Bölüm 64: "Geçmeyen Acı"

113 4 40
                                    

2 Yıl Önce

Elim büyümüş karnıma değerken, tuzlu denizin kokusunu içime çekmiştim.

Hamilelik zamanlarımda sürekli olarak doktor yürümem gerektiğini dile getirmişti.

Aslında bunu sevdiğim biri ile yapmak daha iyi olabilirdi; ama ben yalnızdım.

Belki de hep yalnız  kalacaktım.

Belki de hayat beni yalnız olmaya sürüklemişti.

Rüzgâr tenime değerken çok kısa bir an içim ürpermişti. Gözlerimi istemsizce kapatırken gözümün önüne gelen yeşil gözler ile göz kapaklarımı bir anda açmıştım.

Elim kalbime giderken tam o esnada Berfu'nun tekmesini hissettiğimde canım yanmıştı; ama bu kalbimde hissettiğim bir acıydı.

Ruhumdaki acıydı.

"Belki şu an baban yanımızda olabilirdi kızım. Hatta heyecanlanıp elini karnıma bile değdirebilirdi." Burukça gülümsediğimde "ama işte sadece belkiler ile olan hayal!" Demiştim.

İstemsizce gülerken "bunları gerçekten yapar mıydı acaba?" Demiştim karnımı okşarken."Bundan emin bile değilim kızım.Gerçekten sevindiğinden bile şüpheliyim aslında.Ya her şey oynadığı bir oyunun bir parçasıysa?"Yaşadıklarımız çok kısa bir an gözümün önünden geçerken "hepsi mi yalandı ya?" demiştim kendi kendime soru yönlendirirken. "Hepsi mi cidden?"

Hala canım yanıyordu.
O ilk gün ki gibi kalbim sızlıyordu; ama biliyordum ki sakin olmam gerekiyordu, stres yapmamam ve kızım için mutlu olmak gerekiyordu.

Gerekiyordu çünkü, zorundaydım.

Denize doğru bir adım daha yaklaşırken derin bir nefes alıp vermiştim ve "her şeyi artık tamamen geride bırakacağım..." demiştim."Başka hiçbir şey düşünmeyip, sadece kızımla ilgileneceğim."

Kafamda düşünceler bir bir sıralanırken telefonumun çalması ile arayan kişiye bakmıştım.

Ekrandaki Cüneyt ismini gördüğümde yeşile basmıştım ve telefonu kulağıma tutarak "efendim?" demiştim.

"Almila neredesin ya sen? İzmir'e geldiğimde seni bulurum ve sürpriz yaparım diye düşünmüştüm; ama sen etrafta yoksun bile!"

Gözlerimi yumarken "geldin mi?" demiştim.

"Evet Almila geldim; ama sen yoksun!"

"Geleceğini bilmiyordum Cüneyt gerçekten kusura bakma olur mu?"

Demin telaşlı gelen sesi tam tersi olarak sıcak geldiğinde "kusurluk bir şey yok ki..." demişti. "Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim gerçekten merak ettik seni! Ne Beril'e ne de teyzene hiçbir şey söylememişsin.Neredesin  sen şu an gelip alayım seni hemen?"

Bakışlarım denize değerken "hava almaya çıktım..." demiştim sesimi sıcak bir tonda ayarlarken."Doktor son zamanlarda yürüyüş yapmamı önermişti.Bende o yüzden havaya almaya çıktım işte."

"Peki..." derken "alayım seni istersen?" demişti.

Cüneyt görmese bile kafamı iki yana salladığımda "cidden gerek yok Cüneyt!" demiştim."Hem ben birazdan geleceğim zaten.Sonuçta arkadaşım buralara kadar ziyarete gelmiş.Gelmesem olmaz!"

Neşeli sesi kulağıma dolarken "o zaman çabuk ol olur mu?" demişti.

"Tamam olurum..." derken "görüşürüz" dediğinde "görüşürüz" demiştim ve telefonu kapatmıştım.

Bakışlarım hemen yanı başımda duran banka değerken yavaşça ilerlemiştim ve dikkatlice oturmuştum.

Biraz daha denizi izlerken birinin bana seslenmesi ile yanı başımda duran kadına bakmıştım.

Mübrem:VazgeçilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin