Bölüm 63: "Kaybetmek"

123 5 22
                                    

Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki de.
                                       - Charles Bukowski

İnsan mutluluğu her zaman sevdiklerinin yanında arar öyle değil mi?

Başka kimseye ihtiyaç duymaz.
Düşünmez, yanında istemez.

Mutfakta akşam için hazırlık yaparken Barın, Berfu ile birlikte oynuyordu ve arada sırada yanıma gelip bana yardımda bulunuyordu.

Yaklaşık üç saatlik bir hazırlığın sonunda derin bir nefes aldığımda "bitti!" Demiştim Barın'a bakarak.

Barın, Berfu'nun elini tutup yanıma geldiğinde "bizde bıcı bıcı yaptık değil mi güzel kızım?" Demişti ve Berfu'nun elini öpmüştü.

Berfu kafasını sallayıp "ivettt" derken ellerini çırpmıştı ve gülmüştü.

Berfu'nun iki yandan yamuk bağlanmış saçlarına bakarken "annem baba mı topladı saçlarını?" Demiştim bildiğim halde gülmemeye çalışarak.

Barın, Berfu'yu havaya kaldırıp her iki yandan yamukça topladığı saçlarına baktığında "neden güldün ki sen şimdi?" Demişti anlamayan bir yüz ifadesi ile.

"Bilmem ki" demiştim omuzlarımı indirip kaldırarak."Bir düşüneyim bakayım sevgilim, acaba neden güldüm?" Tekrardan güldüğümde Berfu'nun kısa saçlarına dokunmuştum ve "yamuk olduğu için olabilir mi acaba?" Demiştim.

Barın burun kıvırırken "sen ne anlarsın!" Demişti ve Berfu'yu kucağına sabitlemişti.
"Değil mi babacım?" Diyerek Berfu'dan onay beklediğinde ağzım açık kalmıştı ve  "ben ne anlarım öyle mi?"Demiştim şok içinde.

Barın ciddi bir ifade ile kafasını salladığında "ben ortaya bir eser çıkardım" demişti.
"Şaheser resmen! Şuraya bakar mısın ya?"

"Doğru eski çağdan kalma bir eser aşkım" dediğimde Barın beni taklit etmişti ve diğer kolu ile beni belimden tutarak kendisine yaslamıştı.

Bir elim hemen Berfu'nun beline gelirken "çocuk var aşkım" demiştim ve yanağından öperek geri çekilmiştim.

Dolaba doğru ilerleyip, kapağı açtığımda "nerede kaldılar ya?" Demiştim."Yemekler soğuyacak."

Cümlemi bitirmem ile birlikte kapı çaldığında "sonunda!" Demiştim ve mutfaktan çıkarak kapıya ilerlemiştim.

Kapıyı açıp dışarıda gülüşerek bekleyen Beril ve Mert'e baktığımda "sonunda!" Demiştim."Bir an gelmeyeceksiniz sandım."

Yan tarafa geçip, içeri girmeleri için yer verdiğimde Mert mutlu bir şekilde "yengelerin yengesi, en bitanesi bizi mi özledi yoksa?" Demişti.

Yanağımdan makas alıp göz kırptığında ceketini askılığa asmıştı.Bakışlarım Mert'e dönerken "yooo" demiştim kelimemi uzatarak.
"Özleyebileceğim bir zaman dilimi henüz oluşmadı."

Beril gülmeye başladığında Mert ona dönmüştü.

Beril "özür dilerim aşkım ama haklı!" Dediğinde "kardeşimi ortanıza almış eğleniyorsunuz öyle mi?" Demişti Barın bize doğru ilerleyerek.

Barın yanıma gelip, elini belime sardığında "umarım tam destek gelmişsindir?" Demişti Mert Barın'a dönerek.

Barın dudaklarını büzerken "yengen ile senin aranda kardeşim" demişti."Ben karışmam."

"Öyle mi?" Demişti Mert kafa sallayarak.
"Yazdım bunu bir kenara bak.Haberin olsun."

Barın "yaz kardeşim yaz" diyip Mert'in omzuna elini attığında beraber içeri yürümeye başlamışlardı.

Mübrem:VazgeçilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin