Tao bayılmadan önce Luhan ve Kyung Soo demişti. Onlar da kimdi? Biz bir şey anlamamıştık ama Suho abinin yüz ifadesi hiç de iyi değildi. Her şeyin durulduğunu düşünürken yine ortalık karışıyordu. Artık hiç bir şeyin düzelmeyeceğine olan inancım kuvvetlenmişti.
"Lanet olsun" diyerek Suho abi Tao'yu kaldırmak için koştu.
Baekhyun tüm gücüyle Tao'yu sırtına aldı.
"Bırakın! Ben götüreceğim." diyerek hepimize bağırdı. Taşıyamayacağını söylesek de inat ediyordu. Aşk insana gerçekten güç veriyordu. Tao'yu koltuğa kadar götürüp büyük bir dikkatle yatırdı. Başının altına yastık yerleştirip içeri gitti.
Jong In'den yerini öğrendiği malzemeleri sehpaya yerleştirip yere oturdu.
"Hiç biriniz dokunmayın! Sakın!" diyerek öfkeli bakışlarını gönderdi. Jong In ve Suho abi ona doğru yürüseler de durdurdum.
"Şimdi sırası değil. Sadece endişeleniyor. Bırakın ilgilensin." diye fısıldadım.
Baekhyun tüm yaralarını temizleyip ilaç sürmüştü. Sonra bezlerle ve bantlarla hepsinin üzerini dikkatlice kapattı. Eğilip yavaşça dudağından öptüğünde Yixing varlığını belli edercesine öksürmüştü. Parmağımı dudaklarıma götürüp sessiz olmasını işaret etsem de kızmıştı.
"Ne yapabilirim. Ben onun abisiyim.Şuan beni umursamıyor bile." diye fısıldadı.
"Sadece sakin ol Yixing. O aşık ve üstüne gidersen her şeyi yapabilir. Sadece sakin ol. Lütfen!" dedim.
Baekhyun'un yanına gittiğimde sessizce ağladığını gördüm. Yanına oturup başını omzuma çektim. Bir eli Tao'nun elindeydi.
"İyi olacak değil mi Sehun abi? Ben onu çok seviyorum. Lütfen bana kızmayın." dedi. Bir yandan burnunu çekiyordu. Bu kadar sevimli bir kardeşim olmasını çok isterdim.
Ben de onun gibi sessizce cevap verdim.
"İyi olacak korkma. O da seni sevecek. Ben sana kızmıyorum." dedim. Başını kaldırıp buruk bir gülümseme verdi.
Yixing başımıza dikilip "Hadi Baekhyun. Git ve uyu." dedi. Elimle gitmesini işaret ettiğimde homurdanarak Yi Fan'ın yanına döndü.
"Onun yanında kalmak istiyorsan seni koruyacağım." diyerek göz kırptım.
"Sen bundan sonra benim idolümsün Sehun abi. Teşekkür ederim." diyerek tekrar Tao'ya hayran hayran bakmaya devam etti.
Arkadan Yixing'in konuştuğunu duyabiliyordum.
"Şunu şımartıp durmayın. Çin'e geri dönecek!"
"Bekle beni." diyerek Baekhyun'un yanından kalkıp Yixing'i kolundan çekip odaya götürdüm.
"Yeter artık Yixing. Burada tanımadığın biriyle bir gece geçiriyorsun ve el ele geziyorsun. O sadece aşık oldu. Yi Fan'ı seviyor musun? O zaman bunu anlaman gerekir. Yaşı küçük olabilir. Ama ne yapması gerektiğini biliyor. Ayrıca sen kendine engel olamazken ondan bunu bekleyemezsin. Lütfen biraz kendini kontrol et. Canı yanıyor. Kendini onun yerine koyarak düşün. Senin sevgine ve desteğine ihtiyacı var. Yanında olmalısın karşısında değil." dedim.
