Hava yavaş yavaş kararmaya başlarken Edgar ve mike da artık evlerine dönecekti.
Dynamike: hava karardı artık pansiyona dönsen iyi olur evlat.
Edgar: evet haklısınız. Yanlış anlamazsanız eviniz nerede acaba
Dynamike: benim mi? Bak şuradakini görüyor musun?
Dynamike üzerinde muşamba ile örtülü dört yanı kırık ve çatlaklar olan briketlerle örülmüş duvarlara sahip küçük evi gösterdi.
Dynamike: işte orası evim.
Edgar: sen... Orada mı kalıyorsun?
Dynamike: evet gel sana sıcak bir kahve yapayım öyle git.
Edgar teklifini kabul etti. Beraber dynamike'ın minik fakirhanesine gittiler. Kapısı bile yoktu. Hava alan yerleri battaniye örtüyordu.
İçeri girdiklerinde beton zemine örtülmüş savan-kilim üzerindeki minik minderler, ve karşısında muhtemelen yatak olarak kullandığı bir minder,eski bir yastık ve yırtık bir battaniye vardı.
Evin ışığı bile yoktu. Dynamike içeriyi aydınlatsın diye gaz lambasını yaktı. Şimdi içeriside daha net görünüyordu.
Dynamike: eheh işte burası da benim minik yuvam. Çok güzel değil belki de ama bana yetiyor. Otur hadi buyur.
Edgar minderlerin birine oturdu. İçeriyi inceledi. İçerisi cidden soğuktu dışarıya göre. Isınmak için kömür sobası vardı. Dynamike sobayı yakmak için doldurmaya başladı.
Edgar ise etrafı inceliyordu hâlâ. Kıyafetlerini koyduğu minik bir kutu vardı kenarda. Yanındaysa kırık bir banyo rafı vardı. Üstünde bitmek üzere olan bir sabun bir bez ve küçük bir tas duruyordu. Yanındaysa su dolu 2 bidon.
Edgar'ın içi acımaya başlamıştı. Etrafa bakındıkça haline şükretmeye başlamıştı.
Dynamike: ee kahvene ne kadar şeker istersin?
Edgar: şekersiz içerim.
Dynamike kenardaki minik piknik tüpüne kulpu kırık olan eski cezveyi koyarken şaşkınca kaşlarını kaldırdı.
Dynamike: cidden mi? Şekersiz içmek için fazla genç değil misin?
Edgar: annem öyle alıştırdı. Abur cubur bile yemem. Ailem bunlara her daim karşıydı.
Dynamike duygulanmış gibi gülümsedi. Gözleri dolmuştu. Aile kavramı onu bu hâle getirmişti.
Dynamike: benimde bir zamanlar ailem vardı... O kaza benim herşeyimi aldı.
Edgar'ın nutku tutuldu. Üzülmüştü. Bişey demek istedi teselli etmek istedi ama elinden hiçbirsey gelmezdi.
Edgar: b-başınız sağolsun...
Dynamike: dostlar sağolsun evlat.
Dynamike hızla göz yaşlarını silip tüpden kaynayan suyu aldı ve kahveyi yaptı.
Edgar: teşekkür ederim.
Dynamike: afiyet olsun.
Kahvelerini loş ışıkta ,sobanın okşayan sıcaklığı ve odun çıtırtılarının eşliğinde içtiler. Edgar bir saat kadar sonra kalktı. Artık gitmeliydi.
Edgar: herşey için teşekkürler... Bay mike
Dynamike kahkaha patlattı ve Edgar'a yüzünden okunan bir samimiyet ve sevgiyle baktı.
Dynamike: bay demene gerek yok. Mike yada dynamike diyebilirsin.
Edgar: o halde teşekkürler dynamike. Herşey için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRAWLYWOOD'UN YILDIZLARI ✨
RandomBrawltonya'nın ünlü brawlerlarının yaşadığı Brawlywood da herşey pahalı ve mükemmeldi. Genel olarak suç oranları da oldukça azdı. Herkes lüks ve şerefli bir hayat peşindeydi. Yani çoğunluk... Burada doğup büyümüş çoğu brawlerların meslekleri v...