Aina: Bull sen ne dediğinin farkında mısın? Edgar öyle şeylerle uğraşmaz.
Bull: Kanıtlarım var.
Aina: ne kanıtı?
Bull: oğlunun sol koluna bakmayı hiç denedin mi?
Aina: ne demeye çalışıyorsun?
Bull: AK amblemi taşıyor. Bana inanmıyorsan gidip bakabilirsin.
Aina: inanıyorum inanmasına da... Edgar böyle bişeyi neden yapsın?
Bull: orasını ben bilemem Aina. Oğluna sorarsın. Her neyse işlerim var.
Bull yataktan kalkıp üzerini giyerken Aina dalmış bunların nasıl olabileceğini düşünüyordu.
Otel odasından çıkıp giden Bull'a arkasından sadece bakmakla yetindi. Niye durduk yere bunları söylemişti ki?
Sadece bilgilendirmek istiyordur diyerek kendini sakinleştirmeye çalıştı. Ama o umursamadan çekip gitmişti. Bazen sadece eğlendiğini gerçekten sevmediğini düşünüyordu.
Düşüncelerinden sıyrılıp ayağa kalktı. Üzerini giyip eve doğru yol aldı. Edgar'ın da buralarda olacağını düşünüyordu. Fakat yoktu. Defalarca aramıştı ama edgar'ın telefonu meşguldeydi. Belli ki fazlasıyla kırılmıştı kendisine.
Aina oğlunu düşünürken gözleri doldu. Bi anlık sinirle duygularını incitmişti. Halbuki kendisini anne bilip yakın gördüğü için anlatmıştı herşeyi.
Aina:Şimdi onu nereden bulucam?
Diye geçirdi içinden. Sonra içeri geçti. Kendine bir kahve yapıp Müge Anlı açtı ve izlemeye başladı.
***
Leon: niye meşgule atıyorsun açsana.
Edgar: siktir et. Allah bilir yine ne için azar çekecek.
Leon: peki sen bilirsin. Ne zaman gideceksin?
Edgar: yarın sabahtan yola çıkarım. Burada daha fazla kalmamın manası yok.
Leon: anlıyorum. Yolun açık olsun şimdiden.
Edgar: teşekkürler...
(Sabah olunca)
Leon: annene de haber vermelisin biliyorsun umarım.
Edgar: her şekilde görecek zaten. Eve gitmeliyim.
Leon: ha peki.
Edgar: hadi görüşürüz.
Leon: görüşürüz.
Edgar Leon'un evinden ayrıldıktan sonra yolda yavaş yavaş yürümeye başladı. Olanları düşünüyordu. Annesinin yaptıklarını, bibi ve Crow'u, işini ve özellikle de fang'i...
Sahiden o nerede ve ne yapıyordu şu anda? Yaptıkları suikast çok kötüydü. Binlerce insan ölmüştü. Ama yine de onu düşünmeden edemiyordu.
Edgar: keşke şu anda şuradaki çalıdan çıkıp kafama uçan tekme atsa.
Edgar bunu der demez görüklerine inanamadı. Başka dua etse tutacaktı. Belle ve Fang bankta oturuyordu. Yanlarına gitmek istedi ama Belle varken bunu yapmak istemiyordu.
İçinden Fang'in kendisini görmesi için dua etti. Ve nasibinde varmış bu duası da tuttu. Fangle göz göze geldiler. Kısa bir süre bakıştıktan sonra Fang ayağa kalktı.
Yanına geliyordu. Edgar'ın kalbi yerinden fırlayacak gibi atmaya başladı. Fang yaklaştıkça kalbi daha da delirmiş gibi hızlanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRAWLYWOOD'UN YILDIZLARI ✨
RandomBrawltonya'nın ünlü brawlerlarının yaşadığı Brawlywood da herşey pahalı ve mükemmeldi. Genel olarak suç oranları da oldukça azdı. Herkes lüks ve şerefli bir hayat peşindeydi. Yani çoğunluk... Burada doğup büyümüş çoğu brawlerların meslekleri v...