Edgar sarhoş bilincini ayık tutmaya çalışıyordu. Tam bu sırada insanlar tezahürat etmeye başlamıştı. Başını kaldırıp neler olup bittiğine baktı.
Bu Colt'tu koca bir içki fıçısını teklemeye çalışıyordu. Ve insanlar ise ona son ses destek veriyordu.
+: şu çılgına bakın! Eğer gerçekten fıçıyı bitirirse pantolonumu çıkarırım!
-:bende götüme şu bira şişesini sokarım!
Kalabalığı yararak Chester çıktı önlerine. Sırıtıyor ve aynı zamanda bağırıyordu.
Chester: çekilin! Çekilin uzaklaşın! Twerk atıcam!
Chester sarhoşluğun verdiği özgüvenle götünü sallamaya başladı. Kalabalık iyice kudurmustu. Parti adeta yıkılıyordu!
Edgar şaşkınlıkla olan biteni izlerken telefonuna bir mesaj düştü.
Bilinmeyen numara: dışarı çıksan iyi olur.
Edgar şaşırmıştı. Kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Ama mantıklı düşünemeyecek kadar sarhoştu. Bu yüzden yalpalaya yalpalaya dışarı çıktı.
Etrafta birkaç tüttüren insandan başka kimse yoktu. O sırada bahçenin içinde biri ona seslendi.
-: hey! Hey sen! Gel buraya!..
Bu o kadındı. Edgar heyecanla kadına doğru yürüdü. Ama bi tuhaflık vardı Edgar ona yaklaştıkça kadın uzaklaşıyordu. Kovalamaca gibi.
Edgar bunun sadece bir fantezi oyunu olduğunu düşünüp sırıtarak peşinden ilerlemeye devam etti.
Nihayet arka bahçeye gittiğinde kadın ortalıkta görünmüyordu. Bomboş karanlık ve tenha görünüyordu. Edgar şaşkınlıkla etrafına baktı.
Kimseyi göremeyince çaresizlikle arkasını döndü. Ama gitmesine bir el fırsat vermedi. Edgar'ı sertçe çekip yere düşürdü.
Edgar zaten dönen başını tutarak kalkmaya çalıştı. Ama düşüren adam izin vermedi. Edgar'ı yakasından tutup havaya kaldırdı. Edgar'ın mücadele edecek hali yoktu. Bu yüzden kendini serbest bıraktı.
Adam şaşırsa da kendini hızlıca toparlayıp Edgar'ı bi arabaya doğru götürdü. Siyah büyük bir arabaydı. Edgar ne olduğunu bile anlamadan aracın içinde bağlı buldu kendini. Bilinci yavaşça uykuya teslim olurken son gördüğü iri yarı burnunda halka takılı olan bir adamdı...
***
Brock: Edgar nerede?? Hay sikim!
Chester: azıcık rahatla dostumm... O hangi... Nereye... gittiyse gelir.
Brock: pansiyona geri donmeliyiz aptallar!
Brock diğerlerinin aksine sarhoş olacak kadar içmemişti. Birinin ayık kalıp mantıklı kararlar verebilmesi gerekli olduğunu biliyordu.
Brock: yürü arabaya Chester!
Chester'ı yaka paça arabaya koyup kapısını kilitledi ve Colt'u bulmaya gitti. Colt hâlâ tezahüratların hedefiydi. Fıçıyı bitirmişti. Bu seferde 10 şişeyi birden içmeye çalışıyordu.
Brock hızlıca Colt'u yakaladı ve onu da arabaya götürdü. Arkalarından birkaç kişi onlara daha fazla kalmalarını söylüyorlardı. Ama brock dinlemedi.
Son olarak Edgar'ı bulmaya çalışıyordu. Ama o hiçbir yerde yoktu. Olabilecek her yere baktı ama yoktu. Sinirden kendini dövecek haldeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRAWLYWOOD'UN YILDIZLARI ✨
RandomBrawltonya'nın ünlü brawlerlarının yaşadığı Brawlywood da herşey pahalı ve mükemmeldi. Genel olarak suç oranları da oldukça azdı. Herkes lüks ve şerefli bir hayat peşindeydi. Yani çoğunluk... Burada doğup büyümüş çoğu brawlerların meslekleri v...