Çığlık atarak gözlerimi açmıştım. Tao aniden frene bastı.
"Sehun? Ne oldu? Kabus mu gördün?" diye sordu.
"Lanet olsun Tao!! Senden nefret ediyorum." diye bağırıp ağlamaya başladım. Bana sarılmak için uzandığında ise tekrar bağırdım.
"Dokunma bana!"
"Sakinleş Sehun. Neyin var? Kabus mu gördün?" diye sordu tekrar. Elini uzatıp ters bakışlarımı görünce çekiyordu.
"İzin ver bana Sehun. Seni iyileştirmem izin ver." dedi.
"Bunu sen mi söylüyorsun Tao. Beni bu hale sen getirdin." diye bağırdım.
"Bir süre konuşmayacağım Sehun. Ama şuan hastaneye gitmek zorundayız. Seni zorlamayacağım. Ama lütfen sakin ol." dedi.
"Sakın Tao! Ben iyiyim ve o hastaneye gitmek istemiyorum." dedim.
"Tamam Sehun, peki." diyerek durdu.
Biraz daha sakinleşmiştim. Kendi kendime gülmeye başladım. Tao'ya döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu.
"Senden nefret ediyorum biliyor musun? Az önce rüyamda hamile olduğumu gördüm." dedim.
"Bundan bu kadar etkileneceğini bilmiyordum Sehun" diyerek imalı bakışlarını gönderdi.
"Sadece bu fikirden nefret ettim ve korktum Tao. Senden olduğunu düşünebilirler. Şöyle bakmayı kes. Eve dönelim. Uyumak istiyorum." dedim.
Arabayı döndürüp beni eve götürdü. Odaya gittiğimde peşimden gelip odadaki mindere oturdu. Uyandığımda bile oradaydı. Başımda beklemesinden bile nefret etmiştim. İyi biri gibi davranması sinir bozucuydu.
Ertesi gün yine okuldaydık. Dersleri bile dinleyemiyordum. Gözüm her yerde Jong In'i arıyordu. Gördüğüm dörtlü yine bir aradaydı. Bir ara Yixing ve tanımadığım çocuk yanımızdan geçerlerden abi dediğini duymuştum. Böylece tanımadığım çocuğun da kuzeni olduğunu anlamıştım. Yixing beni her gördüğü yerde uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Konuşabilmek istiyordum ama Tao'dan korkuyordum.
Tao'yla bahçedeki bankta oturuyorduk. Jong In'in bize doğru yürüdüğünü fark ettiğimde gerilmiştim.
"Tao yalvarırım sakin ol. Onu hemen göndereceğim. Lütfen konuşmama izin ver." dedim.
Ayağa kalkıp Jong In'e doğru yürüyecektim ki hızla yanımdan geçip Tao'nun karşısına dikildi.
"Jong In?" diye seslendim sadece.
"Efendim Sehun?" dedi. Gözlerini Tao'dan ayırmıyordu.
"Benimle konuşacaksın sanmıştım." dedim.
"Unuttun mu aramızdaki her şeyi Tao'nun telefonundan gönderdiğin bir mesajla bitirmiştin. Ben Tao'yla konuşmaya geldim." dedi. Kalbim parçalara bölünmüştü ve her bir parçanın üzerinde Jong In'ler tepinip eziyordu sanki.
"Abin öldü Tao! Hiç bir şey sormayacak mısın?" dedi. Tao'nun sinirlenip saldıracağına emindim. Hemen Jong In'i kolundan tutup çekiştirmeye başladım.
"Şimdi sırası değil Jong In. Git buradan." dedim.
"Gerçekten mi Sehun? Onunla kalmak için beni kovacak mısın? Seni zorla tuttuğunu sanıyordum. Bana nasıl git diyebilirsin! Ona aşık mı oldun!?" dedi ve bana öfkeyle bakıp koşarak üçlünün yanına gitti. Onu incittiğim için her defasında ölmek istiyordum.
Yaklaşık 20 dakika sonra Jong In'in diğer kuzeni olduğunu anladığım çocuk yanımıza gelip gülümsedi.
"Selam"
Elini uzattığında Tao'yla birbirimize baktık.
"Seni o piç mi gönderdi?" diye sorarak Jong In'i işaret etti Tao.
"Hayır hayır, ben Baekhyun. Bu okula yeni geldim ve sizinle tanışmak istedim. Siz onun arkadaşları değil misiniz? Sehun'un kaçırıldığını söylemişti. Kötü bir şeyiniz yok değil mi? Bu arada ben Jong In'in kuzeniyim." diyerek şirin bir şekilde gülümsedi.