"Haklısın Sehun. Sadece onu korumaya çalışıyorum. Dikkat edeceğim. En azından çalışacağım." dedi.
Oturma odasına döndüğümüzde Baekhyun hepimizi karşısına dikti.
"Ben onunla kalacağım ve yalnız olmak istiyorum. Sessizce burada kalıp sadece onu izlemek istiyorum. Odalarınıza gidip uyuyun. Siz de Yi Fan abiyle birlikte benim odamda uyuyun abi. Eğer Tao uyanırsa Suho abiyi uyandırırım. Onunla yalnız olmak istiyorum." dedi.
Yixing benim bakışlarıma maruz kalınca öfkesiyle baş edip kabul etmek zorunda kalmıştı. Odalarımıza gittiğimizde tedirgindim. Bir kez daha aynı şeyi yaşamaktan korkuyordum. Herkes odasına girdiğinde ben hala kapıdaydım. Jong In gelip ellerimi tuttu.
"İçeri gel sevgilim. Ben yerde uyuyacağım. Sana yaklaşmayacağım. Lütfen sakin ol." dedi. Gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Yaptığım şey yüzünden sevdiğim adam benden uzaklaşmıştı.
"Bunu istemiyorum Jong In. Sadece bana yardımcı olamaz mısın?" dedim.
Beni kucağına alıp yatağa yatırdı. Üstümü örtüp yanıma uzandı. Gözlerimin içine bakıyordu.
"Seni çooook seviyorum sevgilim." dedi. Her kelimenin arasında dudağımdan öpüyordu.
"Ben de seni çok seviyorum sevgilim. Seni çok özledim." dedim. Ne demek istediğimi anlamıştı. Bana sımsıkı sarılıp dudaklarını dudaklarıma kilitledi. Her şeyi unutup kendimi ona bırakmalıydım. İçimde tuhaf bir his vardı ve bu canımı yakıyordu. Ama unutmalıydım. Sevgilimi iyice kendime çektim ve ona aşk dolu bir öpücük verdim. Kalbimdeki ağırlığın kalkmasını istiyordum. Sadece kendimi ona bırakmak istiyordum. Öyle de yaptım..
İçimde çok büyük bir aşk vardı. Her gün daha fazla büyüyordu. Onun kollarındayken huzurluydum. Onun da aynı şeyi hissettiğini biliyordum. Onun aşkını iliklerime kadar hissediyordum.
Sonra dakikalarca birbirimizin gözlerine baktık. Onu seyretmeye bile doyamıyordum. Her günü kötü bir olayla bitirme klişemiz olmadığı için mutlu hissediyorduk. Ama gün henüz bitmemişti.
Bir kez daha dudaklarımdan öperek beni iyice kendine çekti. Onun kokusu bile beni sarhoş ediyordu. En çok da boynuna başımı koyup kokusunu içime çekmeyi özlemiştim. Bunu birbirimize sık sık yapardık. Sevdiğim adama sımsıkı sarılıp kokusunu ciğerlerime doldurdum. Huzur dolu bir gece geçirmek istiyordum. Mutlu bir şekilde uyumak ve onun kollarında uyanmak istiyordum. Ama bizim için mutluluk çok uzaktı.
Baekhyun'un sesi resmen evi inletmişti. Tüm gücüyle çığlık atıyordu. Söylediği şeyle yattığımız yerden sıçramıştık.
"Buraya geliiiin!!! Tao'ya bir şey oluyor!!!"
![](https://img.wattpad.com/cover/40359510-288-k198025.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüşüm ✓
FanfictionSeKai hikayesidir.. Sonlara doğru KrAy ve sürpriz çiftler olacaktır.. ** Vampire dönüşme, adını uydurduğum bir virüs sebebiyle gerçekleşiyor. Dönüşüm sebepleri Blood dramasına benzetilebilir. Fakat her şeyiyle tamamen bana ait ve dramadan tamamen fa...