Yavaşça yerdeki kül ve moloz yığınına eğildi. Yerde bulduğu anahtarlığı alırken aklında sadece bu suikastin sebebi vardı. Yeniden ayağa kalkarken etrafa bakındı. Tek bildiği bunu peşinde oldukları çete yapmış olmasıydı fakat sebebini bilmiyordu. Edgar ölmüştü. Yada o öyle biliyordu.
Elindeki tek ipucu olarak Mike ile konuşma kayıtları kalmıştı. Gerisinin hepsi patlamayla birlikte karakolda heba olmuştu. Saldırı esnasında karakolda olmaması yaşamasını sağlamıştı. Fakat belki de diğer iş arkadaşları ölmüştü. Çoğu can vermişti zaten.
Etrafına baktıkça molozlara bulaşmış kan damlaları içini acıtıyordu. Ekipler çalışmalarını yaparken kendisi elindeki anahtarlığa dikkatini verdi. Ufak kilitli bir kutuydu bu. Öncesinde pek umrunda olmamıştı fakat üzerinde Edgar'ın isminin işlendiğini görünce merakı ağır bastı. Anahtarlıkla birlikte olay yerinden hızla ayrıldı.
***
Fang: BELLE! HİİŞT ALOO BELLE!
Fang karargahın içine bile girmeden dışarıdan bağırıyordu. İçeri girse ağzına sokulacak namludan korkuyordu aslında. Fakat kimse çıkmıyordu.
Colette: boşa manyak gibi bağırıyorsun.
Fang: farkettim.
Hiç istemeseler de içeri girmeye karar verdiler. Chester ve diğerleri kapıda bekleyeceklerini söyleyerek gelmeyi reddettiler. Fang ve Colette ise tedirgindi. Çünkü çıt ses yoktu. En nihayetinde içeri geldiklerinde gözlerine inanamadılar. Çünkü karargah bomboştu.
Colette: n-nasıl?.. annemler nerede?!
Fang: buradan gitmiş olmaları garip.
Colette: şimdi onları nereden bulucaz Fang??
Fang: bilmiyorum. Bakicaz.
Fang etrafına moralsizce bakarken yanlarında götürmedikleri birkaç eşyanın arasında olan masanın üzerindeki notu gördü. Sakin adımlarla oraya ilerledi. Bunu Belle yazmıştı.
"Geri döneceğinizi biliyordum HAHAHA! Ama unutmayın çocuklar her gidişin bir bedeli vardır ;)"
Fang kağıdı okuyunca yüzü sinirle kasıldı. Bedel derken neyden bahsediyordu? Yoksa Edgar'a bişey mi yapacaktı? İşte bu olursa hapse girmek pahasına herşeyi polise anlatırdı. Ve sonrasında kendi hayatına son verirdi.
Elindeki kağıdı buruşturarak yere atıp tekmeledi. O arkasını dönüp ilerlerken Colette yerdeki kağıdı aldı ve neye bu kadar sinirlendiğini anlamaya çalıştı. Sonrasında o da kağıdı yere atıp Fang'in peşinden yukarı çıktı.
Colette: Fang! Ne oldu??
Fang: o sikik bunak Edgar'a bisey yapacak! Ve hay sikeyim şansımı ki yerlerini bilmiyorum!
Colette: Ona zarar vermicek.
Fang: nereden belli?! Vahiy mi indi ha?! Nasıl bu kadar eminsin!
Colette: ona bişey yapacak olsaydı kurtarmazdı. İçinde onu da patlatırdı.
Fang bir süre duraksadiktan sonra Colette'e hak vererek başını salladi. Diğerlerinin yanına geldiklerinde Belle'in nereye gideceği hakkinda konuşmaya başladılar.
***
Bull: onlar adamlarımı yok ettiler Belle.
Belle: adam dediğinde iki garsondan oluşma çift.
Bull: kimse yemek yerken bir garsondan şüphe etmez ,kaç cinayette parmakları olduğunu bilemezsin.
Belle: herneyse yasını tutacak halin yok ya? Yenisini bulursun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRAWLYWOOD'UN YILDIZLARI ✨
RandomBrawltonya'nın ünlü brawlerlarının yaşadığı Brawlywood da herşey pahalı ve mükemmeldi. Genel olarak suç oranları da oldukça azdı. Herkes lüks ve şerefli bir hayat peşindeydi. Yani çoğunluk... Burada doğup büyümüş çoğu brawlerların meslekleri v...