BRAWLYWOOD'UN YILDIZLARI ✨

Bütün Vedalar Üzücü Olur...

Gale: neden kavga ediyordunuz?

Grom: uzun hikaye hoca sorgulama.

Gale: peki o halde tutanak tutuyorum.

Grom: ne alaka! Basit bir kavga sadece!

Gale: uzun mesele velet sorgulama.

   Grom lafının kendine dönüşüyle sinirden koltuğa osurdu.

Gale: höstt! Çüş beygir!

Buster: lan bak yine yaptın! Osuruyon rahatsiz olunca da kavga çıkarıyon!

Grom: sinirlendirmeyin o zmn!

Buster: senin sinirlenmediğin şey mi var amk!

Grom: lan buster bak beni dellendirme!

Buster: alla alla dellensen nolcak lan!

Gale: öhöm öhöm! Yeter bu kadar ibnelik! Sizi bi daha kavga ederken görürsem okuldan atarım bilginize!

   Gale'ın odasından çıkan Grom ve Buster sinirle kendi derslerine gittiler.

***

Collette: anne! Cidden kaçacak mıyız?

Belle: kaçmıyoruz. Sadece hazırlanıcaz. Yaralılarımız var...

Collette: çoğu sadece ufak yaralar! Hepsi aptal zaten!

Doug: ufak mı? Lan adamın kolu kopmuş!! Bu nasıl ufak?!

Belle: hayır doug kimsenin kolu kopmadı. O sadece üzerini giyiyor.

Doug: heee. Tamam.

   Collette gözlerini devirdi. Bıkkınlıkla toplantı salonunu terk edip odasına kalan eşyalarını da almaya gitti.

***

     Lobi'de öğle vaktiydi. Sıcacık güneş şehrin işlek caddelerini ısıtıyordu. Edgar bugün çok neşeliydi. Chester colt ve brock ile beraber okula hevesle yürüyordu.

Colt: Edgar ne oldu piyangoyu falan mı kazandın bu ne keyif?

Edgar:yooo mutlu olamaz mıyım?

Brock: olabilirsin de biraz tuhaf geldi.

Edgar: neden?

Chester: çünkü sen genellikle suratı asık, hep hayattan şikayet eden depresyondan çıkmayan, sinek vızıltısına bile sinirlenip küfür eden suratsız bir adamsın.

    Edgar gözlerini devirdi ama sinirlenemeyecek kadar mutluydu bu yüzden gülümsedi. Okul çıkışı Fangle buluşmayı hayaliyordu.

    Okula geldikleri gibi bir kamelya seçip oturdular. Sohbet gitgide tatlanırken Edgar'ın aklı orada değildi.

Chester: EDGAR!

Edgar: hı? Noldu?

Chester: dalıp gittin. Bizimle ilgilenmiyorsun bile.

Edgar: yo dinliyorum...

    Edgar'ın gözüne bahçe kapısındaki adam takıldı. Bu Fang'di. Edgar bi anda heyecanlandı. Görmeyi beklemiyordu ama Fang'in gelmesi onu daha da mutlu etmişti.

    Ama Fang okuldan bi kızla konuşuyordu. Her ne kadar ilgilenmiyor gibi olsa da bu konuştuğu gerçeğini değiştirmezdi.

   Edgar o an somurtarak arkasına yaslandı. Kollarını birbirine dolayıp sinirle yere bakmaya başladı.

Chester: edgar. Bence kafanı kaldırmalısın!

    Edgar umursamadı. Sinirli olduğu her halinden anlaşılıyordu. Bu sırada bir el çenesini tutup yavaşça yukarıya kaldırdı.