Tanrı aşkına ne diyordu bu. Üstelik bize göre de küçük görünüyordu.
"Hangi liseden kaçtın sen? Burası için fazla küçük değil misin?" diye dalga geçti Tao.
"Şey.. Aslında seninle biraz konuşabilir miyim?" diyerek Tao'ya bakmaya başlamıştı. Neydi o yüzündeki? Yanakları mı kızarıyordu?
"Burada söyleyebilirsin ufaklık. Şey.. Baekhyun'du pardon. O benim sevgilim. Gizli bir şeyim yok." dediğinde öfkeyle Tao'ya bakıp fısıldadım.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Oh siz sevgili misiniz? Şey.. Ben.. Pardon.. Rahatsız ettim." diyerek arkasını döndü.
"Ne söyleyecektin? Neden gidiyorsun?" diye seslense de dönüp bakmamıştı. Jong In'lerin yanına gidene kadar onu izlemiştim.
Oraya vardığında Jong In'in arkadaşı olan çocuk onu kucaklamıştı. Baekhyun da başını onun göğsüne yaslayıp öylece durmuştu. Normal insanlar arasında bu durum sanki çıkma teklifi etmiş de reddedilmiş gibi anlaşılabilirdi. Bir dakika! Yani teknik olarak böyle bir şey gerçekleşmemişti ama sevgili olduğumuzu duyunca kaçmıştı. Bu ufaklık Tao'dan hoşlanıyor olamazdı değil mi? Bu pisliği sevebilmek için annesi olmak gerek. Evlat olsa bile sevilecek biri değil ya neyse..
O gün kırık bir kalp ve düşüncelerle dolu bir kafayla eve gittim. Tao'nun yanımda olması hala midemi bulandırıyordu. Ama bu duyguya bile alışmıştım. En azından artık bana dokunmuyordu. Akşam odasında ağladığını duyunca sessiz adımlarla kapısına gittim. Her zaman içimdeki saf Sehun'a yeniliyordum. Kapıyı açıp sordum.
"İyi misin?"
"Git buradan Sehun."
Aldığım cevapla yatağıma dönmüştüm. Belli etmese bile canı yanıyordu. Tabi ki ne kadar acı çekerse çeksin bu, yaptıklarının bedeli olmayacaktı.
Sessizce ağlamaya başladım. Gözyaşlarımın arasında uyumaya çalışıyordum. Tam uyuyacağım sırada odama geldi. Söylediklerini duysam da ona arkam dönüktü. Hiç bir tepki vermedim.
"Özür dilerim Sehun. Uyuyor musun? Uyanıksın değil mi? Tamam cevap verme ama ben konuşacağım. Artık sana yaklaşmayacağım. Yaptıklarıma rağmen sen benimle ilgileniyorsun. Keşke özel güçlerim olsaydı. İnan bana ilk yapacağım şey zamanı geri almak olurdu. Seni incittiğimi biliyorum. Ama telafi etmeme izin vermelisin. Ben değişmeye çalışacağım. Sadece... Bir kez daha ağlamanı istemiyorum. Beni affet Sehun.." dedi.
Yatağımda bir kıpırtı hissettiğimde korkmuştum.
"Sanırım gerçekten uyuyorsun. İyi geceler iyi kalpli melek." dedi. Aklıma Jong In gelmişti. Bana meleğim diyordu..
Ne derse desin Tao'ya güvenmiyordum. Gerginliğim o odadan çıkana kadar devam edecekti. Saçlarımda hissettiğim el daha fazla korkmama sebep olmuştu. Gözlerimi açmak şöyle dursun daha fazla sıkmıştım. Saçlarımı düzelttikten sonra üzerimi iyice örtmesi beni şaşırtmıştı.
Tam gideceğini düşündüğüm anda tekrar geri dönüp saçlarımın arasından öptü ve fısıldadı.
"Keşke kalbin o piç yerine bana ait olsaydı..."
![](https://img.wattpad.com/cover/40359510-288-k198025.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüşüm ✓
FanfictionSeKai hikayesidir.. Sonlara doğru KrAy ve sürpriz çiftler olacaktır.. ** Vampire dönüşme, adını uydurduğum bir virüs sebebiyle gerçekleşiyor. Dönüşüm sebepleri Blood dramasına benzetilebilir. Fakat her şeyiyle tamamen bana ait ve dramadan tamamen fa...