada terk etmek için hazırdım.
Fiziksel olarak hazırdım. Duygusal olarak devasa bir boşluğun içindeydim. Zihnimde tek bir düşünce bile yoktu. Tek istediğim bu arabadan siktir olup gitmekti.
Dövüşün üstüne yaptığımız seksin yorgunluğu Sukuna'yı derin bir uykuya sürüklemiş olmalı ki uyanmamıştı. Arabanın kapısını kapatıp kendimi dışarı attığımda, dün akşamın tersi bir şekilde hava mükemmeldi. Hafif bir serinlik dağınık saçlarımı uçuruyor, tatlı meltemler suratımda geziniyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla ötmeye başlayan kuşların sesi kulaklarımı dolduruyor, bir yerlerden mis gibi taze ekmek kokusu geliyordu.
Sabah mükemmel olsa bile ben mükemmel değildim. Ben iğrençtim.
Görüşümün bulanıklaştığını kaldırıma takılıp yüz üstü yere çakılana kadar fark etmemiştim. Ani acı dizlerimi yakarken bir kaç damla göz yaşı yanaklarıma süzülmüştü.
Zaten sonrasında da göz yaşlarımı tutamamıştım.
Yırtılan eşofmanım ve kanayan dizlerim için değil hissettiklerim için ağlıyordum. Yuuji'yi aldattığım için, ama bundan pişman olmadığım için ağlıyordum. Lanet olası bir şekilde dün gecenin her anını çok sevmiştim. Kendimi Yuuji'yi aldatmış gibi değil de doğru olanı yapmış gibi hissediyordum.
Hissediyordum. Yuuji'ye olan sevgim içimi yakıyordu. Onu cidden seviyordum. Benim yüzümden üzülmesini asla istemezdim. Ona bunu yapmayı da asla istemezdim ama yapmıştım.
Yuuji'nin hayatında iki büyük ihanet olmuştu; en yakın arkadaşının ikiziyle yatması, ve sevgilisinin onu kendi en yakın arkadaşıyla aldatması.
Ve ben ikisini de iğrenç bir şekilde birleştirmiş, Yuuji'yi ikizi ile aldatmıştım.
Ve bundan pişmanlık duymadığım için pişmandım.
Arabaya geri dönmek, ağlayarak Sukuna'ya sarılmak ve beni tüm gerçek ve yalanlardan koruması için yalvarmak istiyordum. Beni yalanlar içinde yaşatmasını ve böyle bir ihaneti asla yapmadığımı savunmasını istiyordum.
Yuuji gerçekti. Güvenilirdi ve doğruydu. Canınızı emanet edebileceğiniz, size kurşunun önüne atlamanızı söylese bir bildiği vardır diyerek atlayacağınız birisiydi. Onunla yaşadığım her şey gerçekti. Doğruydu ve iyiydi.
Sukuna yalandı. Güvenilmezdi ve yanlıştı. Canınızı tehlikeye atacak, size o kurşunu sıkacak birisiydi. Onunla yaşadığım her şey yalandı. Yanlıştı ve kötüydü.
Gözümün önünde iki ikizin ayrımı bu kadar netken ben neden seçim yapamıyordum?
Yuuji bana kurşunun önüne atlamamı söylese ona güvenir ve atlardım. Ama Sukuna'da o silahı bana çevirse bir bildiği vardır der ve beni vurmasına izin verirdim. İkisine de güveniyordum.
İkisini de seviyordum.
Orada oturup ne kadar ağladığımı bilmiyorum ama artık göz yaşlarım kuruyana ve güneşin doğma evresi bitene kadar oturduğum yerden kalkamamıştım. Her hareketimde sızlayan ve kanayan dizlerimle eve doğru yol almaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin Problems /İtaFushiSuku/
FanfictionWattpad'deki ilk Yuuji x Megumi x Sukuna kurgusu! (Threesome!) (Ensest yok!) Nazik ikiz Yuuji. Annesiyle birlikte yemekler pişiren, derslerinde birinci, kibar ve eğlenceli bir çocuk. Kaba İkiz Sukuna. Babasıyla bir boks salonu işleten, okulun yolunu...