Hemen paylaştım çünkü bir an önce finale kavuşmanızı istedim :) Umarım bu cömert yazarınızı ve aşkla yazdığı bu fici sevmişsinizdir ♡
Tüm olayların üzerinden 2 ay geçmişti. Meleğimin tekrar insan olmasının üzerinden ise 1 ay..
Hepimiz çok ağır şeyler yaşamıştık ama en çok incinen Sehun olmuştu. Hayatım boyunca bunun ağırlığıyla yaşayacaktım. Çünkü başına gelen her şey benim yüzümden olmuştu. Ama ona geçmişi unutturmak için de elimden gelen çabayı gösteriyordum.
Yixing, Baekhyun ve Tao artık Yi Fan'ın evinde yaşıyorlardı. Yixing hala huysuzluklarına devam ediyordu. Baekhyun ise abisi yüzünden Tao'ya dokunamadığı için Sehun'a dert yanıyordu. Birlikte uyurlarken bile kontrol etmek için odaya dalan bir abi eminim ki çok sinir bozcudur. Sevgilimin kollarımda olduğu huzurlu anımı bozan biri olsaydı onu kesin duvardan duvara vururdum. Ama Tao da Baekhyun da sabrediyorlardı. Tao'nun böyle birine dönüşeceğini asla düşünmezdim. Suho abinin söylediği gibi sürekli gülümseyen ve herkese yardım eden biri olmuştu. Bunu hepimiz hala yadırgıyorduk. Uzun süre de kabullenemeyeceğimizi biliyordum.
Suho abi ve Kyung Soo ise birbirlerine delicesine aşıklardı. En çok da buna şaşırıyorduk. O kalp dudaklı ufaklık nasıl olmuştu da her zaman ciddiyetini koruyan Suho abimizi böyle birine dönüştürmüştü? Resmen Kyung Soo'nun etrafında pervane oluyordu. Sürekli kucağında gezdiriyordu. Hatta bazen kucağına oturtuyordu. Hepimizin içinde çekinmeden onu sürekli öpüyordu. Fazlasıyla tutkulu bir aşkları vardı. Tıpkı bizim gibi..
Suho abi ve Kyung Soo bizimle birlikte yaşıyorlardı. Sehun Suho abinin taşınmasını istememişti. Anlattıklarından sonra ben de ona minnettar olmuştum. Sehun'umu korumak için elinden geleni yapmıştı. Başaramasa da Tao'yu durdurmayı denemişti. Bu yüzden ben de gitmesini istemiyordum. Üstelik ev yeterince büyüktü. Bu yüzden dördümüz birlikte yaşıyorduk.
Bazen oturma odasına indiğimizde onları görüyorduk. Kyung Soo, Suho abiye dönük bir şekilde kucağına otururdu sürekli ve ona doğru yaslanıp omzunda uyurdu. Bazen de onları bu halde öpüşürken bulurduk. Hızla yanlarından geçer kendimizi mutfağa atardık. Buna bir türlü alışamıyordum. Ama fazlasıyla tatlı görünüyorlardı.
Luhan ve Min Seok ise iki sokak ilerde yeni aldıkları evde yaşıyorlardı. Aslında bizimle yaşamaları için çok ısrar etmiştim. Ama Luhan kardeşini tamamen Suho'ya bırakıp sorumluluktan kaçmak istediğini söylemişti. Sonra da Min Seok yıllardır böyle yaşadıklarını ve biraz yalnız kalmak istediklerini söylemişti. Bizim için hiç bir sakıncası yoktu tabi ki..
Onlar biraz tuhaf bir çiftti. Hepimiz gibi çok mutlulardı aslında. Birbirlerini delicesine kıskanıyorlardı. Asla ayrı oturduklarını bile görmemiştim. Ama konuştuklarında kimin daha baskın olduğunu asla anlayamazdınız. Biz Sehun'la yan yanayken benim baskın karakterim ön plana çıkabilirdi. Ama bazen Luhan için bazen de Min Seok için bunu düşünmek mümkündü. Çünkü sürekli rolleri değişiyor gibi görünüyorlardı.
Her zaman bir arada olurduk. Bu yüzden de kimseye ihtiyacımız olmazdı. En azından bu 2 ay boyunca her an birbirimize tutunmuştuk. Okulumuza dönmüş, hayatlarımıza devam etmek için çabalamıştık.
Aramıza yeni insanlar da almıştık elbet. Tam bir hafta önce.. Okulda çekinmeden el ele gezen iki çocuk vardı. İkisi de oldukça çekici görünüyordu. Bizi grup halinde görünce yanımıza gelip bir şeyler sordular. Nasıl olduysa o günden beri bizimleler; Chen ve Chanyeol..
Chanyeol aslında doktormuş. Tao'nun arkadaşı olduğu halde nasıl bu kadar iyi biriydi bilemiyorum. Doktorluğu isteyerek yapmadığı için bırakıp okul hayatına dönmeye karar vermiş. Karşılaştıklarında da epey şaşırdılar.
Onlar da bizim gibi birbirlerine aşkla bağlı gibi duruyorlardı. Üstelik dostluğa değer vermeleri bile yanımızda olmaları için yeterli bir sebep olabilirdi zaten. Eskiden sadece Sehun vardı yanımda. Şimdi ise 12 kişi kocaman bir aile olmuştuk..
Sehun ve ben... Birbirimize artık çok daha bağlıydık.. Hiç bir güç bizi ayıramazdı. Çünkü ne olursa olsun onu bırakmayacağıma söz vermiştim. Her gece kollarımda uyuttuğum meleğimdi o benim.. Her zaman da öyle kalacaktı. Beni her zaman seveceğini biliyordum. Gözlerine baktığımda bile yaşattıklarım yüzünden darmadağın oluyordum. Ama birbirimizin yaralarını sarabileceğimizi de biliyordum. Bu yüzden ona sadece sarılıyordum. Hayattaki tek amacım onu her daha fazla mutlu etmekti. Onu hayatımdaki her şeyden çok seviyordum ve bu ömrümün sonuna kadar çoğalarak devam edecekti.
En yakın zamanda ise ona evlenme teklif edip tamamen hayatımızı birleştirecektim. İkimizin de sonuna kadar birbirimize ihtiyacımız vardı. Gözlerine her baktığımda hep yanımda olacağının sözünü verir gibiydi. Bana bakışlarında aşk vardı.. Benim ona bakışlarımda da öyle..
Biz artık dönüşümünü tamamlamış gerçek insanlar, gerçek dostlardık.. Bir canavarın bile kalbinin yumuşayacağına şahit olmuştuk. Her kötü olayın aşılabileceğini, her zaman iyileşme umuduna tutunmamız gerektiğini öğrenmiştik.
Biz artık birbirimizin umuduyduk ve bundan sonra kimsenin kalpsiz bir canavara dönüşmesine izin vermeyecektik..
Bir fici daha bitirdik :)
Aslında aklımda olan hep Jong In'in ağzından yazmaktı. Nasıl oldu da 'daha fazla Sehun' şeklinde yazdım ben bile bilmiyorum. Hepsi ilham perilerimin suçu.. Ama yine de büyük bir aşkla yazdığımı söylememe gerek yoktur sanırım.
Kötü sonlardan nefret ederim! O yüzden bu şekilde bitirdim. Her zaman kötüleri cezalandırmamıza gerek olmadığını düşünüyorum. Bazen de onlara iyi insanlar vererek kalplerini sınamalıyız.
Umarım beğenmişsinizdir ♡
~ ~~Şimdi bir kaç sorum olacak. En çok kimi sevdiğiniz? En çok kimden nefret ettiniz? En sevdiğiniz ve nefret ettiğiniz anlar hangileriydi? Genel olarak yorumlarsanız çok mutlu olurum ♡
Yepyeni tazecik 'Destiny&Dilemma' ve 'Coincidence' ficlerime de beklerim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüşüm ✓
FanficSeKai hikayesidir.. Sonlara doğru KrAy ve sürpriz çiftler olacaktır.. ** Vampire dönüşme, adını uydurduğum bir virüs sebebiyle gerçekleşiyor. Dönüşüm sebepleri Blood dramasına benzetilebilir. Fakat her şeyiyle tamamen bana ait ve dramadan tamamen fa...